Shared Flashcard Set

Details

PratikSozluk_EN-TR
PratikSozluk_EN-TR
3520
Other
Not Applicable
05/01/2012

Additional Other Flashcards

 


 

Cards

Term
A bag of bones
Definition
Bir deri bir kemik
Term
A bit
Definition
Biraz, bir parça
Term
A bit of all right (argo)
Definition
Çok iyi bir şey, mükemmel bir şey
Term
About the gills
Definition
Hasta/korkmuş vaziyette
Term
About this time
Definition
Bu sıralar, bu sıraklarda
Term
Above all
Definition
Bilhassa özellikle; her şeyden önce, hele hele, her şeyden fazla
Term
Above all things
Definition
Her şeyden önce
Term
Above board
Definition
Açıkca, dürüstçe
Term
Above one’s head
Definition
Kavrayışı dışında , anlanamayacağı düzeyde
Term
Above par
Definition
Normalin üstünde; her zamankinden daha iyi
Term
Above suspicion
Definition
Çok dürüst, her türlü şüphenin dışında
Term
Abreast of
Definition
İle yan yana, aynı hizada
Term
A cake of
Definition
Bir parça
Term
According as
Definition
Göre; tıpkı, aynen
Term
According to
Definition
e göre
Term
According to his version
Definition
Onun deyişine göre
Term
According to Hoyle
Definition
Kurallara uygun, doğru olarak
Term
According to one’s light
Definition
Aklının erdiği kadar
Term
A clear case
Definition
Muhakkak
Term
A clear day
Definition
Bütün gün
Term
A clear majority
Definition
Büyük birçoğunluk
Term
Across the board
Definition
Her şey ve herkesi kapsayan
Term
Across the way
Definition
Yolun öte tarfında
Term
A day after the fair
Definition
Geç kalmış
Term
A deal too much
Definition
Fazlaca
Term
A drink of water
Definition
Bir bardak su, biraz su
Term
A drop in the ocean
Definition
Devede kulak
Term
A face as long as a fiddle
Definition
Suratı iki karış
Term
A far amount
Definition
Bir miktar; bir hayli
Term
A far cry
Definition
Çok uzak; büyük fark; uzunmesele
Term
A few of
Definition
dan bazıları, den birkaçı
Term
A few thousand
Definition
Bir kaç bin
Term
A few years after
Definition
Bir kaç yıl sonra
Term
After a fashion
Definition
Şöyle böyle, pek iyi değil
Term
After a sort
Definition
Bir dereceye kadar; kendi tarzına göre
Term
After a while
Definition
Biraz sonra
Term
After all
Definition
Nihayet, sonunda; velhasıl, sonuç olarak; ne de olsa; hiç yoktan; yine de; zaten
Term
After dark
Definition
Ortalık karardıktan sonra
Term
After due consideration
Definition
İyice düşünüp taşındıktan sonra
Term
After his own heart
Definition
Tam istediği gibi; dilediği gibi, tam gönlüne göre
Term
After hours
Definition
İş saatlerinden sonra
Term
After mature consideration
Definition
Düşünüp taşındıktan sonra
Term
After meat
Definition
Yemekten sonra
Term
After one's own heart
Definition
Tam istediği gibi
Term
After that
Definition
Bundan sonra
Term
After the example of
Definition
Örnek tutarak
Term
After the fashion of
Definition
in taklidinde, e benzeyerek, gibi aynı surette, Tarzında
Term
After y ears of
Definition
Yıllarından sonra
Term
A full week
Definition
Tam bir hafta
Term
Again and again
Definition
Tekrar tekrar
Term
Against all
Definition
Bütün engellere rağmen
Term
Against the clock
Definition
Zamana karşı
Term
Against the odds
Definition
Bütün engellere rağmen
Term
Against the sun
Definition
Güneş karşısında olarak; sağdan sola
Term
Ages ago
Definition
Yıllar önce
Term
A good bit
Definition
Oldukça, epeyce, hayli
Term
A good deal
Definition
Çok, bir çok, bir hayli, pek çok
Term
A good distance
Definition
Uzun bir mesafe
Term
A good distance off
Definition
Epeyce uzakta
Term
A good few
Definition
Birçok; hayli kalabalık
Term
A good long time
Definition
Hayli uzun zaman
Term
A good many
Definition
Oldukça, epeyce, hayli
Term
A good way
Definition
Çok uzak
Term
A good while
Definition
Uzun bir süre
Term
A grain of common sense
Definition
Bir nebze anlayış
Term
A great deal
Definition
Pek çok, bir hayli, çok
Term
A great many
Definition
Pek çok, bir hayli, çok
Term
A great number of
Definition
Pek çok
Term
Ahead of
Definition
in önünde, ilerisinde; den iyi
Term
Ahead of time
Definition
Vaktinden önce
Term
A little bit
Definition
Bir parça, azıcık
Term
A little way off
Definition
Biraz uzakta
Term
A little while ago
Definition
Biraz önce
Term
Alive and kicking
Definition
(k.d) İyi ve hayat dolu
Term
All about
Definition
Her yerinde
Term
All alone
Definition
Yapayalnız; kimsenin yardımı olmaksızın
Term
All along
Definition
Her zaman, daima; başından başlayarak; öteden beri
Term
All along the line
Definition
Sıra boyunca; her noktada, her işte; her yönden
Term
All and sundry
Definition
Herkes
Term
All around
Definition
Çepeçevre, dört taraftan
Term
All at once
Definition
Hepsi birden, hep birden; birdenbire
Term
All being well
Definition
Her şey yolunda giderse
Term
All but
Definition
Az daha; den başka; hemen hemen; gibi; neredeyse
Term
All comes
Definition
Kim gelirse, hergelen
Term
All day
Definition
Bütün gün
Term
All day and every day
Definition
Hiçbir değişiklik olmadan; devamlı olarak
Term
All day long
Definition
Bütün gün boyunca, akşama kadar
Term
All done up
Definition
Bitkin bir halde, çok yorulmuş; hepsi hazır
Term
All his grist that comes to his mill.
Definition
Ekmeğini taştan çıkarır!
Term
All hours
Definition
Çok erken veya çok geç, hersaatte
Term
All in
Definition
Her şey dahil; bitkin
Term
All in a sweat
Definition
Ter içinde
Term
All in all
Definition
Her şeyi hesaba katarak; her şey; netice, son
Term
All in good time
Definition
Müsait zamanda
Term
All in one
Definition
Hepsi bir arada
Term
All in order
Definition
Her şey yerli yerinde
Term
All in the same boat
Definition
Aynı durumda
Term
All in the same breath
Definition
Aynı zamanda
Term
All in unison
Definition
Hepsi aynı zamanda; hep beraber
Term
All is as it should be.
Definition
Her şey yolundadır!
Term
All is up.
Definition
Bitti, Tamam!
Term
All manner of
Definition
Her çeşit
Term
All manner of conversation
Definition
Her tavır ve hareket
Term
All my hopes were dashed to the ground.
Definition
Bütün umutlarım suya düştü!
Term
All night long
Definition
Bütün gece, sabaha kadar
Term
All of
Definition
in hepsi, en aşağı
Term
All of a size
Definition
Hepsi aynı büyüklükte
Term
All of a sudden
Definition
Birdenbire, ani olarak, apansız, ansızın, aniden
Term
All of us
Definition
Hepimiz
Term
All out
Definition
Alabildiğine
Term
All over
Definition
Tamamen; bitmiş; tekrar, baştan; her tarafta
Term
All over again
Definition
Yeni baştan
Term
All over the place
Definition
Her yerde, her tarafta
Term
All over the shop
Definition
Karmakarışık; allak bullak
Term
All over the world
Definition
Tüm dünyada, dünyanın her yerinde
Term
All right
Definition
Pek iyi; şöyle böyle; hay hay; doğru, uygun
Term
All rolled in one
Definition
Hepsi bir arada
Term
All round
Definition
Mükemmel, her hususta iyi
Term
All sorts and condition
Definition
Her çeşitten
Term
All such as are of my opinion
Definition
Benim fikrimde olanlar
Term
All that
Definition
O kadar
Term
All that I know
Definition
Bildiğim birsey
Term
All the better
Definition
Daha iyi, çok daha iyi; iyi ya!
Term
All the more
Definition
Haydi haydi; gittikçe, artan bir şekilde
Term
All the rage
Definition
Herkesin arzusuna uygun, modaya uygun, pek moda
Term
All the rest
Definition
Kalanların hepsi
Term
All the same
Definition
Ne olursa olsun; hepsi bir; gene de; buna karşın, gelgelelim
Term
All the time
Definition
dığı sürece, ara vermeden, daima, her zaman
Term
All the way
Definition
Yolun sonuna kadar; mümkün olduğu kadar; başından beri
Term
All the world
Definition
Herkes, dünya alem, elalem
Term
All the year round
Definition
Bütün yıl, yıl boyunca
Term
All there
Definition
Aklı başında
Term
All things considered
Definition
Enine boyuna düşünülürse
Term
All this is by the way
Definition
Şimdi temel soruna gelelim!
Term
All through
Definition
Her vakit; tamamiyle
Term
All through my life
Definition
Hayatım boyunca
Term
All told
Definition
Bütünüyle, yekun olarak, hepsi beraber
Term
All too soon
Definition
Pek erken, amansız
Term
All well and good
Definition
Tamam, peki, kabul!
Term
All went well.
Definition
Her şey yolunda gitti!
Term
Allowing for the circums-tances
Definition
Koşulları hesaba katarak
Term
Along about
Definition
Esnasında, sularında
Term
Along chalk
Definition
Epey, bir hayli
Term
Along side
Definition
Yan yana; borda bordaya
Term
Along the quay
Definition
Rıhtım yanında
Term
Along time
Definition
Uzun müddet, hayli zaman
Term
Along way off
Definition
Çok uzakta
Term
Along with
Definition
İle birlikte, yanısıra, beraber
Term
A lot
Definition
Çok
Term
Alpha and omega
Definition
İlk ve son; başı ve sonu; birinci ve sonuncu
Term
Although nevertheless
Definition
Her ne kadar... ise de
Term
Although still
Definition
Her ne kadar... olsa da
Term
Although yet
Definition
Her ne kadar... olsa da
Term
Always excepting
Definition
den gayri, hariç
Term
A man of a few words
Definition
Az konuşan adam
Term
A man of his word
Definition
Sözünün eri
Term
A man of the world
Definition
Görmüş geçirmiş adam
Term
A matter of
Definition
meselesi
Term
A matter of 10 Liras
Definition
10 Liralık birsey, 10 Liraya yakın
Term
A matter of concern
Definition
Kaygılanacak bir şey
Term
A matter of life and/or death
Definition
Çok önemli
Term
A matter of opinion
Definition
Herkesin değişik düşündüğü bir konu
Term
A mere flea
Definition
Devede kulak
Term
Among the numbers
Definition
Aralarında
Term
A month hence
Definition
Bundan bir ay sonra
Term
A month of Sundays
Definition
Çok uzun bir zaman
Term
An eye for an eye
Definition
Göze göz dişe diş
Term
An hour or so
Definition
Bir saate kadar
Term
An off day
Definition
Kötü gün
Term
And all
Definition
Ek olarak, bundan başka, ve de her şeyi
Term
And as well
Definition
Aynı zamanda da
Term
And consequently
Definition
Bu nedenle; neticede
Term
And l don't know what
Definition
Hemen hemen her şey; ve buna benzer şeyler
Term
And later
Definition
Ve sonra, sonra, ve daha sonra
Term
And no mistake
Definition
Şüphesiz, muhakkak
Term
And so
Definition
Ve böylece, ve de; bu nedenle; ve dahası; o halde
Term
And so forth
Definition
Vesaire; bu tarzda
Term
And so on
Definition
v.b, vesaire
Term
And sure enough
Definition
Hakikaten de
Term
And that’s an end of it
Definition
işte bu kadar!
Term
And that's flat
Definition
(k.d) Açık ve kesindir; işte o kadar!
Term
And that's that
Definition
Hepsi bu kadar!
Term
And there is also that
Definition
Ve şu da var ki, bir de şu var,
Term
And there is something more
Definition
Ve şunları da söylemek gerekir ki...
Term
And therefore
Definition
Bu nedenle
Term
And what have you
Definition
(k.d) Ve başkaları; ve daha bilmem ne...
Term
And what is more
Definition
Ve dahası, hem de, dahası
Term
And what is worse
Definition
Üstelik
Term
And what not
Definition
v.b, vesaire
Term
A new one on me
Definition
(k.d) Şaşırtıcı bir şey
Term
A number of
Definition
Birtakım; bir kaç
Term
Any day (of the week)
Definition
Her an
Term
Any gate
Definition
Her yer
Term
Any longer
Definition
Artık, daha fazla
Term
Any more
Definition
Daha fazla; başka
Term
Any number of
Definition
Çok sayıda
Term
Any old how
Definition
Nasıl olursa olsun, gelişigüzel
Term
Any old thing
Definition
Ne olursa olsun, her hangi bir şey
Term
Any time you want
Definition
Ne zaman isterseniz, her ne zaman isterseniz
Term
Anybody but he
Definition
Ondan başka kim olsa
Term
Anything but
Definition
Olmasın da ne olursa olsun!
Term
Anything rather than this
Definition
Bu olmasın da ne olursa olsun!
Term
Anywhere but there
Definition
Oradan başka her yerde
Term
A pack of lies
Definition
Yalan dolan
Term
Apart from
Definition
den başka, den ayrı olarak, i bir kenara bırakırsak
Term
Apart from the fact that
Definition
den başka, den ayrı olarak, i bir kenara bırakırsak
Term
A patch of
Definition
Ufak bir parça
Term
A pinch of
Definition
Bir tutam...
Term
A question of time
Definition
Zaman meselesi
Term
A raft of
Definition
Çok, pek çok
Term
A rule of thumb
Definition
Pratik olarak, kararlama yoluyla
Term
As... as
Definition
Kadar
Term
As a basic guide
Definition
Temel bir kural olarak
Term
As a beginning
Definition
Başlangıç olarak, ilk olarak
Term
As a consequence
Definition
Bunun sonucu olarak; bu nedenle
Term
As a favour
Definition
Bir bağış olarak
Term
As a free gift
Definition
Armağan olarak
Term
As a general rule
Definition
Genel bir kural olarak, genellikle, Umumiyetle
Term
As a general thing
Definition
Genel olarak
Term
As a man
Definition
Bir insan gözü ile, insanlık bakımından
Term
As a matter of course
Definition
Doğal olarak
Term
As a matter of fact
Definition
Doğrusu, doğrusunu isterseniz, hakikaten, işin doğrusu
Term
As a matter of form
Definition
Adet yerini bulsun diye
Term
As a means
Definition
Bir araç olarak
Term
As a mere form
Definition
Adet yerini bulsun diye
Term
As a result
Definition
Sonuç olarak, sonucu olarak
Term
As a result of
Definition
in sonucu olarak, in neticesinde
Term
As a rule
Definition
Çoğunlukla, genellikle
Term
As a summary
Definition
Özet olarak
Term
As a token of
Definition
İşareti olarak
Term
As a warn to others
Definition
Örnek için, ders almak için
Term
As a whole
Definition
Genel olarak, bir bütün olarak, tamamen
Term
As affairs stand
Definition
Şimdiki halde
Term
As aforesaid
Definition
Evvelce denildiği gibi
Term
As against
Definition
e kıyasla, e oranla
Term
As and when
Definition
Ne zaman
Term
As bad luck
Definition
Aksi gibi
Term
As between
Definition
Aradaki
Term
As big as life
Definition
Canlısı veya gerçeği kadar büyük; şahsen, bizzat
Term
As black as coal
Definition
Kirli
Term
As black as pitch
Definition
Simsiyah, zift gibi
Term
As black as soot
Definition
Kirli
Term
As bold as brass
Definition
Son derece yüzsüz, saygısız, küstah
Term
As brown as a berry
Definition
Güneşte kararmış
Term
As busy as a bee
Definition
Çok meşgul
Term
As clean as a new pin
Definition
Tertemiz, pırıl pırıl
Term
As clear as light
Definition
Apaçık, belli, kolay anlaşılır
Term
As compared to
Definition
Nazaran, mukayese olarak
Term
As compared with
Definition
Nazaran, mukayese olarak
Term
As concerns
Definition
e gelince, ... Olarak
Term
As convenient
Definition
Arzu olunduğu gibi
Term
As convenience
Definition
Uygun zamanda
Term
As cool as a cucumber
Definition
Soğukkanlı
Term
A score of people
Definition
Yirmi kişi
Term
As cunning as a fox
Definition
Tilki gibi kurnaz
Term
As different as chalk from cheese
Definition
Arasında dağlar kadar fark var!
Term
As distinct from
Definition
Ayrı olarak, farklı bir şekilde
Term
As distinguished from
Definition
den ayrı olarak, seçkin bir şekilde
Term
As dry as a bone
Definition
Kupkuru
Term
As early as 1700
Definition
Daha 1700 yılında
Term
As easy as pie
Definition
Çok kolay
Term
As far as
Definition
Kadarıyla, e göre, e kadar, kadar
Term
As far as I am concerned
Definition
Bana gelince, bence, bana kalırsa
Term
As far as I can see
Definition
Görebildiğim kadar
Term
As far as in me lain
Definition
Elimden geldiğince
Term
As far as in me lies
Definition
Elimden geldiği kadar, bütün kuvvetimle
Term
As far as possible
Definition
Elden geldiğince
Term
As far as the eye could reach
Definition
Göz alabildiğine
Term
As fast as he could lick
Definition
Elinden geldiği kadar çabuk
Term
As fit as a fiddle
Definition
Turp gibi (sağlam); herşeye hazır; zinde ve neşeli
Term
As follows
Definition
Aşağıdaki gibi; şöyle ki, aşağıda gösterildiği şekilde; şöylece
Term
As for
Definition
e gelince, sorarsanız, derseniz
Term
As for me
Definition
Bana gelince
Term
As for that
Definition
Buna gelince; ise; e göre
Term
As for the rest
Definition
Diğerlerine gelince
Term
As fresh as a daisy
Definition
Canlı, uyanık, dinç, taze
Term
As from
Definition
den başlayarak, itibaren; itibariyle
Term
As gentle as a lamb
Definition
Yumuşak huylu
Term
As good as
Definition
Kadar iyi; gibi; değerinde; hemen hemen kesin; neredeyse
Term
As good as dead
Definition
Ölmüş gibi, ölmüş sayılır
Term
As good as new
Definition
Yeni gibi
Term
As good as one's word
Definition
Sözünün eri verdiği sözü tutan
Term
As greedy as a pig
Definition
Çok obur
Term
As happy as a king
Definition
Kaygısız, dertsiz, durumundan memnun
Term
As hard as nails
Definition
Sağlam, sıhhatli; acımasız
Term
As hard as one can go
Definition
Elinden geldiğince, elinden gelenin en iyisini yaparak
Term
As has been pointed out
Definition
İşaret edildiği gibi
Term
A sheer waste of time
Definition
Bu vakit kaybetmekten başka bir şey değil!
Term
A short cut
Definition
Kestirme yol, kısa yol
Term
As I see it
Definition
Bence, kanımca
Term
Aside from
Definition
den başka
Term
As if
Definition
Gibi, sanki, güya, mış gibi, casına; tut ki...
Term
As illness would have it
Definition
Terslik bu ya
Term
As in the case of
Definition
için olduğu gibi
Term
As is
Definition
Şimdiki durumuyla
Term
As is known
Definition
Bilindiği gibi, bilindiği üzere
Term
As is the custom
Definition
Adet olduğu üzere
Term
As it is
Definition
Bu durumda
Term
As it is said
Definition
Söylenildiği gibi
Term
As it should be
Definition
Haklı olarak, olması gerektiği gibi, layıkıyla
Term
As it turned out
Definition
Oysa sonunda
Term
As it was
Definition
Bu duruma gelmiş olduğu için
Term
As it was sometimes called
Definition
Bazen söylenildiği gibi
Term
As it were
Definition
Gibi, sanki, güya, adeta
Term
A size too big.
Definition
Bir numara büyük.
Term
As large as life
Definition
Doğal büyüklükte
Term
A sleeve of
Definition
Çok miktarda
Term
As like as not
Definition
Belki de...
Term
As like as two peas (in a pod)
Definition
Bir elmanın iki yarısı
Term
As long as
Definition
Sürece, süresince, dığı sürece; madem ki; dığı taktirde
Term
As long as I live
Definition
Ömrüm oldukça
Term
As luck would have it
Definition
Şansa göre, şanslı veya şanssız olarak, şans işi
Term
A small number of
Definition
Bir kaç, biraz
Term
As matter of courtesy
Definition
Nezaketen
Term
As matters stand
Definition
Şimdiki halde
Term
As meek as a lamb
Definition
Kuzu gibi, uysal
Term
As meek as Moses
Definition
Musa gibi mütevazi
Term
As much
Definition
Kadar, aynı miktarda
Term
As much again
Definition
İki katı, bir misli daha
Term
As much as
Definition
Kadar, aynı miktarda
Term
As much as you like
Definition
Ne kadar isterseniz
Term
As mud
Definition
Anlaşılmaz
Term
As near as dommit
Definition
(k.d) Çok yakın
Term
As near as I remember
Definition
Hatırımda kaldığına göre
Term
As nearly as I can tell
Definition
Yaklaşık olarak, bildiğim kadarıyla
Term
As occasions requires
Definition
Duruma göre; gereğinde
Term
As often happens
Definition
Çokluk olduğu gibi
Term
As one man
Definition
İttifakla; birlikte, uyuşarak
Term
As one might expect
Definition
Pek doğal olarak
Term
As opposed to
Definition
in aksine olarak
Term
As plain as the nose on your face
Definition
Besbelli, apaçık
Term
As quiet as a mouse
Definition
Çekingen, sıkılgan; gürültü yapmayan, sessiz
Term
As recently as yesterday
Definition
Daha dün
Term
As regards
Definition
Nazaran, hususunda; göre,münasebetle; e gelince
Term
As regular as clockwork
Definition
Saat gibi düzenli
Term
As required
Definition
İstenildiği gibi
Term
As respects
Definition
e gelince
Term
As right as nails
Definition
Dosdoğru
Term
As right as rain
Definition
En iyi durumda
Term
As sharp as a needle
Definition
Uyanık; zeki
Term
As so
Definition
Nasıl ... öyle, olduğu gibi, dahi, veçhile; çek şekilde
Term
Associated with
Definition
İle, ile birlikte
Term
As someone has it
Definition
in dediği gibi
Term
As soon as
Definition
Derhal, mümkün olduğu kadar çabuk; ister istemez
Term
As soon as possible
Definition
Mümkün olduğunca en kısa zamanda
Term
As sounds as a bell
Definition
Sapasağlam
Term
As steady as a rock
Definition
Güvenilir; sağlam
Term
As such
Definition
Gerçekte; benzer; böylesi gibi, bu sıfatla, haddi zatında
Term
As sure as a gun
Definition
Şüphesiz, muhakkak
Term
As sure as l'm sitting here
Definition
Kesin, doğru
Term
As the crow flies
Definition
Dümdüz, dosdoğru; kuş uçuşu; düz çizgi halinde
Term
As the name suggests
Definition
İsminden de anlaşılacağı gibi
Term
As the saying goes
Definition
Dedikleri gibi, meşhur tabiriyle
Term
As the story goes
Definition
Anlattıklarına göre, böyle söylüyorlar
Term
As the time went by
Definition
Zamanla, zaman geçtikçe
Term
As the world g6es
Definition
Dünya telakkisine göre
Term
As therefore
Definition
Nasıl ... Öyle
Term
As thin as a lath
Definition
Bir deri bir kemik
Term
As thin as a rake
Definition
Çok zayıf, bir deri bir kemik
Term
As though
Definition
Gibi, sanki, güya, mış gibi
Term
As times go
Definition
Bu gidişle
Term
As to
Definition
e gelince, e dair, konusunda, hakkında; ise
Term
As true as steel
Definition
Güvenilir, sadık
Term
As usual
Definition
Her zamanki gibi, adet üzere
Term
As warm as toast
Definition
Sımsıcak
Term
As we have noted before
Definition
Yukarıda değindiğimiz gibi
Term
As well
Definition
Dahi, de, bile; ilave olarak; makulşekilde; tam, doğru; aynı zamanda
Term
As well as
Definition
Gibi, kadar, e kadar, ilaveten; bu bir tarafa
Term
As well as that
Definition
dığı kadar
Term
As who should say
Definition
Söyler gibi, dercesine, diyormuşgibi
Term
As yet
Definition
Şimdiye kadar, daha, henüz
Term
As you please
Definition
İstediğiniz gibi .
Term
A sum of
Definition
Bir miktar
Term
A sure thing
Definition
Elde bir
Term
At a blow
Definition
Birden, aniden
Term
At a bound
Definition
Bir hamlede
Term
At a charge of
Definition
Ücretle; giderle, masrafla
Term
At a discount
Definition
İskonto ile, tenzilatla
Term
At a distance
Definition
Uzakta, uzak bir yerde; belirli bir mesafede
Term
At a distant
Definition
Uzakta
Term
At a drought
Definition
Bir yudumda
Term
At a fabulous price
Definition
Ateş pahasına
Term
At a furious pace
Definition
Büyük bir süratle
Term
At a given time
Definition
Belirli bir zamanda
Term
At a later stage
Definition
Sonraki bir aşamada
Term
At a later time
Definition
Sonraki bir zamanda; uygun bir zamanda
Term
At a loose end
Definition
Boşlukta, gayesiz
Term
At a loss
Definition
Şaşkın, ne yapacağını bilmez halde; zararla
Term
At a low ebb
Definition
Çok kötü halde, müşkül durumda
Term
At a moment's notice
Definition
Birdenbire, derhal, apar topar
Term
Ata pinch
Definition
Darlıkta, sıkıntıda
Term
At a premium
Definition
İtibari kıymeti üstünde
Term
At a price
Definition
Fiatla; fiatlı; özveri veya kayıpla
Term
At a profit
Definition
Kar ile
Term
At a push
Definition
Gerekirse, zaruret halinde, ihtiyaç hasıl olursa
Term
At a rapid clip
Definition
Hızla
Term
At a rare bat
Definition
Rüzgar gibi
Term
At a rattling pace
Definition
Doludizgin
Term
At a rough guess
Definition
Aşağı yukarı
Term
At a run
Definition
Cari; devamda
Term
At a shot
Definition
Birden, derhal
Term
At a speed
Definition
Süratle
Term
At a standstill
Definition
Durgun, işlemez halde, duraklamış
Term
At a stretch
Definition
Aralıksız; bir hamlede; ara vermeden, hiç durmadan
Term
At a stroke
Definition
Birden
Term
At a tender age
Definition
Çok genç yaşta
Term
At a venture
Definition
Rasgele, baht işi
Term
At all
Definition
Hiç, hiç bir suretle, asla
Term
At all costs
Definition
Ne pahasına olursa olsun
Term
At all events
Definition
Her durumda, her halükarda, ne olursa olsun
Term
At all hands
Definition
Hep birlikte; her taraftan
Term
At all hazards
Definition
Bütün tehlikelere rağmen, ne pahasına olursa olsun, neye mal olursa olsun; rasgele
Term
At all hours
Definition
Çok geç; geceden sabaha kadar
Term
At all points
Definition
Her yönüyle, her bakımdan; mükemmel olarak
Term
At all times
Definition
Her zaman, daima
Term
At an early date
Definition
Yakında
Term
At an end
Definition
Sona ermiş
Term
At an unearthly hour
Definition
Uygunsuz bir zamanda
Term
At and from
Definition
Gerek limanda ve gerekse yolda (sigortalı)
Term
At any cost
Definition
Ne pahasına olursa olsun
Term
At any hand
Definition
Ne pahasına olursa olsun
Term
At any moment
Definition
Her an, neredeyse
Term
At any price
Definition
Her ne pahasına olursa olsun
Term
At any rate
Definition
Her halde, her nasılsa, her halükarda
Term
At any time
Definition
Ne zaman olursa
Term
At bay
Definition
Emniyette
Term
At best
Definition
Nihayet, olsa olsa, en iyimser görüşle; azami, en fazla
Term
At bottom
Definition
Aslında, esasında
Term
At call
Definition
Talep edildiğinde
Term
At certain times
Definition
Belirli zamanlarda
Term
At close quarters
Definition
Çok yakın, hemen hemen yan yana
Term
At cock
Definition
Tetikte
Term
At cock-crow
Definition
Horozlar öterken, sabah karanlığında
Term
At command
Definition
Emre amade
Term
At cross purposes
Definition
Birbirinin maksadına aykırı
Term
At dead of night
Definition
Gece yarısı
Term
At death's door
Definition
Ölüm eşiğinde
Term
At discretion
Definition
Herhalde, mutlaka
Term
At dusk
Definition
Akşam üstü, hava kararırken
Term
At ease
Definition
Rahat, teklifsiz
Term
At every level
Definition
Her seviyede, her düzeyde
Term
At every turn
Definition
Her defa, istisnasız, her defasında
Term
At face value
Definition
Göründüğü gibi
Term
At fault
Definition
Hatalı, şaşırmış, yanılmış
Term
At feed
Definition
Beside, besi halinde
Term
At first
Definition
İlk olarak, ilkönce, öncelikle, evvela, önce, başlangıçta
Term
At first blush
Definition
İlk bakışta
Term
At first hand
Definition
İlk sahibinden, ilk elden; doğrudan doğruya, kaynaktan
Term
At first sight
Definition
İlk bakışta, ilk görüşte
Term
At free quarter
Definition
İstendiği kadar
Term
At full cock
Definition
Tam kurulu (silah)
Term
At full gallop
Definition
Dörtnala
Term
At full lick
Definition
Son süratle
Term
At full speed
Definition
Son süratle, alabildiğine koşarak
Term
At full steam
Definition
Tam hızla, son hızla, büyük birgüçle
Term
At full stretch
Definition
Tamamen uzanmış vaziyette
Term
At grade
Definition
Aynı seviyede
Term
At great cost
Definition
Çok giderle
Term
At great length
Definition
Tafsilatıyla, ayrıntılarıyla
Term
At half cock
Definition
Tetiği yarım çekilmiş halde
Term
At half speed
Definition
Yarım süratle
Term
At hand
Definition
Yakın, yakında; yanında, el altında; eli kulağında
Term
At heal
Definition
Hemen arkasında veya arkasına, peşinde, ardı sıra
Term
At heart
Definition
İçten, kalpten ; hakikatte, içyüzünde, doğrusu
Term
A thin time
Definition
Sıkıntılı bir devre
Term
At his age
Definition
O yaşta, onun yaşında
Term
At his elbow
Definition
Yanıbaşında, elinin altında
Term
At his own charges
Definition
Kendi hesabına
Term
At his own valuation
Definition
Anlattığına göre
Term
At home
Definition
Evde, kendi evinde: memleketinde; alışkın
Term
At intervals
Definition
Aralarla, fasılalarla, zaman zaman, ara sıra
Term
At issue
Definition
Tartışılan
Term
At its height
Definition
Son mertebesinde, kemalde; en yüksek mevklde; tepesinde
Term
At its zenith
Definition
En yüksek derecesinde, zirvesinde
Term
At large
Definition
Genellikle; bütün ayrıntılarıyla
Term
At last
Definition
Nihayet, sonunda, en sonunda
Term
At least
Definition
Hiç olmazsa, en azından! asgari
Term
At leisure
Definition
Boş zamanda; serbest, vakti var, acelesiz
Term
At length it dawned on me that
Definition
Nihayet anladım ki...
Term
At length
Definition
Ayrıntılı olarak, uzun uzadıya, boylu boyunca; en nihayet, en sonunda
Term
At liberty
Definition
Hür, serbest; işsiz, başıboş
Term
At little cost
Definition
Az giderle
Term
At long last
Definition
En nihayet, uzun gecikmeden sonra
Term
At loose ends
Definition
Boşlukta, gayesiz, işsiz, ortalıkta; karışık, intizamsız
Term
At many points
Definition
Bir çok noktada, bir çok bakımdan
Term
At most
Definition
En çok, en ziyade, azami; olsa olsa
Term
At my time of life
Definition
Benim yaşımda
Term
At night
Definition
Geceleyin
Term
At odd moments
Definition
Boş vakrtlerde, vakit buldukça
Term
At once
Definition
Derhal, hemen, şimdi; ani olarak
Term
At one blow
Definition
Bir vuruşta
Term
At one fell swoop
Definition
Müthiş ani bir darbe ile, bir hamlede, bir çırpıda
Term
At one o'clock sharp
Definition
Saat tam 1'de
Term
At one scoop
Definition
Bir hamlede, bir vuruşta, bir darbede
Term
At one sitting
Definition
Bir oturuşta, bir celsede
Term
At one time
Definition
Vaktiyle, eskiden
Term
At one's disposal
Definition
Birinin emrine amade
Term
At one's elbow
Definition
Yanıbaşında, yakın
Term
At one's feet
Definition
Ayağının dibinde
Term
At one's leisure
Definition
Vakti olduğu zaman
Term
At one's order
Definition
Emre hazır
Term
At one's own expense
Definition
Kendi parasıyla
Term
At one's peril
Definition
Mesuliyeti altında
Term
At one's sweet will
Definition
İsteğine göre, keyfine göre
Term
At one's wit's end
Definition
Pek şaşırmış halde, aklı başından gitmiş
Term
At par
Definition
Resmi değerinde, başa baş
Term
At peace
Definition
Barışta, sulh halinde; rahatta
Term
At play
Definition
Oynamakta, oyunda
Term
At pleasure
Definition
Nasıl isterse, arzusu bilir!
Term
At point
Definition
Hazır
Term
At present
Definition
Şimdi , halihazırda, şimdiki halde, şimdiki durumda
Term
At public cost
Definition
Hükümet hesabına
Term
At quiet
Definition
Sükunette; sulh ve asayiş içinde
Term
At random
Definition
Rastgele, gelişigüzel; son hızla; tesadüfen
Term
At regular intervals
Definition
Ara sıra
Term
At rest
Definition
Hareketsiz; rahatta; ölmüş
Term
A trifle
Definition
Biraz
Term
At right angles
Definition
Dikey vaziyette
Term
At short notice
Definition
Kısa süreyle, kısa zamanda
Term
At sight
Definition
Görünürde; görüldüğünde, ibrazmda, görülür görülmez
Term
At sixes and sevens
Definition
İntizamsız, karmakarışık
Term
At someone's cost
Definition
nin zararına
Term
At speed
Definition
Hızla giderek
Term
At standstill
Definition
Durgun; işlemez
Term
At such a time
Definition
Öyle bir vakitte
Term
At sword's points
Definition
Düşmanlık içinde
Term
At table
Definition
Sofra başında
Term
At that
Definition
Olduğu gibi, haliyle; hatta, bile; artık, bu durumda; aynı zamanda
Term
At that point
Definition
Tam o zaman
Term
At that rate
Definition
O hesapla, o halde, bu gidişle
Term
At the age of
Definition
Yaşında, yaşlarında
Term
At the back of
Definition
Dünyanın öteki ucunda
Term
At the beginning
Definition
Başlangıçta
Term
At the best of times
Definition
En uygun durumda bile
Term
At the cost of
Definition
Pahasına, bedeline
Term
At the cost of one's life
Definition
Hayatı pahasına
Term
At the court of
Definition
in maiyetinde
Term
At the disposal of
Definition
Birisinin emrine amade
Term
At the double
Definition
Koşar adım
Term
At the drop of a hat
Definition
İşaret verilince, hemen istekle, tereddütsüz
Term
At the eleventh hour
Definition
Geç vakitte, son dakikada
Term
At the end of one's tether
Definition
Elinden artık bir şey gelmez; sabrı tükenmiş
Term
At the end of the day
Definition
Her şeyi göz önünde tutarak
Term
At the expense of
Definition
Pahasına; hesabına
Term
At the far end of the street
Definition
Caddenin öbür ucunda
Term
At the first shot
Definition
İlk ağızda, ilk hamlede
Term
At the full
Definition
Yüksekte, en yüksek vaziyette; bedir halinde
Term
At the hands of
Definition
in yakınında; vasıtasıyla
Term
At the helm
Definition
Başında
Term
At the instance of
Definition
in üstelemesiyle, in ısrarı ile
Term
At the latest
Definition
En geç
Term
At the latter end
Definition
En sonunda
Term
At the least
Definition
En az, en aşağı
Term
At the livelong night
Definition
Hiç bitmeyecekmiş gibi gelen gece boyunca
Term
At the mercy of
Definition
nin vicdanına kalmış, elinde, kudreti dahilinde
Term
At the moment
Definition
Şu anda, şimdi
Term
At the outset
Definition
İlk önce
Term
At the outside
Definition
Azami, olsa olsa, en çok
Term
At the point
Definition
Tam vaktinde, kertesinde
Term
At the point of
Definition
mek üzere olmak, me halinde
Term
At the point of death
Definition
Ölüm halinde
Term
At the present moment
Definition
Şimdilik
Term
At the rate of
Definition
Hesabıyla, nispetinde, oranında; hızıyla
Term
At the ready
Definition
Kullanılmaya hazır
Term
At the request of someone
Definition
nin isteği üzerine
Term
At the risk of
Definition
mek pahasma, göze alarak
Term
At the same time
Definition
Mamafih, bununla beraber, aynı zamanda
Term
At the start
Definition
Başlangıçta
Term
At the stores
Definition
Dükkanlarda, çarşıda
Term
At the time
Definition
O zaman
Term
At the top of one's voice
Definition
Avazı çıktığı kadar
Term
At the top of one's lungs
Definition
Avazı çıktığı kadar
Term
At the top of the tree
Definition
Mesleğinde en yüksek derecede
Term
At the turn of the century
Definition
Yüzyılın dönümünde
Term
At the very latest
Definition
En geç
Term
At the very least
Definition
En aşağı, en az
Term
At the very most
Definition
En çok
Term
At the zenith of her career
Definition
Çalışma hayatının doruğunda
Term
At this conjunction
Definition
Durum böyle iken
Term
At this distance of time
Definition
Bunca zaman geçtikten sonra
Term
At this rate
Definition
Bu gidişle
Term
At this stage
Definition
Bu aşamada, bu durumda
Term
At times
Definition
Zaman zaman, ara sıra, bazı bazı,bazen, arada bir
Term
At times like these
Definition
Böyle zamanlarda
Term
At top speed
Definition
Son hızla, azami süratle
Term
At various times
Definition
Çeşitli zamanlarda
Term
At walking pace
Definition
Yürüyüş hızıyla
Term
At will
Definition
istediği vakit, canı istediği zaman
Term
At work
Definition
iş başında
Term
At worst
Definition
En kötü ihtimale göre
Term
At your convenience
Definition
Uygun zamanınızda, mümkün olduğu kadar yakın bir zamanda
Term
At your discretion
Definition
Arzunuza bağlı, nasıl isterseniz!
Term
At your earliest convenience
Definition
Mümkünse bir an evvel, sizin için mümkün olan ilk fırsatta
Term
At your peril
Definition
Günahıboynuna!
Term
At your request
Definition
isteğiniz üzerine
Term
At your service
Definition
Emrinize amade!
Term
Athirst for
Definition
e susamış
Term
A vast scale
Definition
Büyük ölçüde
Term
A week off
Definition
Bir hafta sonra
Term
A whole of
Definition
Hayli, pek çok, oldukça
Term
A woman of her word
Definition
Sözünün eri
Term
A woman of the world
Definition
Görmüş geçirmiş kadın
Term
A world of
Definition
Çok ,bir hayli, pek çok, dünya kadar
Term
Back and forth
Definition
İleri geri, aşağı yukarı
Term
Back to front
Definition
Ters
Term
Backwards and forwards
Definition
ileri geri
Term
Bag and baggage
Definition
Her şeyi ile, bütün eşyası ile, pılı pırtıyı toplayarak
Term
Bang in the face
Definition
Tam yüzüne
Term
Bang on time
Definition
Dakikası dakikasına
Term
Be an angel and
Definition
Ne olursun
Term
Be good enough to come
Definition
Lütfen geliniz!
Term
Be that as it may
Definition
Her ne olursa olsun
Term
Because of
Definition
den dolayı; ile; yüzünden
Term
Before 1890's
Definition
1890'lı yıllardan önce
Term
Before Christ
Definition
Milattan önce
Term
Before day
Definition
Güneş doğmadan önce
Term
Before hand
Definition
İlk önce, her şeyden önce
Term
Before it is too late
Definition
İş işten geçmeden
Term
Before long
Definition
Yakında; çabuk; çok geçmeden
Term
Before now
Definition
Bundan önce
Term
Before or after the fact
Definition
Olaydan önce veya sonra
Term
Before one's eyes
Definition
Birinin gözü önünde
Term
Before the wind
Definition
Rüzgarın estiği istikamette
Term
Before time
Definition
Önce, ilk; vaktiyle
Term
Before you can say knife
Definition
Birden, soluk almadan, fırsat bulmadan
Term
Behind bars
Definition
Hapiste
Term
Behind closed doors
Definition
Kapalı kapılar ardında
Term
Behind one's back
Definition
Gıyabında, haberi olmadan, gizlice
Term
Behind schedule
Definition
Gecikmiş
Term
Behind the front
Definition
Cephe gerisinde
Term
Behind the scenes
Definition
Perde arkasında; işin iç yüzü, gizli kapaklı tarafı
Term
Behind the times
Definition
Zamanı geçmiş; köhne
Term
Believe it or not
Definition
İster inan ister inanma!
Term
Below par
Definition
Normalin altında
Term
Below the mark
Definition
İstenilen derecede değil.
Term
Below the salt
Definition
Az tanınmış kimseler arasında
Term
Beside the mark
Definition
Alakasız, münasebeti oimayan
Term
Beside the point
Definition
Konu dışı, yersiz
Term
Beside the question
Definition
Mevzu dışında
Term
Better and better
Definition
Gittikçe daha iyi
Term
Better by far
Definition
Çok daha iyi
Term
Better still
Definition
Daha iyi, çok daha iyi; iyi ya!
Term
Between now and tomorrow
Definition
Yarına kadar
Term
Between the hammer and the anvil
Definition
İki ateş arasında, çok müşkül bir durumda
Term
Between the lights
Definition
Tan vakti ile şafak zamanlarında
Term
Between whiles
Definition
Arada sırada, bazen
Term
Between you and me and the bedpost
Definition
Laf aramızda
Term
Betwixt and between
Definition
İkisi ortası, ne bu ne o
Term
Beyond all bear
Definition
Dayanılmaz, katlanılmaz
Term
Beyond comparison
Definition
Mukayese edilemez
Term
Beyond doubt
Definition
Şüphe götürmez, su götürmez
Term
Beyond exception
Definition
Bahane bulunmaz
Term
Beyond measure
Definition
Çok fazla, sonsuz, son derece, hadden aşırı
Term
Beyond number
Definition
Sayısız
Term
Beyond one's depth
Definition
Boynunu aşan, bilgi ve kabiliyeti dışında
Term
Beyond price
Definition
Paha biçilmez
Term
Beyond question
Definition
Şüphesiz, tereddüte mahal bırakmayarak
Term
Beyond the pale
Definition
Hariç bırakılmış
Term
Beyond the reach of
Definition
Erişilmez, uzak, yetişilmez
Term
Beyond the veil
Definition
Öbür dünyada
Term
Bit by bit
Definition
Azar azar ,yavaş yavaş
Term
Blow by blow
Definition
Ayrıntılarıyla
Term
Body and soul
Definition
Bütün varlığıyla
Term
Born and bred
Definition
Doğma büyüme
Term
Both .. . and
Definition
Gerek .. gerekse, hem .. hem de; her ikiside
Term
Boys will be boys.
Definition
Çocuktur yapacak!
Term
Bricks and mortar
Definition
Mal mülk
Term
Bright-eyed and bushy tailed
Definition
Çok neşeli ve canlı
Term
Bright and breezy
Definition
Canlı ve neşeli
Term
Bright and clearly
Definition
Sabahleyin erkenden
Term
Broadly speaking
Definition
Genellikle
Term
Business is looking up.
Definition
İş düzeliyor.
Term
But (just) now
Definition
Demincek, hemen şimdi
Term
But for
Definition
Olmasaydı, olmasa
Term
But for that
Definition
Bu olmasa, olmasa
Term
But however
Definition
Buna karşın
Term
But me no buts.
Definition
İtiraz etmeyin. , fakatı filanı yok!
Term
But nonetheless
Definition
Buna karşın
Term
But there it is
Definition
Bütün mesele burada, durum böyle gerçek bu
Term
But what
Definition
ki, gene de, rağmen
Term
But yet
Definition
Böyle olmakla beraber
Term
By1900's
Definition
1900'lü yıllarda
Term
By a hair's breadth
Definition
Kıl payı
Term
By a narrow majority
Definition
Az bir çoğunlukla
Term
By a narrow margin
Definition
Az bir farkla
Term
By a stretch of imagination
Definition
Hayal gücünü kullanarak
Term
By accident
Definition
Tesadüfen, kazara
Term
By accident or design
Definition
Kazaen veya kasten
Term
By air
Definition
Hava yolu ile, havadan
Term
By all accounts
Definition
Herkesin dediğine göre
Term
By all manner of means
Definition
Muhakkak, her halde
Term
By all means
Definition
Elbette, muhakkak, hay hay; şüphesiz; aşikar olarak
Term
By an oversight
Definition
Dikkatsizlikle
Term
By and by
Definition
İlerde; yavaş yavaş
Term
By and large
Definition
Genellikle, genel olarak
Term
By any means
Definition
Herhangi bir suretle, her veçhile; ne şekilde olursa olsun; hiç
Term
By birth
Definition
Doğuştan
Term
By brutal force
Definition
Salt güce dayanarak, zorbalıkla
Term
By cash
Definition
Peşin para ile , peşinen
Term
By chance
Definition
Tesadüfen, raslantısal olarak, beklemezken, kazara
Term
By command of
Definition
in emri ile, emriyle
Term
By common consent
Definition
Herkesin onayıyla, herkesin kabul ettiği üzere, herkesin rızası ile
Term
By comparison
Definition
Kıyasla
Term
By course
Definition
Sıra ile
Term
By courtesy
Definition
Nezaketen
Term
By courtesy of
Definition
Sayesinde, lütfü ile, müsaadesi ile
Term
By day
Definition
Gündüz, gündüzün
Term
By day as well as night
Definition
Hem gece hem gündüz
Term
By daylight
Definition
Gündüz, gündüzün
Term
By degrees
Definition
Yavaş yavaş, gittikçe, tedricen, derece derece
Term
By design
Definition
Bile bile, kasten
Term
By desire of
Definition
Emriyle
Term
By dint of
Definition
Gücüyle; aracılığıyla; kuvvetiyle
Term
By dint of working
Definition
Çalışa çalışa
Term
By doing that
Definition
Bunu yapmak suretiyle
Term
By dribs and drabs
Definition
Kısım kısım
Term
By easy stages
Definition
Derece derece
Term
By error
Definition
Yanlışlıkla
Term
By fair means
Definition
Hilesiz, doğrulukla, dürüst şekilde
Term
By fair means or foul
Definition
Hangi araçla olursa olsun; ne pahasına olursa olsun; nasıl olursa olsun
Term
By far
Definition
Çok daha fazla; büyük bir farkla, fersah fersah; çok, bir hayli
Term
By favour of
Definition
in aracılığıyla, vasıtasıyla, eliyle
Term
By fits and starts
Definition
Ara sıra, nöbet nöbet, kesilerek
Term
By force
Definition
Zorla, cebren
Term
By force of
Definition
Gereği olarak, icabı olarak;etkisiyle
Term
By good means
Definition
İyilikle
Term
By guess
Definition
Oranlama olarak; şans işi
Term
By half
Definition
Çok fazla
Term
By halves
Definition
Fena halde, noksan olarak
Term
By hand
Definition
Elden
Term
By heart
Definition
Ezbere
Term
By hook or by cook
Definition
Bu veya şu şekilde, bir yolunu bulup, ne yapıp yapıp, doğruluk veya hile ile
Term
By inches
Definition
Azar azar; ağır ağır, yavaş yavaş
Term
By instalments
Definition
Taksitle
Term
By land
Definition
Karadan, kara yolu ile
Term
By leaps and bounds
Definition
Şaşırtıcı bir süratle
Term
By luck
Definition
Şans eseri
Term
By main force
Definition
Zorla, cebren
Term
By me
Definition
Yanımda
Term
By means
Definition
Şekilde
Term
By means of
Definition
Vasıtasıyla; suretiyle; yardımıyla; yoluyla
Term
By mistake
Definition
Yanlışlıkla
Term
By myfay
Definition
İmanım hakkı, için
Term
By my side
Definition
Yanımda
Term
By my watch
Definition
Benim saatime göre
Term
By name
Definition
İsmiyle, isminde; ismen; adında
Term
By nature
Definition
Tabiatiyle, yaratılışta, doğuştan, fıtri olarak
Term
By necessity
Definition
Gereklilikle, zorunlu olarak, zorunlulukla
Term
By night
Definition
Geceleyin, karanlıkta
Term
By no manner of means
Definition
Hiç bir şekilde, hiç bir zaman, katiyen, asla
Term
By no means
Definition
Elbetteki hayır, asla, katiyen, hiç bir suretle
Term
By now
Definition
Şimdiye kadar
Term
By one's well-known own name
Definition
Adıyla şanıyla
Term
By oneself
Definition
Yalnız, kendi başına, bir köşede
Term
By order
Definition
Emre göre, emir gereğince
Term
By order of
Definition
in emriyle
Term
By permission of
Definition
İzni ile, müsaadesi ile
Term
By reason of
Definition
den ötürü, yüzünden, sebebiyle, den dolayı, nedeniyle; çünkü
Term
By reason of the fact that
Definition
dığından, nedeniyle
Term
By request
Definition
Ricası üzerine, rica üzerine
Term
By return mail
Definition
İlk posta ile (cevap), hemen, akabinde
Term
By return of post
Definition
İlk posta ile, hemen, akabinde
Term
By return post
Definition
Gelecek posta ile, ilk posta ile acele
Term
By right
Definition
Hakkı olarak, hakka bakılırsa
Term
By right of
Definition
Hakkıyla; yetkisiyle
Term
By rights
Definition
Usulen, usule göre
Term
By royal command
Definition
Kralın emriyle/davetiyle
Term
By rule
Definition
Kurala göre; kanunen
Term
By sea
Definition
Denizden, deniz yolu ile
Term
By sea and land
Definition
Hem denizden hem karadan
Term
By some means or other
Definition
Herhangi bir şekilde
Term
By stealth
Definition
Gizlice
Term
By tale
Definition
Tane hesabıyla
Term
By tender
Definition
Eksiltme usulü ile
Term
By the aid of
Definition
in yardımıyla
Term
By the arms
Definition
Kucak kucak
Term
By the book
Definition
Doğru malumatla; dürüst zihniyetle, kurallara göre; resmen
Term
By the day
Definition
Gündelikle (ücret)
Term
By the ears
Definition
İhtilaf halinde, birbirine zıt
Term
By the end
Definition
Sonuna kadar
Term
By the end of
Definition
nün sonunda
Term
By the end of the day
Definition
Uzun bir günün sonunda
Term
By the grace of God
Definition
Tanrının yardımıyla
Term
By the gross
Definition
On ikişer düzine olarak, yüz kırk dörder
Term
By the help of
Definition
in yardımıyla
Term
By the look of it
Definition
Görünüşe göre
Term
By the look of things
Definition
Görünüşe göre
Term
By the medium of
Definition
Vasıtasıyla
Term
By the piece
Definition
Tane ile; parça başına; yapılan iş miktarına göre
Term
By the same token
Definition
Aynı sebeple; bundan başka
Term
By the scruff of the neck
Definition
Ensesinden
Term
By the sea
Definition
Deniz kenarından
Term
By the skin of the one's teeth
Definition
Kıtı kıtına, ancak, güçbela, dar darına, kıl payı
Term
By the time
Definition
e kadar, (i)nceye kadar
Term
By the time of progress
Definition
Zamanla
Term
By the way
Definition
Sırası gelmişken, aklıma gelmişken, bu münasebetle
Term
By the week
Definition
Hafta hesabına göre, haftalık
Term
By then
Definition
O zamana kadar
Term
By this time
Definition
Şimdiye kadar, bugüne kadar
Term
By this time tomorrow
Definition
Yarın bu zamanlarda
Term
By turns
Definition
Nöbetle, nöbetleşe, sıra ile
Term
By twos
Definition
İkişer ikişer
Term
By virtue of
Definition
den dolayı, yüzünden, nedeniyle; sonucu olarak; yetkisiyle; binaen, istinaden
Term
By virtue of the fact that
Definition
dığından, nedeniyle
Term
By water
Definition
Deniz yoluyla
Term
Byway of joke
Definition
Şaka olsun diye
Term
By way of sth.
Definition
Yoluyla, maksadıyla, yerine; (açıklamak için) Örnek Olarak; tarzında
Term
By word of mouth
Definition
Sözlü olarak, sözle, ağızdan
Term
By your leave
Definition
İzninizle, müsaadenizle!
Term
Caked with dirt
Definition
Pislik içinde
Term
Call it what your want
Definition
Ne derseniz deyin!
Term
Cap in hand
Definition
Tazimkar bir tavırla
Term
Care of
Definition
Vasıtasıyla, eliyle; in dikkatine
Term
Carry (two)
Definition
Elde var (iki)
Term
Cheek by jowl
Definition
Yan yana; teklifsizce, sıkı bağlılıkla, haşır neşir
Term
Child's play
Definition
Çok kolay iş, çocuk oyuncağı
Term
Close at hand
Definition
Yakında, yakınında; civarında
Term
Close bargaining
Definition
Beş aşağı beş yukarı
Term
Close by
Definition
Yakında, yakınında; civarında
Term
Close to the wind
Definition
Hemen hemen rüzgara karşı
Term
Come hell or high water
Definition
Her ne olursa, bütün zorluklara rağmen
Term
Come to that
Definition
Bununla beraber
Term
Come to think of it
Definition
Aklıma gelmişken
Term
Come what may
Definition
Ne olursa olsun
Term
Coming eleven
Definition
On bir yaşına kadar
Term
Concurrently with
Definition
İle aynı zamanda, rastlantılı olarak; uygun
Term
Connected with
Definition
e bağlı; ile bağıntılı; bağlı
Term
Contrary to
Definition
in tersine, hilafına olarak, in aksine
Term
Contrary to my expectation
Definition
Beklediğimin aksine
Term
Counter to
Definition
Aksine, rağmen, e karşı; tersine
Term
Dash in
Definition
Paldır küldür
Term
Dated from
Definition
den beri
Term
Day after day
Definition
Günlerce, üst üste her gün
Term
Day and day about
Definition
Birisiyle günaşırı nöbetleşe
Term
Day and night
Definition
Gece gündüz, hiç durmadan
Term
Day by day
Definition
Günden güne, gittikçe
Term
Day in day out
Definition
Her gün
Term
Dead - beat
Definition
Bitkin bir halde
Term
Dead on end
Definition
Tam karşısında, doğrudan doğruya
Term
Dead on the mark
Definition
Tam karşısında, doğrudan doğruya
Term
Dead on time
Definition
Tam vaktinde
Term
Decline of day
Definition
Akşam üstü
Term
Deep into the night
Definition
Gecenin ilerlemiş saatlerinde
Term
Depending on
Definition
e bağlı, e bağlı olarak
Term
Depends on
Definition
e bağlı, e bağlı olarak
Term
Descriptive of
Definition
i tasvir eden
Term
Despite the fact that
Definition
e rağmen, karşın; her ne kadar
Term
Deuce of a lot
Definition
Hayli miktarda
Term
Devil a bit
Definition
Hiç mi hiç
Term
Devil a lot
Definition
Bir hayli, epey
Term
Devil a one
Definition
Hiç mi hiç
Term
Differently from
Definition
den farklı olarak, den ayrı olarak
Term
Dirty end of the stick
Definition
İşin kötü tarafı
Term
Discounting the fact that
Definition
Saymazsak; bir tarafa bırakırsak
Term
Dismissing the fact that
Definition
Saymazsak; bir tarafa bırakırsak
Term
Down and out
Definition
Parasız pulsuz, düşkünlük içinde
Term
Down at the heels
Definition
Perişan bir halde
Term
Down in the dumps
Definition
Asık surat ile
Term
Down stream
Definition
Akıntı yönünde
Term
Down the river
Definition
Irmağın aşağısına doğru
Term
Down the wind
Definition
Rüzgar istikametinde
Term
Down to
Definition
e kadar
Term
Down to the ground
Definition
Her hususta, tamamen
Term
Down town
Definition
Çarşıda; çarşıya
Term
Drawn up six deep
Definition
6 sıra halinde
Term
Due course of time
Definition
Zamanı gelince, vakti saati gelince
Term
Due south/east etc.
Definition
Tam doğuya/batıya vb. Doğru
Term
Due to
Definition
Layık, münasip, lazım gelen;hesabıyla; in sayesinde, yüzünden
Term
Each one
Definition
Her biri
Term
Each other
Definition
Birbirini, yekdiğerini
Term
Early and late
Definition
Erken veya geç demez, vakti saati yok; bütün gün
Term
Early enough
Definition
Zamanında
Term
Early in life
Definition
Gençlikte
Term
Early in the day
Definition
Erkenden
Term
Early in the list
Definition
Listenin başında
Term
Early in the season
Definition
Tam mevsiminde; turfanda olarak
Term
Easy does it
Definition
Yavaş
Term
Either.. or
Definition
Ya ... ya da, ya ... Veya
Term
Either this or else that
Definition
Ya bu ya şu
Term
End in smoke
Definition
Faydasız, beyhude
Term
End to end
Definition
Sıra ile; ucu ucuna
Term
Enough and more than enough
Definition
Elverir, yeter
Term
Enough and to spare
Definition
Yeter ve artar bile!
Term
Enough to try the patience of a saint
Definition
İnsanı çileden çıkarır.
Term
Equal to
Definition
Aynı miktar; akran, emsal, eş
Term
Equal to the occasion
Definition
Her ihtimale karşı hazır.
Term
Equal to the task
Definition
İşin ehli
Term
Ere long
Definition
Yakında, çok geçmeden
Term
Ere now
Definition
Bundan evvel
Term
Ere then
Definition
O zamana kadar
Term
Ere while
Definition
Evvelce, önceden
Term
Essential for
Definition
için esas, temel
Term
Essential to
Definition
Lüzumlu
Term
Ever active
Definition
Durmadan işleyen
Term
Ever after
Definition
Ondan sonra daima, hep, artık
Term
Ever and anon
Definition
Arada sırada
Term
Ever and none
Definition
Sık sık; ara sıra
Term
Ever at that
Definition
Öyle olduğu halde bile
Term
Ever if
Definition
Olsa bile, hatta, sa da
Term
Ever in one
Definition
Mütemadi olarak
Term
Ever more
Definition
Daima, ilelebet, ebedi olarak
Term
Ever since
Definition
Ondan beri, o tarihten beri, den beri
Term
Ever so
Definition
Aynı veçhile, böyle dahi, öyle olsa da, rağmen
Term
Ever so easy
Definition
O denli kolay ki...
Term
Ever so much
Definition
Pek çok, derecesiz
Term
Ever so often
Definition
Sık sık
Term
Ever then
Definition
O zaman bile; buna karşın
Term
Ever though
Definition
Sa da, se de; sa bile, yla beraber; sına rağmen
Term
Every bit
Definition
Tam, tamamiyle
Term
Every bit as much
Definition
Tam onun kadar
Term
Every few days
Definition
Birkaç günde bir
Term
Every few hours
Definition
Birkaç saatte bir
Term
Every four days
Definition
Dört günde bir
Term
Every inch
Definition
Tamamiyle, tepeden tırnağa kadar
Term
Every little helps.
Definition
Ne kadar az olursa olsun işe yarar!
Term
Every man Jack
Definition
Herkes, son ferde kadar
Term
Every nook and cranny
Definition
Köşe bucak
Term
Every now and again
Definition
Ara sıra, arada bir
Term
Every now and then
Definition
Ara sıra, arada bir
Term
Every once in a while
Definition
Ara sıra, arada bir
Term
Every other day
Definition
Gün aşırı, iki günde bir
Term
Every other person
Definition
Her iki kişiden biri
Term
Every place
Definition
Her yer, her yerde
Term
Every second days
Definition
Gün aşırı, iki günde bir
Term
Every single day
Definition
Allah'ın her günü
Term
Every so often
Definition
Sık sık; arada sırada
Term
Every thing went with a swing,
Definition
Her şey tam yolunda gitti.
Term
Every time
Definition
Herdefasında, her zaman
Term
Every which way
Definition
Her yöne, her tarafa; düzensiz
Term
Except that
Definition
Fakat; makla beraber
Term
Excuse me!
Definition
Afedersiniz!
Term
Eyeball to eyeball
Definition
Baş başa
Term
Eyes swimming with tears
Definition
Gözlerinden yaşlar boşanarak
Term
Face down
Definition
Yüzüstü, yüzükoyun
Term
Face to face
Definition
Yüz yüze, karşı karşıya
Term
Face to face with
Definition
İle karşı karşıya
Term
Failing that
Definition
Aksi takdirde
Term
Fair and square
Definition
(k.d) Doğru ve dürüst; tas tamam, doğrudan doğruya
Term
Fairly well
Definition
Fena değil, idare eder!
Term
Far and away
Definition
Pek çok
Term
Far and near
Definition
Her yerde
Term
Far and wide
Definition
Her yerde; uzun uzadıya, geniş ölçüde, dünyanın dört yanında
Term
Far away
Definition
Çok uzakta, uzağa, uzaklarda
Term
Far be it from me!
Definition
Allah esirgeye, bana göre değil!
Term
Far between
Definition
Seyrek
Term
Far from doing this
Definition
Bunu yapmak şöyle dursun/bir yana dursun
Term
Far from it
Definition
Haşa; bilakis; tersine
Term
Far into the night
Definition
Gece geç vakte kadar
Term
Far off
Definition
Çok uzak
Term
Far up
Definition
Yükseklerde
Term
Farther than
Definition
den daha fazla, daha ileri, den daha başka
Term
Fast asleep
Definition
Derin uykuda
Term
Fast beside
Definition
Yanı başında, yan yana
Term
Fast by
Definition
Yakında, yanında
Term
Few and far between
Definition
Seyrek
Term
Fine as a fiddle
Definition
Çok güzel
Term
First and above all
Definition
Her şeyden önce
Term
First and foremost
Definition
En başta, evvela, ilk önce
Term
First and last
Definition
İlk ve son, her şeyi hesaba katarak
Term
First of all
Definition
Hepsinden önce, ilk önce, ilk olarak
Term
First or last
Definition
Er geç
Term
First thing
Definition
Hemen, derhal
Term
Fit for nothing
Definition
Hiç bir işe yaramaz, beş para etmez!
Term
Fit time and space
Definition
Doğru ve uygun
Term
Fit to be seen
Definition
Görülmeğe değer!
Term
Food for thought
Definition
Düşünülecek şey, düşündürücü şey
Term
Fora certain
Definition
Muhakkak, kesin olarak
Term
Fora change
Definition
Değişiklik olsun diye
Term
Fora consider
Definition
Karşılık olarak
Term
For a lark
Definition
Şaka olsun diye
Term
Fora laugh
Definition
Şaka olsun diye, eğlenmek için
Term
For a little
Definition
Kısa bir zaman için, azıcık
Term
For a little while
Definition
Bir süre
Term
For a long time
Definition
Uzun bir zaman
Term
Fora moment
Definition
Biran
Term
For a rainy day
Definition
Kara gün için
Term
Fora song
Definition
Çok ucuza, yok pahasına
Term
For a space
Definition
Bir süre içinde, bir müddet zarfında
Term
For a start
Definition
Başlangıç için
Term
For a time
Definition
Bir müddet
Term
Fora while
Definition
Bir müddet
Term
For ages
Definition
Yıllarca, senelerdir, yıllardan beri
Term
For all (that)
Definition
Söylenen/yapılan herşeye karşın
Term
For all he may say
Definition
Ne söylerse söylesin
Term
For all his talent
Definition
Tüm yeteneğine karşın
Term
For all I care
Definition
Bana sorarsan; bana kalırsa; vız gelir, umurumda değil!
Term
For all I know
Definition
Kim bilir, belki de; bildiğime göre
Term
For all one is worth
Definition
Bütün gücüyle, var gücüyle
Term
For all that I know
Definition
Hepsine rağmen, bununla beraber; herşeye rağmen; bana kalırsa
Term
For all the world
Definition
Bütün dünyayı verecek olsalar, ne pahasına olursa olsun, dünyada
Term
For as much as
Definition
BU sebepten; madem ki
Term
For better (or) for worse
Definition
İyi de olsa, kötü de olsa, anca beraber kanca beraber
Term
For cash
Definition
Peşinen, peşin para ile
Term
For certain
Definition
Muhakkak, şüphesiz
Term
For conscience's sake
Definition
Allah aşkına
Term
For dear life
Definition
Bütün kuvvetiyle, hayatını kurtarmak için
Term
For disposal
Definition
Satılık
Term
For effect
Definition
Etki yapmak için; gösteriş için
Term
For ever
Definition
İlelebet, daima, ebedi olarak, ebediyen
Term
For ever and a day
Definition
(k.d) İlelebet, daima
Term
For ever and ever
Definition
İlelebet; ebediyete kadar, ardı arkası kesilmeden, durmadan
Term
For ever more
Definition
Ebediyen
Term
For example
Definition
Mesela, örneğin
Term
For fear of
Definition
Korkusundan
Term
For fear that
Definition
memesi için, meşin diye
Term
For form's sake
Definition
Adet yerini bulsun diye
Term
For fun
Definition
Şaka diye
Term
For good
Definition
Bütün bütün, temelli olarak
Term
For good and all
Definition
Temelli olarak; velhasıl, netice olarak; tamamiyle, gerçekten
Term
For good measure
Definition
Fazladan, ek olarak
Term
For heaven's sake
Definition
Allah aşkına
Term
For instance
Definition
Örneğin, mesela
Term
For keeps
Definition
Her zaman için, temell i olarak, sonsuza kadar
Term
For lack of
Definition
sızlıktan dolayı, etkisizliğinden, yokluğundan
Term
For laughs
Definition
Şaka olsun diye, eğlenmek için
Term
For love or money
Definition
Bu veya şu vesile ile, herhangi bir suretle
Term
For luck
Definition
Uğur getirsin diye
Term
For many miles around
Definition
Bütün civarda
Term
For mercy's sake
Definition
Allah rızası için
Term
For miles and miles
Definition
Kilometrelerce
Term
For months
Definition
Aylardan beri
Term
For my age
Definition
Yaşıma göre
Term
For my money
Definition
(k.d) Bence, kanımca
Term
For my part
Definition
Bence, bana kalırsa; kendi hesabıma
Term
For my sake
Definition
Hatırım için
Term
For my sins
Definition
Hatırım için
Term
For obvious reasons
Definition
Açık nedenlerden dolayı
Term
For old time's sake
Definition
Geçmişin hatırı için, eski günlerin hatırına
Term
For old's sake
Definition
Geçmiş günlerin hatırı için
Term
For once
Definition
Bir kez, bir kerecik, bir defacık, bu sefer
Term
For one thing
Definition
Bir kere, önce
Term
For over
Definition
den fazla
Term
For pity's sake
Definition
Allah aşkına
Term
For real
Definition
(k.d) Gerçek
Term
For sale
Definition
Satılık
Term
For short
Definition
Velhasıl, kısaca, kısacası
Term
For show
Definition
Gösteriş olsun diye
Term
For some reason or other
Definition
Her nedense
Term
For some time
Definition
Bir müddet
Term
For some time past
Definition
Bir süreden beri, epey zamandan beri
Term
For some time to come
Definition
Daha uzun bir süre
Term
For sport
Definition
Şaka olsun diye
Term
For sure
Definition
Kati olarak; elbette, muhakkak
Term
For that matter
Definition
Ona gelince; o hususta
Term
For that reason
Definition
O sebepten dolayı, ondan dolayı
Term
For the attention of
Definition
in dikkatine
Term
For the benefit of
Definition
in yararına
Term
For the best
Definition
İyi niyetle
Term
For the better part of the year
Definition
Yılın yarısı
Term
For the first time
Definition
İlk kez, ilk kez olarak
Term
For the further of
Definition
Kolaylaştırmak için
Term
For the hell of it
Definition
(k.d) Heyecan, eğlence için
Term
For the life
Definition
Bütün yaşamı boyunca, hayat boyunca
Term
For the life of me
Definition
Başım hakkı için, ölecek olsam bile
Term
For the love of
Definition
Aşkına, hatırı için
Term
For the moment
Definition
Şimdilik
Term
For the most part
Definition
Çoğunlukla, ekseriya; esas itibariyle
Term
For the nonce
Definition
Şimdilik
Term
For the present
Definition
Şimdilik, şu anda, hemen şimdi; bir müddet zarfında
Term
For the purpose of
Definition
Amacıyla, gayesiyle
Term
For the record
Definition
Dikkat edilsin!
Term
For the rest
Definition
Ötesine gelince
Term
For the sake of
Definition
nin uğruna, hatırı için
Term
For the sake of one's country
Definition
Vatan uğruna
Term
For the time being
Definition
Şimdilik
Term
For the use of
Definition
İçin, in kullanılışına özgü olarak
Term
For the world
Definition
Her hususta
Term
For this once
Definition
Bir kez olarak, bir kere
Term
For this reason
Definition
Bu nedenle
Term
For three years in succession
Definition
Üst üste üç sene
Term
For two pins
Definition
(k.d) En sudan bir nedenle
Term
For two weeks to come
Definition
Gelecek iki hafta içinde
Term
For various reasons
Definition
Bir çok nedenlerden dolayı
Term
For want of
Definition
Yüzünden; bulunmadığı için; sizlikten dolayı
Term
For want of something better
Definition
Daha iyisi olmadığı için
Term
For weeks
Definition
Haftalarca, yıllarca
Term
For weeks at a time
Definition
Üst üste haftalarca
Term
For what it's worth
Definition
Pek önemli değil!
Term
For years after
Definition
Bundan sonra yıllarca
Term
Force of circumstances
Definition
Durumu gereği
Term
Forgetting the fact that
Definition
makla beraber
Term
Four-scores
Definition
Seksen
Term
Four corners of the earth
Definition
Dünyanın dört bucağına
Term
Free and easy
Definition
Merasimsiz; teklifsiz
Term
From ... dawn
Definition
den başlayarak
Term
From ... to
Definition
den ... e (kadar)
Term
From a boy
Definition
Çocukluğundan beri
Term
From a child
Definition
Çocukluktan beri, küçüklükten beri
Term
From a distance
Definition
Uzaktan
Term
From a sense of duty
Definition
Vazife icabı
Term
From A to Z
Definition
Başından sonuna kadar; A 'dan Z'ye kadar; adamakıllı, tam
Term
From above
Definition
Yukarıdan, gökten
Term
From all eternity
Definition
Ezelden beri
Term
From bonnet to heels
Definition
Tepeden tırnağa
Term
From beginning to end
Definition
Baştan sona kadar, baştan sona
Term
From cover to cover
Definition
Başından sonuna kadar
Term
From day to day
Definition
Günden güne
Term
From door to door
Definition
Evden eve
Term
From end to end
Definition
Bir uçtan bir uca, baştan başa
Term
From father to son
Definition
Ecdattan evlada, babadan oğula
Term
From first to last
Definition
Başından sonuna kadar. başlangıçtan sonuna dek
Term
From five to ten
Definition
Beş ila on arasında
Term
From force of habit
Definition
Alışkanlıkla
Term
From generation to generation
Definition
Nesilden nesile
Term
From hand to hand
Definition
Elden ele, bir adamdan diğerine
Term
From hand to mouth
Definition
İlerisi için düşünmeyerek, har vurup harman savurarak
Term
From head to foot
Definition
Tepeden tırnağa kadar
Term
From head to toe
Definition
Tepeden tırnağa kadar; tamamiyle
Term
From morning till night
Definition
Sabahtan akşama kadar
Term
From mouth to mouth
Definition
Dilden dile, ağızdan ağıza
Term
From my point of view
Definition
Bence, bana göre, benim görüşüme göre
Term
From nature
Definition
Doğal görünümden
Term
From necessity
Definition
İhtiyaçtan dolayı
Term
From now onward
Definition
Bundan böyle, bundan sonra
Term
From on high
Definition
Yukarıdan, tanrıdan
Term
From one's heart
Definition
Bütün kalbiyle, en samimi hisleriyle
Term
From out
Definition
den hariç
Term
From pillar to post
Definition
Oradan oraya, bir yerden başka bir yere
Term
From place to place
Definition
Yer yer
Term
From scratch
Definition
(k.d) Başından
Term
From start to finish
Definition
Çıkıştan bitişe kadar
Term
From stem to stern
Definition
(dnz.)Baştan kıça; baştan aşağı
Term
From sun to sun
Definition
Sabahtan akşama kadar
Term
From ten years of age upward
Definition
On yaşından itibaren
Term
From that day on
Definition
O günden ittibaren, o günden beri
Term
From that day to this
Definition
O gün bu gündür, o günden bu güne
Term
From the bottom of one's heart
Definition
En kalpten, çok samimi bir şekilde
Term
From the feel of it
Definition
Dokununca, hissedince
Term
From the first
Definition
Baştan; tekrar
Term
From the look of him/her
Definition
Görünüşüne göre (bakarak)
Term
From the off
Definition
Başlangıçtan beri
Term
From the on rush
Definition
Başlangıcından
Term
From the outset
Definition
Başlangıçtan beri
Term
From the point of
Definition
Açısından, yönünden
Term
From the stand point of
Definition
Açısından yönünden
Term
From the word go
Definition
Başından ben
Term
From this day forth
Definition
Bu günden itibaren bundan böyle
Term
From this immemorial
Definition
Çok eski zamanlaıdan ben
Term
From thts point of
Definition
Bu açıdan, bu yönden
Term
From this time forth
Definition
Bundan böyle bundan sonra
Term
From time to time
Definition
Ara sıra. vakit vakit zaman zamanarada bir
Term
From tomorrow onward
Definition
Yarından başlayarak
Term
From what I heard
Definition
işittiğime göre
Term
Further more
Definition
Bundan başKa üstelik
Term
Gendy does it
Definition
Yavaş!
Term
Give my regards
Definition
Selamlarımı söyleyin
Term
Given a fair chance
Definition
Şans verildiğinde
Term
Given that
Definition
Farzedelim ki..
Term
Good for
Definition
e yarar
Term
Good for nothing
Definition
Beceriksiz, işe yaramaz, değersiz haylaz
Term
Good old
Definition
Canım, güzelim!
Term
Granted that
Definition
Kabul edelim ki
Term
Great and small
Definition
Büyük küçük küçük büyük
Term
Great numbers of
Definition
Bir çok
Term
Had I known
Definition
Bilseydim
Term
Hale and hearty
Definition
Dinç ve sağlıklı
Term
Half - hourly
Definition
Yarım saatte bir
Term
Half and half
Definition
Yarı yarıya, karışık
Term
Half as big again
Definition
Bir buçuk katı
Term
Hand and fast
Definition
Çok kesin
Term
Hand in hand with
Definition
İle birlikte, el ele; elbirliği ile
Term
Hand over fist
Definition
Süratle, çok çabuk
Term
Hand over hand
Definition
Tutuna tutuna (tırmanma)
Term
Hand the expense
Definition
Masraf ne olursa olsun
Term
Hand to hand
Definition
Yakınlarda; göğüs gögüse; yumruk yumruğa
Term
Hand to mouth
Definition
Kıt kanaat geçinerek, kazandığını boğazına sarfederek
Term
Hands down
Definition
Parmağını kıpırdatmadan, çok kolaylıkla
Term
Hard by
Definition
Yakında
Term
Hardly ever
Definition
Hemen hemen hiç
Term
Have it your own way
Definition
Siz bilirsiniz; ne isterseniz onu yapın; nasıl istersen öyle yap!
Term
Have the goodness to
Definition
Nezaketen
Term
He all but died.
Definition
Az kaldı ölüyordu.
Term
He has a screw loose.
Definition
Aklından zoru var!
Term
He is a character.
Definition
O bir alemdir!
Term
He is a grand fellow.
Definition
Bulunmaz adamdır!
Term
Vie is a strict Moslem.
Definition
Koyu bir müslümandır.
Term
He is as good as his word
Definition
Sözünün eridir.
Term
He is cut off for this job
Definition
O bu iş için biçilmiş kaftandır.
Term
He is not a man to trifle with.
Definition
O hafife alınacak bir kimse değildir.
Term
He knows .. . if any man does.
Definition
yi bilse bilse o bilir.
Term
He knows his place.
Definition
O işini bilir.
Term
He little knows
Definition
Bilmiyor ki...
Term
He will have it that
Definition
İddia ediyor ki...
Term
Head and ears
Definition
Tamamiyle
Term
Help yourself
Definition
Buyurunuz!
Term
Hence forth
Definition
Bu sebepten; bundan böyle
Term
Here and there
Definition
Burada şurada; ara sıra
Term
Here is a point that
Definition
Burada bir noktaya değinmek gerekir ki...
Term
Here, there and everywhere
Definition
Her yerde
Term
Herein after
Definition
Aşağıda
Term
I am afraid so, that
Definition
Yazık ki...
Term
I am at my wit's end.
Definition
Ne yapacağımı bilmiyorum, şaşırdım.
Term
I am at your service,
Definition
Emrinize amadeyim!
Term
I am built that way.
Definition
Ben böyleyim!
Term
I am dead against it.
Definition
Ben bunun tamamen karşısındayım.
Term
I am disappointed in him.
Definition
Beklediğim gibi çıkmadı.
Term
I am free to confess
Definition
Diyebilirim ki...
Term
I am given to understand that
Definition
Haber aldığıma göre
Term
I am in pocket,
Definition
Kardayım.
Term
I am led to the conclusion that
Definition
Şu sonuca vardım ki...
Term
I am not unaware that
Definition
Bilmez değilim.
Term
I am on my legs all day.
Definition
Bütün gün ayaktayım, bütün gün bana dur durak yok!
Term
I am satisfied that
Definition
Kanısındayım, kanaatindeyim
Term
I am strange to the work.
Definition
Bu işe alışık değilim, bu işin acemisiyim.
Term
I am temped to
Definition
Şeytan diyor ki...
Term
I am under the impression that
Definition
Bana öyle geliyor ki...
Term
I am up to the eyes in work
Definition
İşten başımı kaşıyacak vaktim yok!
Term
I am with you.
Definition
Seninle hemfikirim. anlaştık!
Term
I beg of you
Definition
Rica ederim!
Term
I beg to
Definition
Saygıyla
Term
I beg to differ
Definition
İzninizle, bu düşüncede değilim!
Term
I can't call my soul my own
Definition
Elim kolum bağlı; başımı kaşıyacak vaktim yok; dur durak yok!
Term
I cant go with you in what yousay.
Definition
Sizinle hemfikir değilim!
Term
I can't help it
Definition
Elimde değil
Term
I can't help thinking
Definition
Bence muhakkak
Term
I can't make head or tail of it
Definition
Hiç birsey anlayamıyorum, içinden çıkamıyorum!
Term
I can't subscribe to that
Definition
Bunu kabul edemem!
Term
I couldn't bring myself to tellhim
Definition
Ona söylemeye dilim varmıyor.
Term
I dare say
Definition
Her halde; sanırım, zannedersem; diyebilirim ki...
Term
I defy you to do so
Definition
Yap da göreyim!
Term
I don't care
Definition
Aldırmam!
Term
I don't doubt that
Definition
Hiç şüphem yok ki...
Term
I don't give a darn
Definition
Bana vız gelir!
Term
I don't give a rap
Definition
Hiç de umurumda değil!
Term
I don't have the foggiest idea
Definition
Haberim yok, hiç fikrim yok.
Term
I don't hold any brief for him but
Definition
Onu savunmak görevim değil ama
Term
I don't like the sound of it.
Definition
Pek aklım yatmıyor.
Term
I dont mind
Definition
Aldırmam, bence hava hoş, bence mahzuru yok!
Term
I don't think so
Definition
Hiç de zannetmiyorum, zannetmem, zannetmiyorum
Term
I doubt whether
Definition
Şüphe ediyorum, acaba
Term
I expect so
Definition
Herhalde
Term
I fail to see why
Definition
Nedenini anlamıyorum.
Term
I gather he is ill.
Definition
İşittiğime göre hastadır.
Term
I have a feeling (that)
Definition
İçimde bir his var, bana öyle geliyor ki...
Term
I have a good mind to
Definition
Aklıma koydum, tasarladım, yapacağım!
Term
I have a hunch that
Definition
Öyle inanıyorum ki, tahminime göre
Term
I have an idea that
Definition
Bana öyle geliyor ki...
Term
I have come to believe that
Definition
Şu kanaate vardım ki...
Term
I have heard tell that
Definition
Kulağıma çalındığına göre
Term
I have no further questions
Definition
Başka sorum yoktur.
Term
I have not a minute to spare.
Definition
Kaybedecek hiç vaktim yok!
Term
I have struck upon an idea
Definition
Aklıma bir fikir geldi
Term
I hope his ears are burning
Definition
Kulakları çınlasın
Term
I knew not what
Definition
Bilmem ne!
Term
I mean what I say
Definition
Bu konuda ciddiyim.
Term
I repent me
Definition
Esef ederim!
Term
I saw to my sorrow
Definition
Üzüntüyle gördüm ki...
Term
I say
Definition
Diyorum ki...
Term
I seem to have heard his name.
Definition
İsmini duydum gibime geliyor.
Term
I should hardly think so
Definition
Pek sanmam!
Term
I should not like to be in his shoes
Definition
Onun yerinde olmak istemem.
Term
I speak with feel
Definition
İçtenlikle söylüyorum
Term
I stand by what I said.
Definition
Söylediğimden şaşmam!.
Term
I take it that
Definition
Sanıyorum.
Term
I tell you straight
Definition
Size açıkça söylüyorum
Term
I thank my stars that
Definition
Çok şükür ki...
Term
I told him what I thought of him
Definition
Açtım ağzımı yumdum gözümü!
Term
I tried to force a smile
Definition
Gülmeye çalıştım
Term
I was half afraid that
Definition
diye biraz korktum.
Term
I was simply delighted
Definition
Bilseniz ne kadar memnun oldum!
Term
I was under the impression
Definition
Zannediyordum ki, bana öyle geliyordu ki...
Term
I was very concerned to hear
Definition
Duyunca çok üzüldüm.
Term
I will go there some time.
Definition
Oraya münasip bir zamanda giderim.
Term
I will knock the daylights out of you
Definition
Canına okuyacağım!
Term
I will take no deniable
Definition
Muhakkak... melisiniz!
Term
I wish
Definition
Keşke
Term
I wish to goodness
Definition
Aman keşke, Allah vere!
Term
I wonder if
Definition
Acaba
Term
I would as soon go as not
Definition
Gitsem de olur gitmesem de!
Term
I would have known you know that
Definition
Şunu bilmelisin ki, şunu bilmiş ol ki...
Term
I would not have the conscience to do it
Definition
Bunu yapmaya vicdanım razı olmaz,
Term
If... not
Definition
mezse, medikçe
Term
If... then
Definition
İse ... o zaman
Term
If ever
Definition
Şayet, eğer, kazara
Term
If I were you
Definition
Yerinizde olsam
Term
If need be
Definition
İcabında, gerekirse
Term
If not
Definition
Yoksa; aksi halde; aksi taktirde
Term
If only
Definition
Keşke
Term
If only to please me
Definition
Benim hatırım için bile olsa
Term
If the contrary proves to be the fact
Definition
Aksi sabit olursa
Term
If this be so
Definition
Eğer bu böyle ise
Term
If you care to
Definition
Arzu ederseniz
Term
If you don't mind
Definition
Sizce bir sakıncası yoksa
Term
If you have no objection
Definition
Sakınca görmezseniz, bir itirazınız yoksa
Term
If you please
Definition
Eğer isterseniz
Term
If you take my tip
Definition
Beni dinlerseniz
Term
Ignoring the fact that
Definition
Bir tarafa bırakırsak/atarsak
Term
I'll be shot if I
Definition
sem öleyim!
Term
I'll come in a second.
Definition
Şimdi gelirim.
Term
I'll make him dance to a different tune
Definition
Ben ona gösteririm!
Term
I'll see him damned first
Definition
Dünyada olmaz!
Term
I'll tell you flat
Definition
Açık söyleyeceğim
Term
In (the) face of
Definition
Karşısında, dikkate alarak, rağmen
Term
In a bad fix
Definition
Zor durumda, sıkıntıda
Term
In a bad way
Definition
(k.d) Kötü bir durumda; tehlikede; çok hasta
Term
In a big way
Definition
Büyük çapta
Term
In a body
Definition
Birlikte; birleşmiş, birleşik
Term
In a breeze
Definition
(argo) Kolayca
Term
In a brown study
Definition
Başka şeylere dikkat etmeyecek kadar düşünceye dalmış
Term
In a critical moment
Definition
Kritik bir anda
Term
In a day or two
Definition
Bir iki gün içinde
Term
In a false position
Definition
Sahte bir vaziyette
Term
In a fashion
Definition
Şöyle böyle
Term
In a fine pickle
Definition
Zor veya kötü durumda, başı belada
Term
In a fit of aberration
Definition
Dalgınlıkla
Term
In a fit of anger
Definition
Hiddet anında
Term
In a fix
Definition
(k.d) Güç bir durumda
Term
In a flash
Definition
Birden, ansızın, aniden
Term
In a flutter
Definition
Telaşlı, heyecanlı
Term
In a fog
Definition
Zihni karışmış
Term
In a full swing
Definition
En canlı ve heyecanlı durumunda, tam faaliyette
Term
In a fury
Definition
Öfkeli
Term
In a gesture of command
Definition
Bir kumanda işaretiyle
Term
In a given time
Definition
Belirli bir süre içinde
Term
In a good cause
Definition
iyilik etmek gayesiyle, hüsnüniyetle
Term
In a good light
Definition
Uygun olan şartlar altında; iyimser olarak
Term
In a heat
Definition
Öfkeyle, öfke içinde, darılarak
Term
In a high-handed manner
Definition
Kibirli, mağrur; küstahça
Term
In a hurry
Definition
Aceleyle
Term
In a jiffy
Definition
(k.d) Hemen, çok çabuk
Term
In a line
Definition
Bir sıra durumunda
Term
In a manner
Definition
Bir manada; muayyen bir tarzda; oldukça; hayli; güya; sanki
Term
In a manner of speaking
Definition
Yerinde söylemek gerekirse, sözgelişi, bir manada
Term
In a measure
Definition
Bir dereceye kadar
Term
In a minute
Definition
Biranda, bir dakikada; hemen, şimdi
Term
In a moment
Definition
Bir dakikada, çok geçmeden, çabucak, hemen şimdi
Term
In a month
Definition
Bir aya kadar, bir ayda, bir ay zarfında
Term
In a month's time
Definition
Bir ay sonra
Term
In a nutshell
Definition
Kısacası, az cümle ile, birkaç sözle
Term
In a Pickwickian sense
Definition
Özel manada
Term
In a pinch
Definition
ihtiyaç karşısında, icabında
Term
In a pretty pickle
Definition
Zor veya kötü durumda, başı belada
Term
In a real sense
Definition
Hakiki manada
Term
In a rut
Definition
Değişmez adetlere bağlı
Term
In a sad case
Definition
Kötü halde, müşkül vaziyette
Term
In a sad pickle
Definition
Sıkıntılı vaziyette
Term
In a scrape
Definition
(k.d) Güç bir durumda
Term
In a sense
Definition
Bir manada, bir anlamda, yani
Term
In a squeeze
Definition
Zor durumda
Term
In a sharp voice
Definition
Keskin bir sesle
Term
In a small way
Definition
Gösterişsiz şekilde; azıcık, küçük ölçüde
Term
In a split second
Definition
Biranda
Term
In a stew
Definition
Telaşla, acele ile, heyecanla
Term
In a strange way
Definition
Garip tarzda
Term
In a sweat
Definition
Endişe içinde; acele ile
Term
In a tight squeeze
Definition
Zor durumda, sıkışmış
Term
In a trice
Definition
Biranda, çabucak
Term
In a twinkling
Definition
Derhal, hemen
Term
In a vital way
Definition
Önemle, hayati bir tarzda
Term
In a way
Definition
Bir bakıma
Term
In a welter of blood
Definition
Kan revan içinde
Term
In a while
Definition
Biranda, birden
Term
In a word
Definition
Bir kelimeyle, kısaca söyleyecek olursak, kısaca
Term
In absolute privacy
Definition
Tamamen mahrem olarak, sır olarak
Term
In accord with
Definition
e uygun
Term
In accordance with
Definition
Uyarınca; e göre, gereğince
Term
In action
Definition
Eylem halinde
Term
In addition
Definition
Ek olarak
Term
In addition that
Definition
Bundan başka; üstelik
Term
In addition to
Definition
a ek olarak, ilaveten
Term
In addition with
Definition
e ilaveten
Term
In advance
Definition
Önde, ileride; peşin olarak
Term
In advance of
Definition
in önünde, den ileri
Term
In after days
Definition
İleride, gelecekte
Term
In after life
Definition
Yaşlandıkça; sonradan
Term
In agreement with
Definition
İle uygun, mutabık
Term
In aid of
Definition
Yararına
Term
In all
Definition
Hepsi içinde, toplam olarak, bilcümle, hepsi, yekunu
Term
In all conscience
Definition
Doğrusu; pek haklı olarak; vicdanen; mutlaka
Term
In all fairness
Definition
Doğruyu söylemek gerekirse
Term
In all my born days
Definition
Bütün ömrümde
Term
In all my experience
Definition
Bütün hayatım boyunca, bütün ömrümde
Term
In all probability
Definition
Her ihtimale göre
Term
In all reason
Definition
Mantıki olarak, hakkıyla düşünülürse
Term
In all respects
Definition
Her hususta, her bakımdan
Term
In all sincerity
Definition
Tam bir içtenlikle
Term
In alphabetical order
Definition
Harf sırasına göre
Term
In an evil hour
Definition
Uğursuz bir saatte; maalesef
Term
In an instant
Definition
Bir anda, göz açıp kapayıncaya kadar
Term
In an unhappy moment
Definition
Uğursuz bir anda
Term
In and out
Definition
Kah içerde kah dışarda
Term
In and out of season
Definition
Olur olmaz zamanda, vakitli vakitsiz
Term
In another ten years
Definition
Bundan on yıl sonra
Term
In answer
Definition
Yanıt olarak
Term
In any case
Definition
Her hakte, ne olursa olsun; zaten; buna karşın
Term
In any event
Definition
Buna karşın, herhalde, ne olursa olsun
Term
In any way
Definition
Herhangi bir şekilde
Term
In any way soever
Definition
Nasıl olursa olsun
Term
In any wise
Definition
Herhangi bir suretle
Term
In appearance
Definition
Görünüşte, şeklen
Term
In apple pie order
Definition
Çok düzenli
Term
In approval at
Definition
Tasvip edercesine
Term
In arms
Definition
Kucak kucak; silahlanmış
Term
In as far as
Definition
Kadarıyla, e göre
Term
In as much as
Definition
Mademki, e dayanarak, e göre; kadarıyla
Term
In attendance
Definition
Vazifeli
Term
In back of
Definition
in arkasında
Term
In bad faith
Definition
Kötü niyetle
Term
In bad taste
Definition
Uygunsuz
Term
In battle array
Definition
(aşk.) Savaş düzeninde
Term
In beginning
Definition
Başlarken, başlangıçta
Term
In behalf of
Definition
Namına, adına
Term
In being
Definition
Mevcut
Term
In between
Definition
Arsında, arasındaki, otasında, ikisi arasında, arada; aradan
Term
In blue-print stage
Definition
Hazırlık devresinde
Term
In brief
Definition
Kısacası, velhasıl
Term
In broad day
Definition
Güpegündüz
Term
In broad daylight
Definition
Güpegündüz
Term
In broad terms
Definition
Geniş manada
Term
In bulk
Definition
Toptan
Term
In business
Definition
işte
Term
In camera
Definition
Gizli, mahrem, şahsi
Term
In care of
Definition
Vasıtasıyla, eliyle, tedavisi altında, kontrolü altında
Term
In case
Definition
Şayet, sı durumunda/halinde; se, eğer.diye
Term
In case not
Definition
memesi için, meşin diye
Term
In case of
Definition
Durumunda, takdirde
Term
In case of emergency
Definition
icabında, aci l lüzum halinde, zorunluluk halinde
Term
In case of necessity
Definition
Lüzum halinde, gereklilik halinde, icabederse
Term
In case of need
Definition
Gerekirse, icabı halinde, icabederse
Term
In case that
Definition
Olduğu taktirde, ettiği halde
Term
In cash
Definition
Nakit olarak; peşin olarak
Term
In charge
Definition
iş başında, vazifede, idare etmekte
Term
In charge of a nurse
Definition
Hemşire nezareti altında
Term
In chorus
Definition
Hep birlikte ve aynı anda
Term
In cold blood
Definition
Soğukkanlılıkla; bile bile, mahsus, merhametsizce
Term
In conformity with
Definition
e uygun olarak, mucibince
Term
In comfort
Definition
Rahat
Term
In common
Definition
Aleni olarak; ortaklaşa, müştereken, birlikte
Term
In common with
Definition
İle müşterek, benzer; ile ortak olarak
Term
In company
Definition
Bir arada, arkadaş olarak
Term
In company with
Definition
Refakatinde, maiyetinde, beraberinde, eşliğinde
Term
In comparison
Definition
Karşılaştırıldığında
Term
In comparison to
Definition
e nazaran
Term
In comparison with
Definition
nin aksine, tersine, e karşın
Term
In comparative comfort
Definition
Hali vakti yerinde
Term
In compliance with
Definition
e göre, mucibince, göre, e uygun olarak; gereğince
Term
In concert
Definition
Hep beraber, ittifakla
Term
In conclusion
Definition
Netice olarak, en nihayet, sonuçta, sonuç olarak
Term
In condition
Definition
Çalışır vaziyette; idman için formunda
Term
In condition that
Definition
Şartı ile
Term
In conflict with
Definition
İhtiyatlı
Term
In conformity with
Definition
Gereğince
Term
In confuse
Definition
Karmakarışık
Term
In conjunction with
Definition
İle birlikte, ile bir arada, müştereken
Term
In connection with
Definition
Münasebetiyle, dolayısıyla
Term
In consequence
Definition
Bu nedenle
Term
In consequence of
Definition
Neticesinde, hasebiyle, dolayısıyla, sebebiyle, binaen
Term
In consideration of
Definition
Düşünerek, göz önünde tutarak; dolayısıyla; karşılık olarak, Sebebinden
Term
Inclusive of
Definition
Dahilinde, içinde, kapsayarak
Term
Inconsistently with
Definition
İle çelişkili, e aykırı, uyuşmaz
Term
In contact with
Definition
İle temas halinde
Term
In contemplation of
Definition
Düşüncesiyle, ihtimalini göz önüne alarak
Term
In contradiction to
Definition
Tersine olarak
Term
In contradistinction to
Definition
in aksine olarak
Term
In contrast
Definition
Tersine
Term
In contrast to
Definition
a karşın, rağmen, aksine, tersine
Term
In contrast with
Definition
a kıyasla, a zıt olarak, in aksine
Term
In contravention of
Definition
Hilafında, rağmen
Term
In control
Definition
Denetimde
Term
In countenance
Definition
Lehinde, lehine
Term
In course of
Definition
Devam etmekte, yapılmakta
Term
In crossing the river
Definition
Irmaktan geçerken
Term
In current use
Definition
Genel kullanımda, genellikle kullanılan
Term
In danger
Definition
Tehlikede
Term
In days to come
Definition
İleride, gelecek zamanlarda, istikbalde
Term
In deadly earnest
Definition
Şakası yok!
Term
In debt
Definition
Borçlu
Term
In deed
Definition
Hakikatte, bilfiil, doğrusu
Term
In deep water
Definition
Zorlukta, sıkıntıda veya felakette
Term
In default of
Definition
Hazır bulunmadığı için; onun yerine
Term
In default of payment
Definition
Ödenmediği taktirde
Term
In defiance of
Definition
Müdafaada, savunmada
Term
In defer
Definition
Hürmeten
Term
In defiance of
Definition
Rağmen; hiç bırakmayarak; zorluklara rağmen, göz önüne alarak
Term
In defiance of the law
Definition
Kanunu hiçe sayarak; kanuna rağmen
Term
In demand
Definition
Revaçta, rağbette
Term
Independently of
Definition
den bağımsız olarak, müstakil
Term
In deposit
Definition
Emanet olarak
Term
In depth
Definition
Derinliğine, detaylıca, ayrıntılarıyla
Term
In dread that
Definition
Korkusuyla, diye
Term
In despite of
Definition
e rağmen, bununla beraber, yine de; karşı koyarak
Term
In detail
Definition
Detaylıca, ayrıntılarıyla,teferruatla, yeterince, tafsilatla
Term
In direct line
Definition
Babadan oğula
Term
In dispute
Definition
İhtilaf halinde
Term
Indoors and out
Definition
Ev içinde ve dışında
Term
In doors
Definition
İçerde, evde
Term
In doubt
Definition
Şüpheli, belli değil, kuşkulu
Term
In due course
Definition
Sırası gelince, zamanla, zamanı gelince
Term
In due course of
Definition
Esnasında
Term
In due form
Definition
Usulü dairesinde, kanuni formaliteye göre
Term
In due time
Definition
Vakti gelince
Term
In duplicate
Definition
Çift nüsha halinde
Term
In early days
Definition
Eskiden
Term
In earnest
Definition
Ciddilikle; samimi olarak; ciddi olarak
Term
In easy circumstances
Definition
Hali vakti yerinde, refah içinde
Term
In ecstasy
Definition
İstiğrak içinde
Term
In effect
Definition
Gerçi; tesir itibariyle; gerçekten, doğrusu
Term
In either events
Definition
Her iki durumda da
Term
In embarrassed circumstances
Definition
Müşkülat içinde, darlıkta, paraca sıkıntıda
Term
In embryo
Definition
İlk devresinde; gelişmemiş
Term
In error
Definition
Yanlışlıkla, sehven
Term
In essence
Definition
Esas itibariyle
Term
In every detail
Definition
Her noktada
Term
In every few days
Definition
Bir kaç günde bir
Term
In every respect
Definition
Her konuda
Term
In everyday use
Definition
Her gün kullanılan
Term
In exactly the same way
Definition
Aynen, tıpkı
Term
In excess of
Definition
den fazla, onu gecen
Term
In exchange for
Definition
e karşılık, e bedel
Term
In expectation of
Definition
İntizaren, ümidi ile
Term
In fact
Definition
Gerçekten, aslında, bilfiil, doğrusu
Term
In faith
Definition
İtimatla; gerçekten, hakikaten
Term
In fault
Definition
Kusur etmiş, hata işlemiş
Term
In favor
Definition
Gözde
Term
In favour
Definition
Tasdikli, kabul edilmiş
Term
In favours of
Definition
Lehinde, e taraftar
Term
In fear that
Definition
Korkusuyla, diye
Term
In few
Definition
Sözün kısası, velhasıl; kısaca
Term
In file
Definition
Tabur halinde, dizili
Term
In fine
Definition
Sözün kısası, velhasıl; kısaca
Term
In fine fettle
Definition
Keyfi yerinde; iyi kıyafette; tavrı düzgün
Term
In fine style
Definition
Çok güzel bir biçimde
Term
In flames
Definition
Alevler içinde; yanmakta
Term
In flesh
Definition
Şişman, semiz
Term
In flower
Definition
Çiçek halinde; tam gelişme devrinde
Term
In focus
Definition
Odaklanmış, iyi ayar edilmiş
Term
In force
Definition
Büyük kuvvetlerle; bütün kuvvetiyle; yürürlükte
Term
In front
Definition
Önde
Term
In front of
Definition
Önünde; karşısında; önü, önüne
Term
In fulfillment of
Definition
nin yerine getirilmesinde
Term
In full
Definition
Tam, etraflı, tamamen, tam olarak, tam manasıyla
Term
In full blast
Definition
Bütün kuvvetiyle; tam faaliyette
Term
In full career
Definition
Bütün hızı ile, tam hızla
Term
In full course
Definition
Bütün hızıyla
Term
in full fig
Definition
Giyinmiş kuşanmış, tam teçhizatlı
Term
In full retreat
Definition
Tam çekilme halinde
Term
in full view
Definition
Herkesin önünde, aleni olarak, görünürde, tam göz önünde
Term
In fun
Definition
Şakadan, latife olarak
Term
In further of
Definition
Kolaylaştırmak için
Term
In general
Definition
Genelde, genel olarak
Term
In glory
Definition
Ahiret sadetine mazhar
Term
In good company
Definition
İyi arkadaşlarla
Term
In good condition
Definition
İyi durumda, bozulmamış (olarak)
Term
In good earnest
Definition
Layıkı veçhile
Term
In good faith
Definition
İyi niyetle
Term
In good form
Definition
iyi halde, keyfi yerinde
Term
In good order
Definition
İyi bir halde
Term
In good part
Definition
Tatlılıkla, gönül hoşluğuyla, iyilikle
Term
In good season
Definition
Tam zamanında
Term
In good spirits
Definition
Neşeli, keyfi yerinde
Term
In good taste
Definition
Uygun
Term
In good time
Definition
Erken
Term
In grand style
Definition
Gösterişli, tantanalı, son modaya göre
Term
In great detail
Definition
Enine boyuna
Term
In great quantities
Definition
Çok miktarda
Term
In gross
Definition
Toptan, bütünüyle
Term
In half
Definition
Yarım halde, yarı yarıya
Term
In half shares
Definition
Yarı yarıya
Term
In hand
Definition
Elde; hazırlanmakta; kontrol altında, göz hapsinde
Term
In harness
Definition
İş başında
Term
In haste
Definition
Acele ile, telaşla; tez olarak
Term
In high feather
Definition
Neşeli
Term
In high terms
Definition
Överek, göklere çıkararak
Term
In his character of
Definition
Sıfatıyla
Term
In his favour
Definition
Emrine (çek); lehinde
Term
In his life
Definition
Yaşarken
Term
In his own good time
Definition
Ne zaman canı isterse
Term
In his right mind
Definition
Aklı başında
Term
In honour of
Definition
Şerefine
Term
In hopes
Definition
Ümidi ile
Term
In hot water
Definition
Zorluk içinde, sıkıntıda
Term
In hundreds
Definition
Yüzlerce
Term
In ill part
Definition
Uyuşamıyarak
Term
In ink
Definition
Mürekkeple
Term
In its being written/seen
Definition
Yazılmasında/görülmesinde
Term
In its clutches
Definition
Pençesinde
Term
In its entirely
Definition
Bütünü ile, tamamen
Term
In itself
Definition
Aslında; başlı başına, haddi zatında; bağımsız olarak
Term
In jest
Definition
Şaka olarak
Term
In just the same way as
Definition
Tıpkı ... ğı gibi
Term
In keeping with
Definition
ile tutarlı olarak, e uygun olarak
Term
In kind
Definition
Aynen
Term
In large part
Definition
Geniş ölçüde
Term
In legal parlance
Definition
Hukuk dilinde
Term
In less than no time
Definition
Bir anda, pek az sonra
Term
In lieu of
Definition
Yerine, bedel olarak; gereğince, icabına göre
Term
In like manner
Definition
Aynı tarzda
Term
In line with
Definition
ile uyarınca, uyumlu olarak, ile aynı doğrultuda
Term
In little
Definition
Minyatür halinde; muhtasar olarak
Term
In many cases
Definition
Bir çok durumda
Term
In many instances
Definition
Çok kez
Term
In many respects
Definition
Birçok bakımdan, birçok hususta
Term
In many ways
Definition
Birçok yönden, birçok hususta
Term
In memory of
Definition
in anısına, hatırasına
Term
In mid air
Definition
Havada
Term
In mint condition
Definition
Yepyeni
Term
In more recent times
Definition
Çok yakın zamanlarda, yakın geçmişte
Term
In motion
Definition
Hareket halinde
Term
In mourning
Definition
Matem halinde, siyahlara bürünmüş
Term
In my day
Definition
Benim zamanımda
Term
In my estimation
Definition
Bence, fikrimce
Term
In my humble opinion
Definition
Benim düşünceme göre
Term
In my judgement
Definition
Bence, fikrimce, bana kalırsa
Term
In my last letter
Definition
Son mektubumda
Term
In my opinion
Definition
Bana göre, bence, benim fikrimegöre
Term
In my own conceit
Definition
Benim fikrimce
Term
In my poor opinion
Definition
Acizane fikrimce
Term
In name
Definition
Sözde; ismen
Term
In nature
Definition
Kainatta, her hangi bir yerde; imkanıdahilinde
Term
In need of
Definition
İhtiyacında, gereğinde; muhtaç
Term
In no case
Definition
Hiç bir zaman, hiç bir suretle
Term
In no circumstances
Definition
Hiç bir şekilde, hiç bir zaman
Term
In no time
Definition
Çabucak, hemen, çarçabuk, kaşla göz arasında
Term
In number
Definition
Sayıca, sayı itibariyle
Term
In obedience to
Definition
e dair, uyarak, e itaat ederek
Term
In absolute privacy
Definition
Tamamen mahrem olarak
Term
In odd corners
Definition
Kıyıda bucakta
Term
In old times
Definition
Eski zamanlarda
Term
In one sense
Definition
Bir manada, bir anlamda
Term
In one's arithmetic
Definition
Hesabına göre
Term
In one's cups
Definition
Sarhoş iken
Term
In one's day
Definition
Vaktiyle, geçmişte
Term
In one's declining years
Definition
Hayatının sonuna doğru
Term
In one's extreme old age
Definition
Son yaşlarında, ilerlemiş yaşında
Term
In one's hands
Definition
Bir kişinin kontrolü altında, mesuliyeti altında, elinde
Term
In one's heart of hearts
Definition
Kalbinin derinliklerinde
Term
In one's own defense
Definition
Nefsi müdafaada
Term
In one's stead
Definition
Birinin yerinde
Term
In one's tracks
Definition
Bulunduğu yerde
Term
In one's view
Definition
ne göre
Term
In one's way or another
Definition
Ya öyle ya da böyle!
Term
In opposition to
Definition
e karşı olarak
Term
In order
Definition
Düzenli; sıra ile; yolunda, usule göre
Term
In order of priorities
Definition
Önem sırasına göre
Term
In order that
Definition
mesi için, sın diye, diye, ta ki
Term
In order to
Definition
mak için
Term
In other ten years
Definition
Sonraki on yıl içinde/zarfında
Term
In other words
Definition
Başka bir deyişle
Term
In our midst
Definition
İçimizde, aramızda
Term
In ourtime(s)
Definition
Bu günlerde, zamanımızda
Term
In outline
Definition
Kabataslak
Term
In pain
Definition
Acı ile
Term
In part
Definition
Kısmen; bazı hususlarda
Term
In particular
Definition
Bilhassa, özellikle
Term
In parts
Definition
Parça parça, kısım kısım
Term
In passing
Definition
Geçerken
Term
In peril of
Definition
Tehlikede
Term
In perpetuity
Definition
Ebediyyen, her zaman için, daimi olarak
Term
In person
Definition
Bizzat kendisi, bizzat, şahsen
Term
In perspective
Definition
Bakışa göre
Term
In place
Definition
Elverişli; muvafık
Term
In place of
Definition
in yerine
Term
In plain English
Definition
Açıkçası, açık ve sabit kelimelerle
Term
In plain terms
Definition
Açıkça, basit sözlerle
Term
In play
Definition
Şaka olarak
Term
In point
Definition
İsabetli, yerinde, münasip
Term
In point of
Definition
Hususunda, bakımından
Term
In point of numbers
Definition
Sayıca
Term
In point of fact
Definition
Aslını ararsan/sorarsan, gerçekte
Term
In position
Definition
Tam yerinde
Term
In possession
Definition
Elde etmiş, elinde, tasarrufunda
Term
In practice
Definition
Uygulamada, icraatta
Term
In prefer
Definition
Yeğleyerek
Term
In preference to
Definition
Tercihen, öncelikle
Term
In principle
Definition
Kaide/kural olarak, prensip olarak
Term
In private
Definition
Mahrem olarak, özel bir şekilde
Term
In process of
Definition
Halinde; zamanında
Term
In process of construction
Definition
İnşa halinde, yapılmakta
Term
In process of time
Definition
Zamanla
Term
In progress
Definition
İlerlemekte
Term
In progress of time
Definition
Zamanla
Term
In proportion
Definition
Oranla
Term
In proportion to
Definition
Oranında, nispetle; e göre, nazaran
Term
In proportion as
Definition
Oranla
Term
In prospect
Definition
Beklenen, ümitle beklenen
Term
In psychological make - up
Definition
Psikoljik bünye itibariyle
Term
In public
Definition
Açıkça, alenen, herkesin önünde
Term
In pursuance of
Definition
İfade ederken
Term
In pursuit of
Definition
in ardından, peşinden, takiben
Term
In question
Definition
Söz konusu
Term
In rags and tatters
Definition
Lime lime
Term
In rapid succession
Definition
Süratle, birbiri arkasından
Term
In raptures about/over sth.
Definition
Kendinden geçmiş
Term
In reality
Definition
Gerçekte
Term
In recent years
Definition
Yakın zamanlarda, son yıllarda, son zamanlarda
Term
In recognition of
Definition
Bakımından, e gelince, tanınmasıyla
Term
In record time
Definition
Çok kısa bir zamanda
Term
In reference to
Definition
e göre, nazaran, münasebetiyle
Term
In regard to
Definition
Hakkında, e gelince, e göre, nazaran, hususunda
Term
In relation to
Definition
e dair, hususunda, konusunda
Term
In remembrance of
Definition
in anısına
Term
In reply to
Definition
Karşılığında, cevaben, e cevaben, e cevap olarak
Term
In reserve
Definition
ihtiyaç olarak saklanılmış (alıkonulmuş)
Term
In respect of
Definition
e gelince, hususunda
Term
In respect to
Definition
e gelince, hususunda, bakımından
Term
In return
Definition
Karşılığında, mukabeleten
Term
In return for
Definition
e karşılık, yerine, e karşılık olarak
Term
In rows
Definition
Sıralar halinde
Term
In sack and ashes
Definition
Acı ve pişmanlık içinde, keder ve nedamet içinde
Term
In safe
Definition
Güvenle
Term
In sb's book
Definition
Birinin düşüncesine göre; birinin inançlarına göre
Term
In sb's own good time
Definition
Ne zaman canı isterse
Term
In sb's room
Definition
Birinin yerine
Term
In search of
Definition
Arayarak bulmak için, aramak üzere
Term
In season
Definition
Kullanılabilir; bulunur; vaktinde, uygun zamanda
Term
In season and out of season
Definition
Daimi, her zaman, vakitli vakitsiz
Term
In secret
Definition
Gizli olarak
Term
In series
Definition
Sıra halinde, arka arkaya
Term
In seventh heaven
Definition
Çok mutlu
Term
In severally
Definition
(huk.) Ferdi olarak (mülkiyet)
Term
In shore
Definition
Kıyıya yakın
Term
In short
Definition
Kısaca, kısacası
Term
In short course
Definition
Kısaca
Term
In short order
Definition
Çabuk
Term
In short supply
Definition
Kıt, yetersiz
Term
Inside of
Definition
in içinde, dahilinde; yerine
Term
Inside of a week
Definition
Bir haftadan az
Term
Inside of an hour
Definition
Bir saat zarfında
Term
Inside out
Definition
İçi dışına dönmüş
Term
In sight
Definition
Göz önünde, görünürde, gözle görülür, yakın
Term
In sight of
Definition
in gözü önünde
Term
In sign of
Definition
İşaret olarak
Term
In simple terms
Definition
Açıkça, basitçe
Term
In small compass
Definition
Küçük hacimde, küçük genişlikte
Term
In small numbers
Definition
Azar azar
Term
In smooth water
Definition
Zorluk veya sıkıntıdan kurtulmuş, refaha kavuşmuş
Term
In so far as
Definition
den dolayı, bir dereceye kadar; kadarıyla
Term
In so much that
Definition
O dereceye kadar, o kadar ki...
Term
In sober earnest
Definition
Ciddi olarak
Term
In sober fact
Definition
Hakikatte
Term
In some cases
Definition
Bazı durumlarda
Term
In some degree
Definition
Birazcık, bir dereceye kadar
Term
In some highest degree
Definition
Son derece
Term
In some measure
Definition
Bir dereceye kadar, kısmen
Term
In someone's stead
Definition
Birinin yerine
Term
In some respects
Definition
Bazı konularda
Term
In some sort
Definition
Bir derecede; bir bakıma
Term
In some way or another
Definition
Her hangi bir biçimde; nasılsa
Term
In some ways
Definition
Bir bakıma
Term
In some wise
Definition
Bir yolda
Term
In sooth
Definition
Hakikatte, gerçekte
Term
In spite of
Definition
a karşın/rağmen, yla beraber
Term
In spite of the fact that
Definition
Karşın, her ne kadar
Term
In spite of this/that
Definition
Buna karşın
Term
In sport
Definition
Şaka olsun diye
Term
In spots
Definition
Ara sıra
Term
In state
Definition
Resmi olarak, debdebe ve ihtişamla
Term
Instead of
Definition
yerine, mek yerine; maktansa
Term
In Step (with sb,/sth.)
Definition
Ayak uydurarak; uygun; aynı ayarda
Term
In store
Definition
Hazır; elde mevcut; yedek olarak
Term
In substance
Definition
Esasında; özet olarak
Term
In such a manner that
Definition
Gibi, şekilde
Term
In such a way that
Definition
Gibi, şekilde
Term
In sum
Definition
Özetle, velhasıl, sözün kısası
Term
In sunshine and in storm
Definition
İyi veya kötü günlerde
Term
In support of
Definition
i desteklemek için; doğrulayan
Term
In tears
Definition
Gözyaşları içinde
Term
In terms of
Definition
Tabirince, ilgili olarak, dayanarak
Term
In that
Definition
Şu bakımdan ki; dığı için, çünkü; bakımından; madem ki; cihetiyle, yönüyle
Term
In that case
Definition
O halde, öyleyse
Term
In that sense
Definition
O manada, o anlamda
Term
In that way
Definition
O şekilde, o tarzda
Term
In the abstract
Definition
Kurumsal olarak, nazari olarak
Term
In the act of
Definition
Halinde, halde
Term
In the aggregate
Definition
Bir bütün olarak
Term
In the air
Definition
Karara bağlanmamış, askıda, kritik noktada
Term
In the background
Definition
Gözden uzak
Term
In the beginning
Definition
Başlangıçta, önceleri
Term
In the belief that
Definition
Diye, inancıyla
Term
In the can
Definition
(k.d) Hemen hemen elde edilmiş
Term
In the case of
Definition
Durumunda
Term
In the circumstances
Definition
Bu vaziyette, bu durumda, bu koşullar altında
Term
In the clear
Definition
Şüphe altında olmayan; tehlikede olmayan
Term
In the contrary case
Definition
Aksi bir durumda
Term
In the corner
Definition
Köşede
Term
In the course of
Definition
Sırasında, seyrinde, esnasında
Term
In the course of events
Definition
Sonuçta; zamanla
Term
In the course of time
Definition
Zamanla, vaktin geçmesiyle
Term
In the crunch
Definition
Paçası sıkışınca
Term
In the dark
Definition
Bilmeyerek, malumatı olmadan; karanlıkta; habersiz
Term
In the days of old
Definition
Eski zamanda, eskiden
Term
In the deep of winter
Definition
Kara kışta
Term
In the default
Definition
Muhakkak, şüphesiz
Term
In the depth of winter
Definition
Kara kışta
Term
In the depths of despair
Definition
Tam bir umutsuzluk içinde
Term
In the direction of
Definition
Yönünde
Term
In the discharge of his duties
Definition
Görevinin yerine getirilmesi sırasında
Term
In the distance
Definition
Uzakta
Term
In the dumps
Definition
Melankolik halde
Term
In the early days of
Definition
in ilk zamanlarında
Term
In the early prime of one's life
Definition
Gençliğin ateşli çağında
Term
In the employ of
Definition
Maiyetinde
Term
In the end
Definition
Nihayet, en sonunda, sonunda
Term
In the event of
Definition
Takdirinde, vukuunda, durumunda
Term
In the event of (my) failure
Definition
Şayet muvaffak olamazsam
Term
In the exercise of one's duties
Definition
Görev sırasında
Term
In the expectation that
Definition
Diye, ümidiyle, beklentisiyle
Term
In the extreme
Definition
Son derece, ziyadesiyle
Term
In the eye(s) of
Definition
Nazarında, indinde, hükmünce, düşüncesine göre
Term
In the face of
Definition
Huzurunda, karşında; yüzüne karşı; dikkate alarak; rağmen
Term
In the face of all men
Definition
Çevreye karşı
Term
In the face of danger
Definition
Tehlike karşısında
Term
In the face of day
Definition
Açıkça
Term
In the fact
Definition
Gerçekte
Term
In the field of
Definition
Alanında, sahasında
Term
In the first blush of youth
Definition
Gençliğin ilk çağlarında
Term
In the first flight
Definition
Ön safta
Term
In the first flush of passion
Definition
İlk heyecanla
Term
In the first flush of victory
Definition
Zafer sarhoşluğu ile
Term
In the first glow of enthusiasm
Definition
İlk heyecanın verdiği ateşle
Term
In the first instance
Definition
İlk önce
Term
In the first place
Definition
Evvel emirde, ilk önce; en önce
Term
In the flesh
Definition
Dünya gözüyle, bu dünyada
Term
In the flower of one's youth
Definition
Bir insanın hayatındaki en iyi devresinde
Term
In the foreground
Definition
Ön planda, ön tarafta, göze çarpacak yerde
Term
In the fraction of a second
Definition
Bir anda
Term
In the full glare of the sun
Definition
Güneşin alnında
Term
In the fullness of time
Definition
Vadesi gelince, zamanı gelince
Term
In the future
Definition
Gelecekte, ileride
Term
In the garb of
Definition
Kıyafetinde, biçiminde
Term
In the gathering darkness
Definition
Gittikçe basan karanlıkta
Term
In the glare of publicity
Definition
Herkesin gözü önünde
Term
In the good old days
Definition
Eski zamanda, eskiden
Term
In the green tree
Definition
Gençlik veya zindelik çağında
Term
In the groove
Definition
A.B D (argo) Mükemmel bir durumda
Term
In the hands of
Definition
Kudreti dahilinde, elinde
Term
In the heart of Africa/etc.
Definition
Afrika'nın göbeğinde
Term
In the highest degree
Definition
Son derece(de)
Term
In the hope of
Definition
Ümidiyle
Term
In the hope that
Definition
Ümidiyle
Term
In the house
Definition
Evde, evin içinde
Term
In the immediate future
Definition
Yakın gelecekte
Term
In the interest of
Definition
in yararına, menfaatine, için
Term
In the interim
Definition
Aradaki zamanda
Term
In the know
Definition
Gizli; vakıf, haberdar
Term
In the land of the living
Definition
Yaşayanlar arasında
Term
In the last day
Definition
Mahşer gününde,hüküm gününde
Term
In the last resort
Definition
Başka çıkar yol yoksa
Term
In the later (tenth) century
Definition
cu yüzyılın sonlarında/sonlarına doğru
Term
In the latest style
Definition
Son modaya göre
Term
In the least
Definition
Asla, katiyyen
Term
In the light of the facts
Definition
Olayların gelişmesine göre
Term
In the limelight
Definition
Meşhur, mühim, herkes tarafından bilinen
Term
In the line of fire
Definition
İki karşıt taraf içinde
Term
In the long
Definition
Uzun zamanda
Term
In the long run
Definition
Sonunda, uzun vadede, zamanla, en sonunda
Term
In the long term
Definition
İleride, uzun vadede
Term
In the lump
Definition
Toptan, götürü
Term
In the main
Definition
Ekseriyetle, çoğu
Term
In the making
Definition
Olmakta, yapılmakta
Term
In the manner (that)
Definition
Gibi, şekilde
Term
In the mass
Definition
Külçe halinde
Term
In the matter of
Definition
in konusunda,hususunda
Term
In the meantime
Definition
Bu süre içinde; bununla birlikte
Term
In the middle of
Definition
in ortasında; vasati; devam etmekte iken
Term
In the middle of it all
Definition
Tam ortasında
Term
In the midst of
Definition
Orta yerinde, kuşatılmış halde
Term
In the midst of all this
Definition
Tam bu arada
Term
In the midst of them
Definition
Ortalarında
Term
In the minds eye
Definition
Düşünde, rüyasında, hayalinde; ümidinde
Term
In the money
Definition
Çok para kazanan
Term
In the mood for
Definition
e hazır
Term
In the name of
Definition
Adına, namına, hakkı için
Term
In the name of human
Definition
İnsanlık namına
Term
In the name of the law
Definition
Durumun gerektirdiği şekilde, tabiatıyla
Term
In the nature of things
Definition
Tam zamanında, kaşla göz
Term
In the nick of time
Definition
arasında, saniyesi saniyesine
Term
In the off season
Definition
Mevsimi olmadığı zaman
Term
In the offing
Definition
Açıkta
Term
In the open
Definition
Açıkta, meydanda
Term
In the opposite case
Definition
Aksi taktirde
Term
In the ordinary course of things
Definition
Normal olarak, usulen
Term
In the past
Definition
Eskiden, geçmişte
Term
In the pipeline
Definition
Hazırlanmakta
Term
In the place of
Definition
in yerine, bedel olarak
Term
In the presence of
Definition
in önünde, in huzurunda, in karşısında
Term
In the present case
Definition
Bu durumda, bu meselede
Term
In the present instance
Definition
Bu kez
Term
In the press
Definition
Basılmakta, baskıda
Term
In the previous
Definition
Önceki(ler)de
Term
In the prime of life
Definition
Hayatın en olgun döneminde
Term
In the process of time
Definition
Zamanla
Term
In the public eye
Definition
Halkın gözünde, gözü önünde
Term
In the public interest
Definition
Halkın yararına
Term
In the ratio of
Definition
Oranda, oranında
Term
In the raw
Definition
Doğal halde
Term
In the same camp
Definition
Aynı fikirde; aynı gruptan
Term
In the same direction
Definition
Aynı doğrultuda, aynı yönde
Term
In the same way
Definition
Aynı şekilde
Term
In the same way as
Definition
Aynı şekilde
Term
In the second place
Definition
İkinci olarak, ondan sonra
Term
In the secret
Definition
Sırra vakıf
Term
In the seventh heaven
Definition
Saadet içinde, refah içinde
Term
In the short run
Definition
Kısa vadede
Term
In the sight of
Definition
Nazarında
Term
In the small hours
Definition
Gece yarısından sonra, sabaha karşı
Term
In the soup
Definition
Başı belada, sıkıntıya düşmüş
Term
In the spots
Definition
Herkesin ağzında
Term
In the sticks
Definition
Köyün uzak bir yerinde
Term
In the strictest sense of the word
Definition
Kelimenin tam anlamıyla
Term
In the sun
Definition
Kolay görülecek bir yerde/mevkide
Term
In the swim
Definition
Olup bitenlerden haberi olan
Term
In the teeth of
Definition
Karşı karşıya; ona rağmen, doğrudan doğruya, muhalefet ederek
Term
In the thick of doing sth.
Definition
Bir işin en civcivli anında, ortasında
Term
In the thick of it
Definition
Bir işin en civcivli anında, ortasında
Term
In the thick of the fight
Definition
Mücadelenin en şiddetli zamanında
Term
In the time to come
Definition
Gelecekte
Term
In the twinkling of an eye
Definition
Göz açıp kapayıncaya kadar
Term
In the watches of the night
Definition
Geceleyin
Term
In the way (that)
Definition
Gibi, şeklinde
Term
In the way of
Definition
Ele geçirmek üzere, izinde; nazaran; yolu ile;açısından, bakımından
Term
In the word of
Definition
nin dediği gibi
Term
In these parts
Definition
Buralarda, bu taraflarda
Term
In these premises
Definition
Bu duruma göre, bu şartlar altında
Term
In this connection
Definition
Bu münasebetle, bu hususta
Term
In this day and age
Definition
Bugün, bu zamanda, bugünkü günde
Term
In this field
Definition
Bu alanda
Term
In this instance
Definition
Bu sefer
Term
In this particular
Definition
Bu konuda
Term
In this regard
Definition
Bu konuda
Term
In this respect
Definition
Bu hususta, bu bakımdan, bu konuda
Term
In this sense
Definition
Bu anlamda, bu manada
Term
In this way
Definition
Böylece, bu suretle, bu şekilde, bu yolla
Term
In time
Definition
Vaktinde, vakitli; nihayet; uygun tempoda;zamanla, bir süre sonra
Term
Into
Definition
in içine; biçimine, şekline
Term
In to the bargain
Definition
Üstelik, acaba; bedava, karsız
Term
Into the ground
Definition
Gereğinden fazla, dayanılmayacak kadar
Term
In token of
Definition
in belirtisi olarak, in işareti ya da izni olarak
Term
In tow
Definition
Peşinde
Term
In transit
Definition
Transit olarak
Term
In trim
Definition
İyi durumda, formda
Term
In triplicate
Definition
Üç kopya olarak
Term
In trust
Definition
Himayesinde, gözetiminde
Term
In truth
Definition
Hakikaten, gerçekten, doğrusunu istersen
Term
In turn
Definition
Sırasıyla
Term
In two minutes etc. flat
Definition
(k.d) Tam iki dakikada
Term
In two shakes
Definition
(k.d) Çok çabuk ve kolaylıkla
Term
In under two months
Definition
İki aydan az bir zamanda
Term
In unison
Definition
Beraber, birlikte; bir ağızdan
Term
In vain
Definition
Beyhude, boşuna, boş yere
Term
In very deed
Definition
En doğrusu, sahih olarak
Term
In view
Definition
Görünürde
Term
In view of
Definition
den dolayı; hesaba katınca, göz önüne alınca; karşısında, yüzünden
Term
In view of everyone
Definition
Ele güne karşı
Term
In vogue
Definition
Moda halinde, itibarda
Term
In wake of
Definition
İzini takip ederek, peşinde
Term
In wild disorder
Definition
Büyük karışıklık içinde
Term
In years
Definition
Yıllarca
Term
Irrespective of
Definition
e bakmaksızın
Term
It all adds up to this
Definition
Bunun sonucu ... dur.
Term
It all boils down to this
Definition
Özeti budur.
Term
It all comes to this that
Definition
Neticesi şudur ki...
Term
It all depends
Definition
Belli olmaz!
Term
It amounts to the same thing.
Definition
Aynı şeydir, aynı hesaba gelir.
Term
It beats me (how, why etc.)
Definition
Aklım ermez!
Term
It boats no good.
Definition
Hayra alamet değil!
Term
It can't be helped.
Definition
Çıkar yol yok, elden bir şey gelmez!
Term
It dates from 1550
Definition
1550 yılından kalma, yıl tarihli
Term
It dawned on me
Definition
Kafama dank etti!
Term
It does not follow that
Definition
Bundan ... sonucu çıkarılamaz!
Term
It does not make sense.
Definition
Manası yok.
Term
It does not signify.
Definition
Önemi yok, zararı yok!
Term
It doesn't matter in the least.
Definition
Hiç önemi yok!
Term
It fell to (my) lot.
Definition
İŞ (bana) düştü.
Term
It follows from this that
Definition
Bundanda anlaşıldığı gibi, binaenaleyh
Term
It follows that
Definition
Bundan şu sonuç çıkar ki...
Term
It goes against the grain for me to do it
Definition
Bunu istemeyerek yapıyorum.
Term
It goes like this
Definition
Böyle söylüyor, bu şekilde
Term
It goes without saying that
Definition
Söz götürmez, söylemeye lüzum yok, iş aşikar!
Term
It has come to my notice that
Definition
Öğrendiğime göre
Term
It has seen better days
Definition
Eskimiştir!
Term
It is accepted by everybody that
Definition
Hekes tarafından kabul edilmektedir ki...
Term
It is a fact accepted by every- body that
Definition
Herkes tarafından kabul edilen bir gerçektir ki...
Term
It is a matter of
Definition
Meselesi
Term
It is a matter of form
Definition
Fomalite icabı
Term
It is a small wonder that
Definition
Hiç şaşılacak şey değil!
Term
It is all Greek to me.
Definition
Buna hiç aklım ermez!
Term
It is all one to me.
Definition
Benim için hepsi bir, farketmez.
Term
It is all the same to me.
Definition
Bana göre hava hoş!
Term
It is an understanding thing that
Definition
Bilinen bir şeydir ki, adettir.
Term
It is believed that
Definition
İnanılmaktadır ki...
Term
It is clear that
Definition
Açıktır ki...
Term
It is currently reported that
Definition
Genellikle söylenildiğine göre
Term
It is essential
Definition
Elzemdir.
Term
It is generally reported that
Definition
Genellikle söylendiğine göre
Term
It is quite obvious that
Definition
Çok açık/kesindir ki...
Term
It is quite on the cards that
Definition
Olabilir ki, mümkündür ki...
Term
It is reported that
Definition
Söyleniyor
Term
It is rumored that
Definition
Söylentiye göre
Term
It is safe to say that
Definition
Demek yerindedir.
Term
It is small wonder that
Definition
Hiç şaşılacak şey değil!
Term
It is the very breath of life to me.
Definition
Canım kadar değerlidir!
Term
It is time after that
Definition
işte ondan sonra (bu konuyla ilgileneceğiz)
Term
It is to be regretted that
Definition
Yazık ki...
Term
It is understood that
Definition
Anlaşılıyor/görünüyor ki; konulan şarta göre
Term
It is usual to do so
Definition
Böyle yapmak adettir.
Term
It is worthy of note that
Definition
Dikkate değer ki...
Term
It is your interest.
Definition
Kendi iyiliğiniz içindir, menfaatiniz icabıdır!
Term
It isn't worth his keep
Definition
Masrafına değmez!
Term
It isn't worth while
Definition
Değmez!
Term
It makes my flesh creep.
Definition
Tüylerimi ürpertiyor!
Term
It makes no difference.
Definition
Hepsi bir, farketmez, aynı şey.
Term
It makes no odds.
Definition
(k.d) Fark etmez, önemi yok!
Term
It may be remarked that
Definition
Dikkate değer ki...
Term
It may be that
Definition
Olabilir ki...
Term
It means that
Definition
Demek ki...
Term
It must be born in mind that
Definition
Hatırlanmalıdır ki...
Term
It must be noted that
Definition
Dikkat etmesi gerekir ki...
Term
It promises to be a fine day.
Definition
Hava iyi olacağa benziyor.
Term
It repents me
Definition
Esef ederim!
Term
It requires qualifications
Definition
Kısmen doğrudur.
Term
It runs in my head
Definition
Aklımdan çıkmıyor, aklımda dönüp duruyor.
Term
It seems as if
Definition
Sanki, galiba, mis gibi görünüyor
Term
It seems as though
Definition
Gibi görünüyor
Term
It seems best
Definition
En iyisi şudur
Term
It seems that
Definition
Görünüyor ki, meğer, öyle görünüyor ki...
Term
It seems to me that
Definition
Bana öyle geliyor ki...
Term
It serves the purpose
Definition
işe yarar!
Term
It was like this
Definition
Şöyle oldu
Term
It will last for ages.
Definition
Çok zaman sürer.
Term
It won't suit my book.
Definition
İşime gelmez!
Term
It won't take long.
Definition
Uzun sürmez, vakit almaz.
Term
It would be great if
Definition
Olsa çok iyi olur.
Term
It would seem
Definition
Gibi görünüyor.
Term
It's a bit much
Definition
(k.d) Biraz fazla
Term
It's a bit off
Definition
(k.d) Doğru değil!
Term
It's a good job that
Definition
Bereket versin ki...
Term
It's a good step to
Definition
Epeyce uzaktır.
Term
It's a home from home.
Definition
Burası insanın kendi evi sayılır.
Term
It's a judgement on him.
Definition
Allah'tan buldu!
Term
It's a marvel to me that
Definition
Beni şaşırtıyor.
Term
It's a matter to life and death
Definition
Hayat memat meselesi, ölüm kalım davası
Term
It's a race against time.
Definition
Vakit çok dar.
Term
It's a sealed book to me.
Definition
Buna aklım ermez, İşten bile değil!
Term
It's a simple matter.
Definition
Şaşılacak şey, bir mucize
Term
It's a wonder (that)
Definition
Yapıldı (bmi) sayılır.
Term
It's all but done
Definition
Buna aklım ermez, hiç
Term
It's all Greek to me
Definition
anlamıyorum!
Term
It's all one to me.
Definition
Fark etmez, hepsi bir
Term
It's all over.
Definition
Her şey bitti!
Term
It's all the more reason
Definition
Ayrıca bir nedendir
Term
It's all the same to me.
Definition
Bana göre hava hoş!
Term
It's anyone's guess
Definition
Ne olacağı tahmin edilemez!
Term
It's as easy as anything
Definition
Bundan kolay bir şey yok!
Term
It's as good as settled
Definition
Oldu bitti sayılır.
Term
It's beyond me
Definition
Buna aklım ermez!
Term
It's getting dark
Definition
Ortalık kararıyor, hava kararıyor
Term
It's getting on for ten
Definition
Saat on'a yaklaşıyor.
Term
It's growing dusk
Definition
Hava kararıyor.
Term
It's high time
Definition
Artık zamanı
Term
It's hit or miss
Definition
Ne olursa olsun diye
Term
It's in your interest
Definition
Sizin çıkarmızadır!
Term
It's many a long day since
Definition
Ne zamandan beri
Term
It's not as if
Definition
Değil ki...
Term
It's too bad of sb.
Definition
Doğru değil, bu kadarı fazla!
Term
Just a line to tell yo
Definition
Bir iki satırla size bildiriyorum
Term
Just my luck
Definition
Tam benim talihim veya talihsizliğim
Term
Just my size
Definition
Tam benim ölçüme göre
Term
Last mentioned
Definition
En son sözü edilen
Term
Left, right and centre
Definition
Her yerde; aşırı
Term
Less and less
Definition
Gittikçe azalarak
Term
Let alone
Definition
Çok az; bir yana, şöyle dursun
Term
Let be.
Definition
Öyle kalsın, Dokunma, Bozma!
Term
Let it be
Definition
Bırak, öyle olsun!
Term
Let it be admitted that
Definition
İtiraf edelim ki...
Term
Let it be so
Definition
Öyle olsun!
Term
Let's face it
Definition
Gerçeği kabul edelim.
Term
Let's say
Definition
Diyelim ki...
Term
Let's suppose
Definition
Farzedelim ki...
Term
Like a drowned rat
Definition
Sırılsıklam
Term
Like a shot
Definition
Çabucak, birdenbire, hızla, ok gibi
Term
Like a streak of lightning
Definition
Şimşek gibi
Term
Like anything
Definition
Şiddetle
Term
Like former
Definition
Eskisi gibi
Term
Like fun
Definition
Delicesine, hiddet ve şiddetle
Term
Like fury
Definition
Hiddetle; çok hızlı
Term
Like hot cakes
Definition
Kapışan kapışana; süratle; cüretle
Term
Like lightning
Definition
Şimşek gibi, çok çabuk
Term
Like smoke
Definition
Süratle, çabuk ve kolay
Term
Like the devil
Definition
Şeytan gibi; çok çabuk, ayağına tez
Term
Like water of a duck's back
Definition
Etkisiz, sonuç vermeyen, faydasız
Term
Like wildfire
Definition
Yıldırın hızıyla
Term
Lining up
Definition
Sıralanan
Term
Little by little
Definition
Azar azar, yavaş yavaş, tedricen
Term
Little or nothing
Definition
Hiç denecek kadar; ya az ya hiç
Term
Lock, stock and barrel
Definition
Baştan başa, tamamen, topu birden, tümü
Term
Long afterwards
Definition
Epey sonra, neden sonra
Term
Long ago
Definition
Çok eskiden
Term
Long before
Definition
Neredeyse, çok önce
Term
Long dozen
Definition
On üç
Term
Long forgotten
Definition
Çoktan unutulmuş
Term
Long last
Definition
En nihayet
Term
Long since
Definition
Bundan yıllar önce
Term
Look before you leap.
Definition
İyi düşün sonra giriş!
Term
Look like a drowned rat
Definition
Sırılsıklam
Term
Loud and clear
Definition
Açık seçik
Term
Man and boy
Definition
Bütün hayatında, hayatı boyunca
Term
Man and wife
Definition
Karı koca
Term
Man to man
Definition
Erkek erkeğe; samimi olarak, açıkça
Term
Many atime
Definition
Çok kere
Term
Many years since
Definition
Bundan çok sene evvel
Term
Matter of course
Definition
Tabii bir şey, işin doğal gidişine göre
Term
Mend your ways!
Definition
Davranışlarına dikkat et!
Term
Mere skin and bone
Definition
Bir deri bir kemik
Term
Moment of truth
Definition
Kararanı
Term
More and more
Definition
Gittikçe, arttıkça
Term
More by token
Definition
Munzam delil olarak
Term
More often than not
Definition
Çoğunlukla, çoğu kez
Term
More or less
Definition
Aşağı yukarı, az çok, takriben, yaklaşık olarak, hemen hemen
Term
More than enough
Definition
Gereğinden çok, yeterde artar!
Term
More than once
Definition
Bir çok kez
Term
More than one
Definition
den fazla
Term
More than that
Definition
Dahası var, başka bir şey daha var
Term
Most of the time
Definition
Çoğu zaman, ekseriya
Term
Most often
Definition
Çok kez, çoğu kez
Term
Most people think so.
Definition
Çoğu kimse böyle düşünüyor.
Term
Most times
Definition
Çok defa, ekseriya
Term
Much as I should like to
Definition
Çok isterdim ama
Term
Much later in the history
Definition
Tarihte son zamanlarda
Term
Much of a muchness
Definition
Hemen hemen aynı, pek aynı
Term
Much the same
Definition
Hemen hemen aynı, olduğu gibi
Term
Much thought of
Definition
Gözde
Term
Myall
Definition
Varım yoğum
Term
My flesh creeps.
Definition
Tüylerim ürperiyor!
Term
My hair stood on end.
Definition
Tüylerim ürperdi!
Term
My heart is too full for words.
Definition
Hislerimi izah edemem!
Term
My innings now
Definition
Şimdi sıra bende!
Term
My one and only hope
Definition
Tek umudum
Term
My very own
Definition
Kendi öz malım
Term
Near - by
Definition
Yakın, yanında, yakınında
Term
Near at hand
Definition
Yanında, yakın; hazır
Term
Neck and crop
Definition
Hepsi birden, tamamiyle; hep beraber
Term
Neck and neck
Definition
Başabaş, müsavi, pek yakın
Term
Neck or nothing
Definition
Her şeyi göze alarak
Term
Needless to say
Definition
Fazla söze gerek yok
Term
Neither... nor
Definition
Ne ... nede
Term
Neither here nor there
Definition
Önemi yok!
Term
Neither more or less
Definition
Ne fazla ne eksik, tam öyle, tam o kadar
Term
Neither of them
Definition
Hiç biri
Term
Never a one
Definition
Hiç kimse
Term
Never more
Definition
Asla
Term
Never so
Definition
Misli görülmemiş miktarda
Term
Next but one
Definition
Hemen önceki, bir evvelki
Term
Next time
Definition
Gelecek sefer
Term
Next to
Definition
Bitişiğinde, hemen yantnda(ki), komşu; hemen hemen
Term
Next to nothing
Definition
Hiç mesabesinde, hiç bi r şey, hemen hemen hiç
Term
Next to one's skin
Definition
Tenine
Term
Night and day
Definition
Gece gündüz, hiç durmadan
Term
Nine times out of ten
Definition
Umumiyetle, genel olarak, hemen hemen her zaman
Term
No better than
Definition
dan daha iyi değil
Term
No doubt
Definition
Kuşkusuz, şüphesiz, muhakkak, elbette
Term
No doubt about that
Definition
Hiç şüphe yok!
Term
No earthly use
Definition
Hiç faydası yok!
Term
No end
Definition
Sonsuz, pek çok
Term
No end of
Definition
Sonsuz pek çok
Term
No laughing matter
Definition
İşin şakası yok. şakaya gelmez
Term
No less
Definition
Noksansız, az değil; o kadar
Term
No longer
Definition
Artık, daha fazla
Term
No longer ago than last week
Definition
Daha geçen hafta
Term
No manner of doubt
Definition
Hiç kuşku yok
Term
No matter how
Definition
Her nasıl olursa olsun
Term
No matter what
Definition
Her ne olursa olsun
Term
No matter when
Definition
Her ne zaman olursa olsun
Term
No more
Definition
Yeter, daha fazla değil
Term
No other than (you)
Definition
Senden başka hiç kimse
Term
No room for doubt
Definition
Şüpheye mahal yok!
Term
No sooner than
Definition
Olur olmaz
Term
No such thing
Definition
Asla, olamaz!
Term
No thanks to me
Definition
Ben bir şey yapmadım!
Term
None the less
Definition
Buna karşın
Term
None too soon etc.
Definition
Hiç de çabuk değil!
Term
Northward from
Definition
dan kuzeye doğru
Term
Not... nor
Definition
Ne ... nede
Term
Not a bit
Definition
Hiç değil, estağfırullah!
Term
Not a dry stitch on
Definition
Sırılsıklam, çok ıslanmış
Term
Not a few
Definition
Az değil, birçok
Term
Not a little
Definition
Bir hayli, ziyadesiyle
Term
Not a living soul in the house
Definition
Evde kimsecikler yok!
Term
Not a penny the worse
Definition
Hiç bir zarar görmeden
Term
Not a shot in the locker
Definition
Cepte metelik yok!
Term
Nota single one
Definition
Hiç mi hiç, bir tane bile yok!
Term
Not a snap
Definition
Katiyen, hiç
Term
Not a soul
Definition
Kimsecikler yok!
Term
Not a stick was saved.
Definition
Bir çöp bile kurtulmadı.
Term
Not a whit
Definition
Hiç
Term
Not an earth chance
Definition
İmkansız
Term
Not any too well
Definition
Pek o kadar iyi değil
Term
Not as... as
Definition
Kadar değil
Term
Not as yet
Definition
Henüz değil, daha değil
Term
Not at all
Definition
Hiç, hiç değil; bir şey değil
Term
Not at my price
Definition
Dünyada; katiyen
Term
Not but what
Definition
Mamafih; o demek değildir ki; ve fakat; ve yine
Term
Not by a long chalk
Definition
(k.d) Hiç bir zaman, hiç bir şekilde
Term
Not by a long shot
Definition
Hiç, katiyen
Term
Not by a long sight
Definition
Hiç. asla. katiyen
Term
Not by a long ways
Definition
Katiyen, hiç
Term
Not ever
Definition
Hiç bir zaman
Term
Not for love or money
Definition
Hiç bir suretle, hiç bir şekilde
Term
Not for the world
Definition
Hiç bir şekilde, ne pahasına olursa olsun
Term
Not half bad
Definition
Hiç fena değil
Term
Not if I can help it
Definition
Elimden gelse yaptırmam.
Term
Not in the least
Definition
Hiç. zerre kadar değil!
Term
Not just yet
Definition
Daha vakti gelmedi.
Term
Not long ago
Definition
Çok geçmeden, biraz evvel
Term
Not long before
Definition
Çok geçmeden
Term
Not long for this world
Definition
Ölümü yakın
Term
Not one iota
Definition
Hiç, asla, katiyen
Term
Not only ... but also
Definition
Sadece...değil... keza. Yanlızca ...değil, aynı zamanda da
Term
Not only that
Definition
Üstelik; bu bir tarafa; bununla kalmayıp
Term
Not only this
Definition
Bundan başka, yalnız bu değil
Term
Not quite the thing
Definition
Yapılması uygun görülmeyen, adet olmayan
Term
Not that I care
Definition
Bana göre hava hoş!
Term
Not that I know of
Definition
Bildiğime göre (yoktur)
Term
Not that it matters
Definition
Ehemmiyeti olmamakla beraber
Term
Not with a sou
Definition
Metelik etmez!
Term
Not worth a candle
Definition
Zahmetine değmez.
Term
Not worth a cent
Definition
Beş para etmez!
Term
Not worth a ground
Definition
Metelik etmez, değersiz.
Term
Not worth a rap
Definition
On para etmez!
Term
Not worth a red cent
Definition
Değersiz!
Term
Not worth while
Definition
Değmez!
Term
Nothing else
Definition
Ancak, sadece, yalnız
Term
Nothing ever happens.
Definition
Hiç bir şey olduğu yok!
Term
Nothing for it but
Definition
Hiç bir veçhile
Term
Nothing for it but to do this
Definition
Bunu yapmaktan başka çare yok.
Term
Nothing less
Definition
den başka; den ise
Term
Nothing more than
Definition
Yalnız, sadece
Term
Nothing of any description
Definition
Hiç bir şey
Term
Nothing of the kind
Definition
Katiyen, hiç bir surette, hiç de Öyle değil!
Term
Nothing of the kind may happen.
Definition
Böyle bir şey olamaz!
Term
Nothing short of
Definition
den başka bir şey değil
Term
Nothing to speak of
Definition
Bahse değmez, ehemmiyetsiz!
Term
Now and again
Definition
Ara sıra, bazen
Term
Now and then
Definition
Ara sıra, bazen
Term
Now or never
Definition
Ya şimdi ya hiç!
Term
Now then
Definition
Şu halde, öyle ise
Term
Now this, now that
Definition
Bazen biri, bazen Ötekisi, bir bu bir o
Term
Odd or even
Definition
Tek mi çift mi (oyun)
Term
Oddly enough
Definition
Tuhafı şu ki...
Term
Odds and ends
Definition
Ufak tefek şeyler
Term
Of a different kind
Definition
Başka çeşitten
Term
Of a kind
Definition
Aynı cinsten; sıradan
Term
Of a piece with
Definition
Aynı, tıpkısı, benzer
Term
Of a sort
Definition
Sıradan; aynı türden
Term
Of a truth
Definition
Gerçekten, doğrusunu isterseniz
Term
Of a verity
Definition
Şüphesiz
Term
Of course
Definition
Tabi, tabii ki. elbette
Term
Of even date
Definition
Bu günkü tarihli, aynı tarihte
Term
Off and on
Definition
Kesintili olarak, ara sıra. vakit vakit
Term
Off beam
Definition
(k.d) Yanlış düşünen
Term
Off colour
Definition
Keyifsiz, rahatsız
Term
Off duty
Definition
Serbest
Term
Off form
Definition
Formunda değil
Term
Off hand
Definition
Hazırlıksız, ha deyince, anında
Term
Off limits
Definition
Yasak bölge
Term
Off one's hands
Definition
Elinden çıkmış
Term
Off one's own bat
Definition
(k.d) Kimsenin yardımı olmadan. kendi gayretiyle, tek başına
Term
Off shore
Definition
Açıkta, sahilden biraz uzakta
Term
Off the air
Definition
Yayında değil (radyo.t.v)
Term
Off the beated track
Definition
Herkesçe pek bilinmeyen, sık gidilmeyen (yer)
Term
Off the coast of
Definition
Sahillerine yakın
Term
Off the cuff
Definition
Hazırlıksız, düşünmeksizin
Term
Off the map
Definition
Haritada gösterilmeyen (yer); uzak veya önemsiz yer
Term
Off the mark
Definition
FALSE
Term
Off the peg
Definition
Hazır
Term
Off the rails
Definition
(k.dj Şaşırmış, düzensiz
Term
Off the record
Definition
Mahrem. Açıklanmamak şartıyla sır olarak verilen
Term
Off the track
Definition
Hattan çıkmış
Term
Of full age
Definition
Ergen, yetişmiş büyümüş
Term
Of great use
Definition
Çok faydalı
Term
Of high degrees
Definition
Asil tabakadan
Term
Of high standing
Definition
itibarlı, itibarı yüksek
Term
Of importance
Definition
Önemli
Term
Of late
Definition
Son zamanlarda biraz evvel geçmiş
Term
Of late years
Definition
Son birkaç sene zarfında, son zamanlarda
Term
Of little moment
Definition
Ehemmiyetsiz
Term
Of long standing
Definition
Çoktan beir bulunan ve ya muteber olan: eskii
Term
Of low degrees
Definition
Avam tabakadan
Term
Of mark
Definition
Ehemmiyetli, meskun
Term
Of necessity
Definition
Nazarı olarak, ister istemez
Term
Of no consequence
Definition
Önemsiz, önemi yok ehemmiyetsiz
Term
Of no effect
Definition
Tesirsiz: semeresiz, beyhude
Term
Of no standing
Definition
İtibarsız, ehemmiyetsiz
Term
Of no use
Definition
Faydasız
Term
Of note
Definition
Ehemmiyetli, itibarlı, dikkate değer. önemli
Term
Of old
Definition
Eski zamanlarda, çok önceleri
Term
Of one's own accord
Definition
Kendiliğinden, kendi isteğiyle
Term
Of oneself
Definition
Kendiliğinden; kendi hakkında
Term
Of service
Definition
Faydalı
Term
Of set purpose
Definition
Duşunlulerek. teammüden, kasten
Term
Of sorts
Definition
Her hangi neviden; aşağı maldan sıradan
Term
Of the first water
Definition
En halis cinsten
Term
Of the name of
Definition
İsminde, ismiyle namında
Term
Of use
Definition
Faydalı
Term
Of yore
Definition
Eskiden
Term
On a full stomach
Definition
Yemek üstüne, tok karnına
Term
On a large scale
Definition
Geniş ölçüde
Term
On a level with
Definition
İle bir düzeyde/seviyede
Term
On a line
Definition
Aynı hizada, bir sırada
Term
On a par with
Definition
Eşit derecede veya kıymette
Term
On a pinch
Definition
ihtiyaç karşısında, icabında
Term
On a shoe string
Definition
Çok az para ile
Term
On a small scale
Definition
Küçük çapta
Term
On a string
Definition
Sermayesiz olarak; baskı veya kontrol altında
Term
On a vast scale
Definition
Büyük çapta
Term
On a war foot
Definition
Yolcu durumunda
Term
On account of
Definition
Sebebiyle yüzünden, den dolayı, için: hesabına
Term
On account of the fact that
Definition
dığından. nedeniyle
Term
On account of you
Definition
Sayenizde
Term
On all fours
Definition
Dört ayak üzerinde
Term
On all hands
Definition
Her yandan
Term
On an average
Definition
Ortalama
Term
On an empty stomach
Definition
Aç karnıyla/karnına
Term
On an equal with
Definition
ile eşit olarak
Term
On an equality with (a person)
Definition
(Bınyie) eşit, müsavi, anlaşmış vaziyette
Term
On an even keel
Definition
Yatay
Term
On and after
Definition
den başlayarak
Term
On and again
Definition
Tekrar tekrar
Term
On and off
Definition
Ara sıra, kesintili olarak
Term
On and on
Definition
Ara vermeden, sürekli olarak. durmadan
Term
On application
Definition
İstek olduğunda
Term
On approval
Definition
Onaya bağlı
Term
On average
Definition
Ortalama olarak
Term
On balance
Definition
Her şeyi göz önünde tutarak, her şeyi hesaba katarak
Term
On behalf of
Definition
Adına, in yararına, namına, yerine; tarafından, birinden yana
Term
On board
Definition
Gemide, gemiye
Term
On board ship
Definition
Gemide, güvertede
Term
On business
Definition
İş veya ticaret maksadıyla
Term
On call
Definition
Göreve hazır (doktor w b)
Term
Once again
Definition
Tekrar, son olarak; itk ve son olarak; yalnız bir defa
Term
Once and for all
Definition
İlk ve son kez. son olarak
Term
Once for all
Definition
Son olarak; ilk ve son olarak; en nihayet
Term
Once in a blue moon
Definition
Kırk yılın başı
Term
Once in a while
Definition
Ara sıra
Term
Once more (again)
Definition
Bir kez daha, yeniden
Term
Once or twice
Definition
Bir iki kere
Term
Once upon a time
Definition
Bir varmış bir yokmuş
Term
On change
Definition
Borsada
Term
On cloud nine
Definition
(k.d) Son derece mutlu
Term
On commission
Definition
Vazife ile; vekaleten
Term
On condition that
Definition
Koşuluyla, şartı ile; se, eğer
Term
On conservancy lines
Definition
Eski usulde
Term
On credit
Definition
Taksitle; veresiye
Term
On demand
Definition
İstenildiğinde
Term
On deposit
Definition
Emanette
Term
On display
Definition
Gösterimde
Term
On distant terms
Definition
Araları açık
Term
On door steps
Definition
Kapısında, eşiğinde; çok yakında
Term
On duty
Definition
Vazife başında
Term
One after another
Definition
Birbiri arkasına
Term
One and all
Definition
Hepsi, her biri
Term
One and the same
Definition
Büsbütün aynı, tıpkı, tıpkısı
Term
One another
Definition
Birbirlerini
Term
On easy street
Definition
Hali vakti yerinde, refah içinde
Term
On easy terms
Definition
Kolay bi r şekilde; taksitle; uygun şartlarla
Term
One by one
Definition
Birer birer
Term
One day
Definition
Bir gün
Term
On edge
Definition
Sinirli, endişeli, sabırsız
Term
One fine day
Definition
Günlerden bir gün
Term
One hundred add
Definition
Takriben yüz
Term
One in a hundred
Definition
Yüzde bir; müstesna
Term
One in number
Definition
Bir adet
Term
On either cheek
Definition
Her yanağında
Term
One might as well say
Definition
Aynı şekilde,... denebilirde
Term
One more
Definition
Bir tane daha
Term
On end
Definition
Dik, dikine; mütemadiyen, üstüste; durmadan
Term
One of their numbers
Definition
Onlardan biri
Term
One of those days
Definition
Her şeyin ters gittiği zor bir gün
Term
One or other day
Definition
Bir gün gelecek ki; olabili r ki; bugün yahut yarın
Term
One or two
Definition
Bir kaç tane, bir iki tane
Term
On equal footing
Definition
Aynı seviyede
Term
One redeeming feature
Definition
Bir iyi tarafı
Term
One thing is certain that
Definition
Şurası gerçektir kL
Term
One thing on top of another
Definition
Üst üste, birbiri üstüne
Term
One too many
Definition
Fazla gelen, istenilmeyen
Term
One too many for
Definition
Üstün gelen, şaşırtan
Term
One with another
Definition
Umumiyetle
Term
One would wish that
Definition
Gönül ister ki...
Term
On file
Definition
İntizamlı, dosyaya geçirilmiş
Term
On fire
Definition
Yanmakta, tutuşmuş
Term
On fire with
Definition
Heyecanlanmış
Term
On foot
Definition
Yaya olarak, yürüyerek
Term
On form
Definition
Formunda
Term
On good authoritarian
Definition
Güvenilir kaynaktan
Term
On guard
Definition
Nöbette
Term
On hand
Definition
Hazır; elde, birikmiş; mevcut
Term
On high
Definition
Gökte
Term
On hire
Definition
Kiralık
Term
On his coattails
Definition
Sayesinde
Term
On leave
Definition
İzinli
Term
On lip
Definition
Dillerde destan
Term
On my own hook
Definition
Kendi başıma, kendi kendime
Term
On no account
Definition
Asla, katiyen
Term
On no consider
Definition
Hiç bir nedenle
Term
On no consideration
Definition
Hiç bir nedenle, hiç bir suretle, asla
Term
On occasion
Definition
Bazen, ara sıra, fırsat düştükçe
Term
On one condition
Definition
Bir şartla
Term
On one occasion
Definition
Bir kez daha, yeniden
Term
On one's account
Definition
Hesabına
Term
On one's day
Definition
İşinde başarılı olduğu zaman, bir işte en iyi olduğu zaman
Term
On one's feet
Definition
Ayakta
Term
On one's hands
Definition
Mesuliyeti altında, omuzlarında; elinde
Term
On one's honour
Definition
Şerefi üzerine
Term
On one's mettle
Definition
Gayretli, elinden gelen çabayı göstermeye hazır
Term
On one's mind
Definition
Aklında, vicdanında
Term
On one's own initiation
Definition
Kendi girişimiyle
Term
On one's own responsibility
Definition
Kendiliğinden
Term
On one's part
Definition
Kendine has
Term
On one's pin
Definition
İyi vaziyette (halde)
Term
On one's tod
Definition
(k.d) Yalnız
Term
On one's toes
Definition
Tetikte, hazır
Term
On one's way out
Definition
Yolda
Term
On pain of death
Definition
Ölüm cezasıyla
Term
On parade
Definition
Resmi geçit halinde
Term
On point duty
Definition
Trafiği düzenleme mevkiinde (polis)
Term
On principle
Definition
Prensip itibariyle
Term
On promotion
Definition
Bekleyici, ümideden; bir kimsenin iyi hallerine göre
Term
On public grounds
Definition
Halkın menfaati bakımından
Term
On purpose
Definition
Kasıtlı olarak
Term
On record
Definition
Kaydedilen, kaydı olan
Term
On request
Definition
Arzu üzerine; istenildiği zaman
Term
On sale
Definition
Satılık
Term
On second thought
Definition
Daha iyi düşününce
Term
On service
Definition
Vazifede
Term
On several occasions
Definition
Bir çok kez
Term
On shore
Definition
Karada
Term
On strike
Definition
Grevde
Term
On such an occasion
Definition
Böyle bir durumda
Term
On suffer
Definition
Müsamaha yüzünden
Term
On sure ground
Definition
Sağlam temelle
Term
On tab
Definition
Burgulanmış (fıçı vs); Boşaltılmaya hazır
Term
On tap
Definition
Hazır
Term
On target
Definition
Hedefte
Term
On tenterhooks
Definition
Endişe içinde, sabırsızlıkla
Term
On the (left) hand
Definition
(Sol) Kolda
Term
On the air
Definition
(radyo, t.v) Yayında
Term
On the alert
Definition
Tetikte, uyanık
Term
On the assumption that
Definition
Varsayımıyla, varsayarsak
Term
On the ball
Definition
(k.d) Akıllı, uyantk
Term
On the base of something
Definition
Esas itibariyle
Term
On the boil
Definition
Canlı
Term
On the bottle
Definition
Çok içki içmiş
Term
On the cards
Definition
Olması mümkün, hesapta var
Term
On the carpet
Definition
(k.d) Azarlanmakta
Term
On the chance
Definition
Şansa bağl ı
Term
On the chance of
Definition
Ümidiyle
Term
On the chance that
Definition
Ümidiyle
Term
On the cheap
Definition
Ucuza, ucuz olarak
Term
On the contrary
Definition
Tersine, tam tersine
Term
On the contrary side
Definition
Ters tarafta
Term
On the cross
Definition
Çapraz veri, ters
Term
On the decline
Definition
Çökmekte
Term
On the decrease
Definition
Azalmakta
Term
On the dot
Definition
(k.d) Dakikası dakikasına, tam vaktinde
Term
On the down grade
Definition
Kötüleşmekte
Term
On the Eve of
Definition
Arifesinde
Term
On the excuse that
Definition
Bahanesiyle, bahane ederek
Term
On the face of
Definition
Karşısında, görünüşe göre
Term
On the face of it
Definition
Görünüşte, görünüşe göre
Term
On the feed
Definition
Beslenmekte; otlanmakta
Term
On the fly
Definition
Uçarken, havada iken
Term
On the following day
Definition
Ertesi gün
Term
On the front
Definition
Ön tarafta
Term
On the go
Definition
Harekette; gittikçe kötüleşmekte
Term
On the grapevine
Definition
Dedikodu yoluyla, ağızdan
Term
On the Greek calends
Definition
Balık kavağa çıkınca
Term
On the ground of
Definition
Sebebiyle
Term
On the ground that
Definition
İleri sürerek
Term
On the high seas
Definition
Açtk denizlerde, enginlerde
Term
On the hour
Definition
Saat başı
Term
On the house
Definition
Masrafı patrona ait, bedava
Term
On the increase
Definition
Artmakta
Term
On the job
Definition
İş başında
Term
On the knees of the gods
Definition
Şüpheli, kararsız
Term
On the level
Definition
Düzlükte; doğru, dürüst, samimi
Term
On the loose
Definition
Serbest, kaçmış (mahkum v.b)
Term
On the march
Definition
Yürüyüş halinde
Term
On the mend
Definition
iyileşmekte, düzeliyor
Term
On the move
Definition
Hareket halinde, seyyar
Term
On the nail
Definition
Hemen, derhal; söz konusu; oracıkta
Term
On the nature of
Definition
Dolayısıyla, bu vesileyle
Term
On the never
Definition
(k.d) Taksitle, veresiye
Term
On the occasion of
Definition
Münasebetiyle, dolayısıyla
Term
On the off chance
Definition
Olasılığı az, hazırlıksız
Term
On the offensive
Definition
Hücum halinde
Term
On the one hand
Definition
Bir taraftan, bir yandan
Term
On the one part
Definition
Bir yandan
Term
On the open seas
Definition
Açık denizlerde, enginlerde
Term
On the order of
Definition
Kabilinde, tarzında
Term
On the other hand
Definition
Diğer taraftan, öte yandan; buna karşın; tam tersine
Term
On the other part
Definition
Öbür yandan, diğer taraftan
Term
On the outskirts of town
Definition
Kasabanın dışında
Term
On the part of
Definition
in tarafında
Term
On the point of
Definition
mek üzere
Term
On the premises
Definition
Bina ve müştemilatı dahilinde
Term
On the pretext of
Definition
Bahanesiyle
Term
On the pretext that
Definition
Bahanesiyle, bahane ederek
Term
On the queer
Definition
Kuşkulu bir şekilde
Term
On the quiet
Definition
Gizlice
Term
On the rack
Definition
(k.d) Çok kötü durumda
Term
On the rampage
Definition
Pür hiddet, çok öfkeli; coşkun
Term
On the razzle
Definition
Zevke dalmış, keyif aleminde
Term
On the right side
Definition
Doğru tarafta
Term
On the right side of the fence
Definition
Kazanacak tarafla
Term
On the right track
Definition
Doğru yolda
Term
On the run
Definition
Acele etmekte, acelede, kaçmakta
Term
On the same plane
Definition
Aynı düzeyde, aynı derecede
Term
On the score of
Definition
Sıfatıyla; nazaran; sebepten dolayı
Term
On the scout
Definition
Keşif vazifesinde
Term
On the shady side of forty
Definition
Kırkını geçmiş
Term
On the shelf
Definition
Bir tarafa atılmış; ıskarta edilmiş
Term
On the side of
Definition
Tarafında, lehinde
Term
On the skyline
Definition
Ufukta
Term
On the slightest pretense
Definition
En ufak bahane ile
Term
On the sly
Definition
El altından, sinsicesine, kurnazca, gizli gizli, sezdirmeden
Term
On the spot
Definition
Hemen, derhal; olay yerinde; hemen oracıkta; tam yerinde
Term
On the spur of the moment
Definition
irticalen, anında, evvelden hazırlık yapmadan, ha deyince
Term
On the square
Definition
Doğru; güvenilir
Term
On the stage
Definition
Sahnede, aktörlük etmekte
Term
On the stocks
Definition
Hazırlanmakta; yapılmakta
Term
On the strength of
Definition
e güvenerek
Term
On the stretch
Definition
Gergin halde
Term
On the string
Definition
Peşinde
Term
On the stroke of nine
Definition
Saat tam dokuzda
Term
On the subject of
Definition
Konusunda
Term
On the surface
Definition
Yüzeyde, görünüşte
Term
On the tapis
Definition
Müzakere halinde
Term
On the telephone
Definition
Telefonda, telefonla
Term
On the tick
Definition
Saniyesi saniyesine
Term
On the tiles
Definition
Cümbüşte, eğlencede, alemde
Term
On the tip of one's tongue
Definition
Dilinin ucunda
Term
On the tiptoe
Definition
Ayak ucu üzerine; pek istekli; gizlice
Term
On the top
Definition
Üstünde, üstte; tepesinde
Term
On the top of the world
Definition
(k.d) Mükemmel halde, fevkalade, ala
Term
On the track
Definition
Konuyla ilgili
Term
On the track of
Definition
İzinde, peşinde
Term
On the tramp
Definition
Yerden yere dolaşmakta, serserilik etmekte
Term
On the trot
Definition
Çok meşgul; arka arkaya
Term
On the turn
Definition
Dönüm halinde; ekşimek üzere
Term
On the understand that
Definition
Şartıyla
Term
On the up grade
Definition
iyileşmekte
Term
On the verge of
Definition
Eşiğinde, üzere
Term
On the very spot
Definition
Olduğu yerde; oracıkta; hemen; derhal
Term
On the voyage home
Definition
Yurda dönerken
Term
On the voyage out
Definition
Dışarıya yolculuk sırasında
Term
On the war path
Definition
Kavgaya hazır
Term
On the watch
Definition
Uyanık, gözü açık; nöbette
Term
On the way
Definition
Yolda, giderken, ilerlemekte
Term
On the way back
Definition
Dönüşte
Term
On the way out
Definition
Modası geçmiş
Term
On the whole
Definition
Genellikle, herşeyi hesaba katarak
Term
On the wing
Definition
Uçmakta, hareket halinde; hızla yürümekte
Term
On the wings of the wind
Definition
Çok hızlı
Term
On thin ice
Definition
Telikede; müşkül vaziyette, nazik durumda
Term
On this wise
Definition
Bu veçhile
Term
On tick
Definition
Veresiye
Term
On time
Definition
Vaktinde, tam zamanında
Term
Onto
Definition
Üstüne, üzerine
Term
On top of
Definition
in üstünde, üstelik; e ilaveten
Term
On top of that
Definition
Üstelik; bununla kalmayıp
Term
On top of the world
Definition
Çok mutlu, sevinçli
Term
On trial
Definition
Muhayyer
Term
On trust
Definition
Güvenle, emniyetle; veresiye
Term
Opposite to
Definition
Karşı, e muhalif
Term
Or else
Definition
Yoksa, aksi halde
Term
Or so
Definition
Veya takriben o yer/miktar/derece v.s'de
Term
Out and about
Definition
Kalkıp gitmeye muktedir.
Term
Out and away
Definition
Pek çok, fersah fersah; kovulan
Term
Out and out
Definition
Bütünlükle, son derece
Term
Out for a good time
Definition
Eğlence peşinde
Term
Out for the count
Definition
Baygın; derin uykuda
Term
Out in the cold
Definition
Açıkta kalmış, kasten açıkta bırakılmış
Term
Out of
Definition
Haricinde, dışında, den/dan, den dolayı
Term
Out of a clear sky
Definition
Birdenbire; tepeden inme
Term
Out of all proportion
Definition
Tamamiyle; nisbetsiz
Term
Out of bounds
Definition
Yasak, girilmez!
Term
Out of breath
Definition
Nefes nefese, soluğu kesilmiş bir halde
Term
Out of character
Definition
Karakterine aykırı
Term
Out of charity
Definition
Merhameten, sadaka olarak
Term
Out of condition
Definition
Hamlanmış, formundan düşmüş
Term
Out of control
Definition
Denetim dışı
Term
Out of countenance
Definition
Aleyhinde, aleyhine
Term
Out of curiosity
Definition
Öğrenme merakından dolayı, meraktan dolayı
Term
Out of danger
Definition
Tehlikesiz
Term
Out of date
Definition
Modası geçmiş, eski
Term
Out of debt
Definition
Borçsuz
Term
Out of defer
Definition
Riayeten, hürmeten
Term
Out of deference to
Definition
e riayeten, e uyarak
Term
Out of doors
Definition
Dışarıda, açık havada
Term
Out of fashion
Definition
Modası geçmiş
Term
Out of favour
Definition
Gözden düşmüş, kabul edilmemiş, tasvip edilmemiş
Term
Out of feed
Definition
Otlakta
Term
Out of focus
Definition
iyi ayar edilmemiş
Term
Out of form
Definition
Keyfi yerinde değil
Term
Out of habit
Definition
Alışkanlıkla
Term
Out of hand
Definition
Derhal, düşünmeden, nemen, beklemeden
Term
Out of heart
Definition
Dermansız, kuvvetsiz
Term
Out of humour
Definition
Mizahtan yoksun; canı sıkkın
Term
Out of kindness
Definition
Nezaketten
Term
Out of luck
Definition
Şanssız, talihsiz
Term
Out of one's depth
Definition
Boyunu aşan, bilgi ve kabiliyeti dışında
Term
Out of one's head
Definition
Çılgın
Term
Out of one's wits
Definition
Deli, divane
Term
Out of order
Definition
Bozuk, intizamsız; sırasız, karmakarışık
Term
Out of ordinary
Definition
Olağan dışı
Term
Out of pain
Definition
Acısız, ağrısız
Term
Out of patience with
Definition
Tahammül edemez, katlanamaz
Term
Out of pity
Definition
Merhameten, acıyarak
Term
Out of place
Definition
Yersiz, münasebetsiz, uygunsuz
Term
Out of play
Definition
Oyundan çıkarılmış
Term
Out of pocket
Definition
Sarfedilmiş, cepten çıkmış
Term
Out of position
Definition
Yerinden çıkmış
Term
Out of practice
Definition
İdmansız
Term
Out of question
Definition
Muhakkak, kati, şüphesiz, söz konusu olamaz!
Term
Out of reach
Definition
Erişilemeyen
Term
Out of regard for
Definition
in hatırı için
Term
Out of regard for sb.
Definition
in hatırı için
Term
Out of regard to
Definition
Hatırı için, e riayeten
Term
Out of respect for
Definition
e hürmeten, in hatırı için
Term
Out of respect to
Definition
Hatırı için
Term
Out of season
Definition
Mevsimsiz, yersiz, vakitsiz
Term
Out of sight
Definition
Görünmez, gözden kayıp
Term
Out of sorts
Definition
Keyifsiz, rahatsız; sıhhati bozukça
Term
Out of spirits
Definition
Kederli, mahzun
Term
Out of spite
Definition
Nispet için, inadına; kötülüğünden
Term
Out of square
Definition
Nizamsız
Term
Out of stock
Definition
Stok dışı, yok
Term
Out of style
Definition
Yakışıksız
Term
Out of taste
Definition
Zevksiz
Term
O ut of temper
Definition
Keyifsiz, öfkeli
Term
Out of the blue
Definition
Damdan düşer gibi
Term
Out of the ordinary
Definition
Olağan dışı
Term
Out of the question
Definition
Münakaşaya değmez, ehemmiyetsiz, mevzu harici; imkansız
Term
Out of the running
Definition
Kazanma şansı yok!
Term
Out of the straight
Definition
Eğri
Term
Out of the way
Definition
Uzakta, sapa
Term
Out of the wood(s)
Definition
Artık tehlikede değil!
Term
Out of thin air
Definition
Hiç yoktan, havadan
Term
Out of this world
Definition
Harikulade, fevkalade
Term
Out of time
Definition
Temposuz, tempoya aykırı
Term
Out of touch
Definition
Bilgisi yok.
Term
Out of town
Definition
Kırda
Term
Out of trim
Definition
İntizamsız
Term
Out of turn
Definition
Sıra dışı
Term
Out of use
Definition
Kullanım dışı, kullanılmayan
Term
Out of way
Definition
Uzakta
Term
Out of work
Definition
işsiz
Term
Out on a limb
Definition
Zor ve tehlikeli bir durumda desteksiz olma
Term
Outside of
Definition
A.B.D (k.d) dan başka
Term
Over again
Definition
Bir daha
Term
Over against
Definition
Karşısında
Term
Over age
Definition
Yaşını geçirmiş
Term
Over and above
Definition
den başka, den fazla olarak
Term
Over and above this
Definition
Bundan başka
Term
Over and over
Definition
Paldır küldür, yuvarlanarak; tekrar tekrar, üst üste
Term
Over and over again
Definition
Tekrar tekrar
Term
Over head and ears
Definition
Tepeden tırnağa kadar; tamamiyle
Term
Over hill and dale
Definition
Dere tepe
Term
Over looking
Definition
a karşı
Term
Over one's head
Definition
İnsanın kavrayışı dışında
Term
Over seas
Definition
Deniz aşın yerlerde, yabancı yerlerde
Term
Over the grapevine
Definition
Dedikodu yoluyla, ağızdan
Term
Over the last five years
Definition
Son beş yıl içinde
Term
Over the moon
Definition
Çok sevinçli
Term
Over the odds
Definition
Genel fiyatından fazla
Term
Over the top
Definition
Fazladan
Term
Over the way
Definition
Karşı yanda
Term
Over there
Definition
Orada, ta ötede
Term
Owing to
Definition
den dolayı, yüzünden, in sayesinde; dan/den
Term
Owing to the fact that
Definition
dığından, nedeniyle, den dolayı
Term
Pain of
Definition
Cezası ile
Term
People at large
Definition
Genellikle herkes
Term
People say
Definition
Diyorlar ki...
Term
People such as these
Definition
Bu gibiler
Term
Per week
Definition
Her hafta
Term
Preferably to
Definition
e tercihen, e yeğ tutarak
Term
Preliminary to
Definition
e ön hazırlık, başlangıç niteliğinde
Term
Preparatory to
Definition
meden önce, hazırlık olarak
Term
Pretty much the same
Definition
Hemen hemen aynı, yine öyle
Term
Previous to
Definition
den önce
Term
Previous to this
Definition
Bundan önce/evvel
Term
Prior to
Definition
den önce
Term
Pro and con
Definition
Lehte ve aleyhte olarak
Term
Provided that
Definition
Şartı ile, koşuluyla; se, eğer
Term
Providing that
Definition
Şartı ile, koşuluyla; se, eğer
Term
Pure and simple
Definition
Sadece, yalnız, tek
Term
Pursuant to
Definition
Uygun olarak, gereğince
Term
Putting aside the fact that
Definition
Beraber; bir tarafa bırakırsak
Term
Putting forward ideas
Definition
Fikirler ileri sürerek
Term
Quite a bit
Definition
Epeyce; pek çok defa
Term
Quite a few
Definition
Bir çok
Term
Quite a tot
Definition
Epeyce; pek çok defa
Term
Quite an event
Definition
Fevkalade bir hadise Regardless
Term
(of) how
Definition
Nasıl olursa olsun
Term
Rain or shine
Definition
Hava iyi de olsa kötü de olsa
Term
Ranging between
Definition
Arasında değişen
Term
Rather a lot
Definition
Oldukça
Term
Rather good
Definition
Fena değil
Term
Rather than
Definition
Yerine, maktansa; dan ziyade; tercihen
Term
Regardless (of) who
Definition
Kim olursa olsun
Term
Regardless of
Definition
e bakmayarak, umursamayarak, dikkate almadan
Term
Regardless of the fa
Definition
Karşın
Term
Regardless of what
Definition
Ne olursa olsun
Term
Related to
Definition
e ait; bağlı
Term
Relating to
Definition
ile ilgil i olarak, a ilişkin
Term
Relative to
Definition
e ilişkin, e dair, hakkında
Term
Rest assured that
Definition
İnanınız ki...
Term
Right-about
Definition
Sağdan geri
Term
Right after
Definition
Hemen, derhal
Term
Right along
Definition
Boyuna, bütün vakit
Term
Right and left
Definition
Her tarafta; sağda solda; her iki el ile
Term
Right as trivet
Definition
Eksiksiz bir halde
Term
Right away
Definition
Hemen, derhal
Term
Right down the line
Definition
Her noktada, her işte; her yönde
Term
Right now
Definition
Hemen şimdi, derhal
Term
Right off
Definition
Hemen, derhal
Term
Right on end
Definition
Baş aşağı
Term
Root and branch
Definition
Tamamiyle, kökten, toptan, hepsi
Term
Rough and ready
Definition
Pratik, işe yarar; aşağı yukarı
Term
Roughly speaking
Definition
Kabaca söylemek gerekirse, aşağı yukarı
Term
Round the corner
Definition
Köşeyi dönünce; yakın
Term
Rumour has it that
Definition
Söylentiye göre
Term
Safe and sound
Definition
Sağ salim
Term
Same here
Definition
Benden de al o kadar!
Term
Scarcely any
Definition
Yok denecek kadar
Term
Scarcely ever
Definition
Hemen hiç, hemen hemen hiç bîr zaman
Term
Scores of (people)
Definition
Bir çok (insan)
Term
See you later
Definition
Sonra görüşürüz!
Term
Seeing that
Definition
dığı için, dığına göre, e göre
Term
Seldom, if ever
Definition
Kırk yılda bir, nadiren, belki de hiç
Term
Set aside
Definition
Saymazsak
Term
Short and sweet
Definition
Kısa ve yerinde
Term
Short and to the point
Definition
(konuşma,mektup vb) klS3, doğru, açık, kesin
Term
Short end of the stick
Definition
İşin kötü tarafı
Term
Short of sth.
Definition
den başka, den aşağı, az, dışında
Term
Should the case occur
Definition
Gerekince, gerektiğinde
Term
Should the occasion arise
Definition
Gereğinde
Term
Shoulder to shoulder
Definition
Omuz omuza; samimi ittifakla
Term
Show me the hows and the whys of it.
Definition
Bana işin sebeplerini anlatın!
Term
Side by side with
Definition
Yanında, ile beraber
Term
Since... therefore
Definition
İçin, böylece
Term
Since then
Definition
O zamandan beri
Term
Since when
Definition
O zamandan beri, ne zamandan beri
Term
Since you say so, it must be true.
Definition
Madem ki siz söylüyorsunuz
Term
Slick in the eye
Definition
doğrudur!
Term
So-and-so
Definition
Tam gözüne
Term
So-called
Definition
Filan, filanca
Term
So... that
Definition
Sözde, sözüm ona; adlı, denilen mesi için, ...sın diye; o kadar ...ki, öyle ....ki
Term
So and so
Definition
Nitekim, keza; falan, filan; filan adam veya şey
Term
So as
Definition
Kadar; gibi suretle, veçhile; için; ki...
Term
So as to
Definition
mek/mak amacıyla
Term
So be it
Definition
Öyle olsun, olsun!
Term
So far
Definition
Şimdiye kadar
Term
So far as
Definition
Kadarıyla, e göre; bir dereceye kadar
Term
So far as I know
Definition
Benim bildiğim kadar
Term
So far forth
Definition
O dereceye kadar
Term
So far from
Definition
Hiç, hiç mi hiç; bir yana, şöyle dursun
Term
So far so good
Definition
Her şey yolunda, şimdiye kadar iyi
Term
So help me
Definition
ister inanın ister inanmayın!
Term
So it seems
Definition
Öyle gibi
Term
So long as
Definition
Sürece
Term
So long as ago 1880
Definition
Daha 1880'de
Term
So much
Definition
Bu kadar (çok)
Term
So much as
Definition
Ne kadar çok olursa; her hangi dereceye kadar
Term
So much f or that
Definition
Bu hususta şimdilik bu kadar yeter.
Term
So much so that
Definition
Öyle ki, şöyle ki, o dereceye ki...
Term
So much the more
Definition
Bahusus ki...
Term
So so
Definition
Şöyle böyle, pek iyi değil
Term
So that ...not
Definition
memesi için, ...meşin diye
Term
So that's that.
Definition
Hepsi bu kadar!
Term
So then
Definition
Şu halde, bunun için
Term
So to say
Definition
Sözde, güya, sanki; tabir caizse; adeta
Term
So to speak
Definition
Tabir caizse
Term
Some day
Definition
Bir gün, günün birinde
Term
Some day or other
Definition
Günün birinde, bir gün
Term
Some few
Definition
Bazıları, birkaç kişi
Term
Some fine day
Definition
Allah'ın bir gününde, günün birinde, bir gün
Term
Some gate
Definition
Bazı yer
Term
Some more
Definition
Biraz daha
Term
Some sort of
Definition
Şöyle bir; her hangi
Term
Some time later
Definition
Bir zaman sonra
Term
Somehow or other
Definition
Her nasıl olsa
Term
Something like
Definition
ihtimal ki...
Term
Something of the kind
Definition
Öyle bir şey
Term
Sometime last year
Definition
Geçen sene içinde
Term
Sometime or other
Definition
İleride bir gün
Term
Sometime soon
Definition
Yakında
Term
Somewhere along the line
Definition
Gelişmekte olan bir şeyin bir noktası veya evresinde
Term
Soon after
Definition
Çok geçmeden, bir müddet sonra
Term
Sooner or later
Definition
Eninde sonunda, er veya geç
Term
Sooth to say
Definition
Doğrusu
Term
Sort of
Definition
(k.d) Oldukça, hayli; çeşit
Term
Sort of large
Definition
İrice
Term
South of
Definition
in güneyinde
Term
Speaking for myself
Definition
Bence
Term
Speaking of
Definition
e gelince
Term
Spick and span
Definition
Tertemiz
Term
Starting from this
Definition
Bundan başlayarak
Term
Step by step
Definition
Adım adım, derece derece, tedricen, yavaş yavaş
Term
Straight from the shoulder
Definition
Açıkça, dobra dobra, hiç kaçınmadan
Term
Straight off
Definition
Hemen, tereddüt etmeden, derhal
Term
Straight out
Definition
Açıkça, dobra dobra
Term
Strange to say
Definition
Ne garip, ne tuhaf, hayret
Term
Strangely enough
Definition
Tuhafı şu ki...
Term
Stream with sweat
Definition
Ter içinde
Term
Strictly speaking
Definition
Doğrusunu söylemek gerekirse
Term
Subject to
Definition
Koşulu ile
Term
Subsequent to
Definition
Sonraki
Term
Such ... that
Definition
Kadar ...ki, öyle ...ki, öylesine ki...
Term
Such a case
Definition
Öyle bir durum ki...
Term
Such a one
Definition
Filan kimse, öyle biri ki...
Term
Such a thing
Definition
Böyle bir şey
Term
Such and such
Definition
Filan
Term
Such as
Definition
Gibi, mesela, örneğin
Term
Such as I
Definition
Benim gibi, mesela ben
Term
Such as it is
Definition
Her nasılsa, kötü veya değersiz olmakla beraber
Term
Such like
Definition
Bunun gibi, böylesi
Term
Suffice it to say that
Definition
Yalnız şu kadarını söyliyeyim ki
Term
Supposing that
Definition
Diyelim ki, varsayalım ki; eğer, takdirde
Term
Sure enough
Definition
Gerçekten, gerçek, muhakkak, sahiden, hakikaten, elbette
Term
Swift of foot
Definition
Ayağına tez, çabuk koşar
Term
Taking it all in all
Definition
Genel olarak
Term
Taking of that
Definition
Bu münasebetle
Term
Taking one thing withanother
Definition
Sonunda; ortalama olarak
Term
Taking up
Definition
Ele alarak
Term
Tell that to the marines
Definition
Külahıma anlat!
Term
Ten a penny
Definition
Çok sıradan
Term
Ten minutes by the clock
Definition
Tam on dakika
Term
Ten to one
Definition
Bire karşı on
Term
Than that of
Definition
inkinden
Term
Than those of
Definition
larmkinden/lerin kinden
Term
Thank God.
Definition
Allaha şükür, çok şükür!
Term
Thank to
Definition
in yardımıyla
Term
Thank you ever so much.
Definition
Pek çokteşekür ederim!
Term
Thanks a lot.
Definition
Çok çok teşekür ederim!
Term
Thanks to
Definition
in sayesinde
Term
That alters matters.
Definition
O zaman iş değişir!
Term
That alters the case.
Definition
O zaman durum değişir!
Term
That being the case
Definition
Bu nedenle
Term
That depends
Definition
Belli olmaz!
Term
That gate
Definition
Şu yer
Term
That is
Definition
Yani
Term
That is a deal
Definition
Anlaştık, mutabıkız.
Term
That is a matter of course
Definition
Bu bahis konusu değildir.
Term
That is another story
Definition
Bu başka konu!
Term
That is going too far
Definition
Bu kadarı da fazla!
Term
That is how I am situated.
Definition
İşte durum budur!
Term
That is not the ease.
Definition
Durum böyle değildir
Term
That is noting to me.
Definition
Beni alakadar etmez!
Term
That is the reason why
Definition
işte bundan dolayıdır ki...
Term
That is to say
Definition
Yani, demek ki...
Term
That is where you aremistaken.
Definition
İşte burada yanılıyorsunuz!
Term
That makes ten
Definition
Bununla on oldu.
Term
That puts another complexion
Definition
O zaman durum değişir!
Term
That takes the biscuit
Definition
(argo) Artık bu kadarı da fazla!
Term
That tells its own tale
Definition
Bu yeter.
Term
That way
Definition
Ondan dolayı
Term
That will do
Definition
Kafi, yetişir
Term
That's a differ matter.
Definition
O başka sorun.
Term
That's a feather in my cap.
Definition
Benim için bir şereftir.
Term
That's about it.
Definition
Hemen hemen hepsi bu kadar.
Term
That's all he cares about.
Definition
Bütün düşündüğü {önem verdiği) bu.
Term
That's all there is to it.
Definition
Sana söylediğimden daha zor değil.
Term
That's all very well (and good) but
Definition
Hepsi iyi hoş ama
Term
That's all.
Definition
Hepsi bu kadar, işte bu kadar!
Term
That's beyond my compass.
Definition
Bu benim gücümün dışında.
Term
That's flat.
Definition
Açık ve katidir; şüphesiz
Term
That's for sure
Definition
Kesin olarak, kesindir
Term
That's given him a bit of ashake up
Definition
Bu onun aklını başına getirir!
Term
That's good going.
Definition
İyi sayılır.
Term
That's great
Definition
Fevkalade, çok güzel
Term
That's it.
Definition
Hepsi bu kadaf!
Term
That's my way of thinking.
Definition
Ben böyle sanıyorum.
Term
That's no thanks to me.
Definition
Birşey yapmadım.
Term
That's not in my line.
Definition
Beni alakadar etmez, benim işim değildir!
Term
That's nothing to go by
Definition
Buna dayanarak bir şey yapılamaz.
Term
That's quite another story
Definition
O büsbütün başka; o ayrı bir şey.
Term
That's that.
Definition
Hepsi bu kadar!
Term
That's the (whole) point
Definition
Birinin söylemek istediği en önemli nokta
Term
That's the sort of thing I mean.
Definition
Böyle bir şey demek istiyorum.
Term
That's tough
Definition
Geçmiş olsun, pek yazık!
Term
That's very kind of you.
Definition
Çok kibarsınız (naziksiniz)!
Term
That's what it is.
Definition
Nedeni bu.
Term
That's what it was.
Definition
Nedeni bu.
Term
That's why
Definition
Bu nedenle, bu yüzden
Term
The all round
Definition
Dört başı mamur
Term
The amenities of life
Definition
Hayatın güzel tarafı
Term
The amusing thing about it
Definition
İşin tuhafı
Term
The be-all and end-all
Definition
En önemli şey
Term
The beautiful of it is
Definition
İşin en güzel yanı
Term
The best part of the year
Definition
Yılın en güzel mevsimi
Term
The boot is on the other leg
Definition
Durum tam tersi!
Term
The bottom line
Definition
Gerçek sonuç, bir işin sonu
Term
The case in point
Definition
Sözü edilen sorun, söz konusuolan sorun
Term
The chances are
Definition
Muhtemelen
Term
The chances are that
Definition
Çok olasıdır ki...
Term
The day after the next
Definition
İki gün sonra
Term
The day after tomorrow
Definition
Öbür gün
Term
The day before yesterday
Definition
Evvelki gün
Term
The day following
Definition
Ertesi gün
Term
The day is drawing in.
Definition
Akşam oluyor.
Term
The day is young yet.
Definition
Daha günün başındayız!
Term
The days are closing in.
Definition
Günler kısalıyor.
Term
The days are drawing in.
Definition
Günler kısalıyor.
Term
The days are drawing out.
Definition
Günler uzuyor.
Term
The die is cast
Definition
Ok yaydan çıktı.
Term
The end of time
Definition
Kıyamet günü
Term
The ensuring year
Definition
Ertesi sene/yıl
Term
The essence of the matter
Definition
İşin aslı
Term
The fact is that
Definition
Gerçek şudur ki...
Term
The fact remains that
Definition
Bununla birlikte şu var ki...
Term
The finest ever
Definition
En güzeli
Term
The first is to make
Definition
Yapılacak ilk iş
Term
The first/second of these
Definition
Bunlardan/onlardan ilki/ikincisi
Term
The first step will be to
Definition
Yapılacak iş şey ...
Term
The first thing to be done
Definition
Yapılması gereken/gerekli ilk şey
Term
The following
Definition
Şunlar
Term
The good old days
Definition
Hey gidi günler
Term
The greater part
Definition
Çoğunluk, ekseriyet
Term
The idea is that
Definition
Mesele şudur ki, maksat şundan ibarettir
Term
The inside of an affair
Definition
işin iç yüzü
Term
The instant
Definition
dığı an
Term
The joke of it is that
Definition
Tuhafı şu ki...
Term
The last straw
Definition
Artık bu kadarı fazla; bir bu eksikti!
Term
The less ... the less
Definition
ça/çe daha az
Term
The long and the short of it
Definition
Uzun lafın kısası, doğrusu, hulasa, velhasıl
Term
The minute (that)
Definition
dığı an
Term
The moment
Definition
Derhal, hemen
Term
The more ... the more
Definition
ça/çe ... daha fazla
Term
The most part
Definition
En büyük kısım
Term
The name of the game
Definition
Asıl sorun
Term
The odds are that
Definition
İhtimali var ki…
Term
The on side
Definition
Yakın taraf
Term
The one and only
Definition
Tek
Term
The only thing we can say
Definition
Söyleyebileceğimiz/söylenecek tek şey
Term
The other day
Definition
Geçenlerde: geçen gün
Term
The point of no return
Definition
Dönüşü olmayan nokta
Term
The pros and cons of
Definition
nün avantajları ve dezavantajları; lehte ve aleyhte olan öneriler
Term
The question is that
Definition
Mesete şu ki ...
Term
The reason for this is that
Definition
Sebebi şudur ki...
Term
The reason why
Definition
Nedeni
Term
The sum and the substance of it
Definition
Kısacası, hülasa
Term
The sun side of the picture
Definition
İşin güzel tarafı
Term
The thought struck me that
Definition
Birdenbire aklıma geldi ki...
Term
The time has come round to
Definition
Yine ... zamanı geldi.
Term
The time is up.
Definition
Vakit tamam!
Term
The trouble is that
Definition
İşin kötüsü
Term
The truth burst (in) upon me
Definition
Birden gerçeği anladım ki...
Term
The truth is that
Definition
Gerçek şu ki...
Term
The truth of the matter is that
Definition
işin aslı, işin asit şu ki...
Term
The unkindest cut of all
Definition
En kötüsü
Term
The very best
Definition
En iyisi
Term
The very day
Definition
Aynı gün, işte öğün
Term
The very first
Definition
Tam itki
Term
The very same
Definition
Ta kendisi
Term
The way (that)
Definition
Gibi, şekilde
Term
The while
Definition
O esnada, aynı zamanda
Term
The whole caboodle
Definition
Gümbür cemaat
Term
The world and his rife
Definition
Herkes, medeni alem
Term
The world over
Definition
Bütün dünyada, her yerde
Term
The worst of (ail)
Definition
En kötüsü
Term
Then and there
Definition
Hemen
Term
Then only then
Definition
O zaman işte o zaman
Term
There and back
Definition
Gidiş geliş
Term
There and then
Definition
Hemen oracıkta
Term
There is a bit more to it than that
Definition
O kadar basit değil
Term
There is a gain
Definition
Öte yandan
Term
There is a lot more to it than that
Definition
O kadar basit değil.
Term
There is a lot more to sb. than
Definition
Gibi değil
Term
There is a report that
Definition
Söyleniyor
Term
There is enough and to spare
Definition
Yeter de artar!
Term
There is force in what you say
Definition
Hakkınız var!
Term
There is force what he says.
Definition
Söylediği boş değil!
Term
There is little if any
Definition
Olsa bile (varsa da) pek az
Term
There is more to it than that
Definition
O kadar basit değil!
Term
There is much more to it than that
Definition
O kadar basit değil.
Term
There is much more to sb. than
Definition
gibi değil
Term
There is no call to blush.
Definition
Utanacak bir neden yok!
Term
There is no denying that
Definition
İnkar edilmez birşey varsa
Term
There is no doubt that
Definition
Şüphe yoktur ki...
Term
There is no harm in that
Definition
Zarar yok.
Term
There is no help for it
Definition
Yapılacak bir şey yoktur!
Term
There is no holding sb.
Definition
Tutmanın imkanı yok
Term
There is no knowing what
Definition
Ne olacağı bilinmez!
Term
There is no mistaking sb.
Definition
Tanımamaya imkan yok!
Term
There is no mistaking sth.
Definition
Yanılmaya imkan yok!
Term
There is no question
Definition
Söz konusu değil; hiç şüphenizolmasın!
Term
There is no saying
Definition
Bilinmez
Term
There is no saying what will happen.
Definition
Ne olacağını kimse bilmez.
Term
There is no stopping sb.
Definition
yi durdurmanın imkanı yok.
Term
There is not a shot in my locker.
Definition
On param yok!
Term
There is not space
Definition
Zaman ve zemin müsait değil.
Term
There is not the shadow of a doubt that
Definition
Zerre kadar şüphe yok ki...
Term
There is nothing else for it
Definition
(k.d) Başka yapılacak bir şey yok
Term
There is nothing for it but to
Definition
mekten başka yapacak birşey yok.
Term
There is nothing to choosebetween them
Definition
Aralarında fark yoktur,
Term
There is nothing to it
Definition
kolaydır.
Term
There is one more
Definition
Bir de şu var
Term
There is reason to believe that
Definition
İnanmak yerindedir.
Term
There is something to be saidfor
Definition
yararına çok şey söylenebilir.
Term
There is sth. afoot.
Definition
Bir şeyler dönüyor!
Term
There is sth. up.
Definition
Bir şeyler oluyor!
Term
There it is
Definition
Bütün mesele burada, durum böyle,gerçek bu!
Term
There only remains
Definition
Kala kala
Term
There or there abouts
Definition
Orada veya o civarda
Term
There the matter dropped
Definition
Mesele öylece kaldı.
Term
There was no course open to me but to
Definition
Benim için ...maktan başka yapacak bir şey yoktu.
Term
There you are mistaken
Definition
Burada yanılıyorsunuz!
Term
Thick and fast
Definition
Ardı sıra, birbirini müteakip
Term
Thick on the ground
Definition
Çok, çok miktarda
Term
Things are (going) all anyhow
Definition
İşler karma karışık.
Term
Things are looking blue.
Definition
Durum kötü görünüyor.
Term
This and that
Definition
Ivır zıvır; abur cubur
Term
This bears out what I said.
Definition
Bu söylediğimi doğruluyor.
Term
This day month
Definition
Gelecek ay bugün
Term
This day week
Definition
Gelecek hafta bugün
Term
This is between you, me and the gate-post
Definition
Laf aramızda kalsın!
Term
This is it
Definition
Önemli an geldi çattı.
Term
This many a day
Definition
Hayli zamanlar, çoktan ben
Term
This moment
Definition
Hemen şimdi
Term
This much is certain
Definition
Şurası gerçektir ki...
Term
This much that
Definition
Şu kadar ki.. .
Term
This once
Definition
Bu kez
Term
This very moment
Definition
Derhal, hemen, bu anda
Term
This will never do
Definition
Bu iş böyle yürümez, bu böyle sökmez!
Term
This wont get you anywhere.
Definition
Bu işin sonu yok!
Term
Through all my life
Definition
Hayatım boyunca
Term
Through an oversight
Definition
Dikkatsizlikle
Term
Through and through
Definition
Tekrar tekrar gözden geçirerek; baştan başa, tamamen
Term
Through lack of
Definition
Eksikliğinden dolayı
Term
Through long ages
Definition
Uzun yıllar boyunca
Term
Through the instrument of
Definition
in aracılığı ile, yardımıyla
Term
Through the medium of
Definition
Vasıtasıyla
Term
Through the year
Definition
Bütün yıl
Term
Through thick and thin
Definition
Hem iyi hem kötü günlerde, her güçlüğe katlanarak
Term
Throughout the season
Definition
Mevsim boyunca
Term
Throughout the world
Definition
Bütün dünyada
Term
Thus and so
Definition
Böyle böyle, filan filan
Term
Thus far
Definition
Buraya kadar
Term
Thus much
Definition
Bu kadar
Term
Till all hours
Definition
Çok geç; geceden sabaha kadar
Term
Till dark
Definition
Akşama dek
Term
Till now
Definition
Şimdiye kadar
Term
Till the cows come home
Definition
Çıkmaz ayın son Çarşambasına kadar
Term
Till the end of time
Definition
Ebediyyen
Term
Till then
Definition
O vakte kadar, o zamana kadar
Term
Time after time
Definition
Kırk kez
Term
Time and again
Definition
Tekrar tekrar, kaç kez, defaatle
Term
Time is pressing.
Definition
Vakit daralıyor.
Term
Time is up.
Definition
Süre bitti, vakit bitti; vakit geldi.
Term
Time out of mind
Definition
Öteden beri, eskiden beri
Term
Time would fail me.
Definition
Vaktim yok!
Term
Times without number
Definition
Sayısızca, bir çok kez
Term
Tip to tip
Definition
Ucuca
Term
Tit for tat
Definition
Kısasa kısas
Term
To a certain extent
Definition
Belirl i bir noktaya kadar
Term
To a certainty
Definition
Muhakkak
Term
To a day
Definition
Günü gününe, belli bir dereceye kadar
Term
To a degree
Definition
Bir dereceye kadar, biraz; haddinden fazla
Term
To a fault
Definition
Aşırılıkla, ifratla
Term
To a great extent
Definition
Büyük çapta
Term
To a man
Definition
Son ferde kadar, hepsi birden
Term
To a nice
Definition
Bütünlükte
Term
To a T
Definition
Tıpkısı; bütünüyle, tamamiyle
Term
To a tee
Definition
Tamam, tam
Term
To all intents and purposes
Definition
Esas olarak
Term
To an extent
Definition
Bir dereceye kadar
Term
To and fro
Definition
İleri geri, öteye beriye, şuraya buraya
Term
To be sure
Definition
Şüphesiz, elbette
Term
To be truthful
Definition
Doğrusunu söylemek gerekirse, doğrusu
Term
To begin with
Definition
Evvela, ilk önce
Term
To boot
Definition
İlaveten, fazla olarak
Term
To come
Definition
Önümüzdeki, gelecek
Term
To crown all
Definition
Üstelik en kötüsü
Term
To date
Definition
Bugüne kadar, şimdiye kadar
Term
To do this
Definition
Bunu gerçekleştirmek için
Term
Together with
Definition
İle birlikte; ek olarak
Term
Together with its benefits
Definition
Faydalarının yanısıra
Term
To good purpose
Definition
iyi netice vererek, faydalı surette
Term
To hand
Definition
Yanında, hazır
Term
To make a long story short
Definition
Sözü uzatmayayım
Term
To me
Definition
Bana kalırsa, bana göre
Term
To my certain knowing
Definition
İyice biliyorum ki...
Term
To my knowing
Definition
Bildiğime göre
Term
To my knowledge
Definition
Bildiğim kadar, bildiğime göre, kanaatimce
Term
To my mind
Definition
Bana göre
Term
To no effect
Definition
Boşuna
Term
To no end
Definition
Boş yere, boşuna
Term
Too funny for words
Definition
Çok komik
Term
Too good to be true
Definition
İnanılmayacak kadar iyi
Term
Too late
Definition
Çok geç
Term
Too much
Definition
Pek çok
Term
Too much of a good thing
Definition
Bu kadarı da biraz çok
Term
To one's heart's content
Definition
Doya doya, kana kana
Term
To one's mind
Definition
Fikrine göre
Term
To one's regret
Definition
Teessürüne rağmen
Term
To one's secret
Definition
Haberi olmadan, gizli olarak
Term
To order
Definition
Siparişe göre, ısmarlama
Term
Too soon
Definition
Pek fazla erken, zamanından evvel, çok erken
Term
Tooth for tooth
Definition
Dişe diş
Term
To say nothing of
Definition
Üstelik
Term
To say the least of it
Definition
En basit deyimiyle
Term
To say the truth
Definition
Gerçekten, doğrusunu isterseniz
Term
To some degree
Definition
Bir dereceye kadar
Term
To start with
Definition
ilk iş olarak, başlangıçta, itk olarak
Term
To stress here
Definition
Şunu vurgulamak istiyorum
Term
To such a pitch that
Definition
Öyle bir derecede ki...
Term
To such an extent that
Definition
O derece ki...
Term
To sum up
Definition
Özetle, özetlemek gerekirse
Term
To tell openly
Definition
Açıkça, açıkça söylemek gerekirse
Term
To tell the truth
Definition
Aslında, aslını sorarsanız, doğrusunu söylemek gerekirse
Term
To that effect
Definition
Bu hususta, bu mealde
Term
To that end
Definition
Bu maksatla
Term
To the best of my belief
Definition
Benim bildiğime göre, eğer yanılmıyorsam
Term
To the best of my knowledge
Definition
Benim bildiğime göre, eğer yanılmıyorsam
Term
To the best of my recollection
Definition
Hatırladığıma göre
Term
To the bitter end
Definition
En sonuna kadar
Term
To the contrary
Definition
Rağmen
Term
To the core
Definition
Her yönüyle, tamamiyle
Term
To the degree
Definition
Kadarıyla, e göre
Term
To the end
Definition
Sonuna kadar
Term
To the end that
Definition
Amacıyla, gayesiyle
Term
To the exclusion of
Definition
Hariç tutarak, dışında bırakarak, mahrum ederek, meydan vermeyerek
Term
To the extent
Definition
Kadarıyla, e göre
Term
To the finger tips
Definition
Tırnaklarının ucuna kadar, tamamen
Term
To the fore
Definition
Hazır; bariz, aşikar
Term
To the full
Definition
Son haddine kadar, tamamıyla, tam manasıyla
Term
To the last
Definition
Sonsuza dek, nihayete kadar
Term
To the last degree
Definition
Son dereceye kadar
Term
To the letter
Definition
Harfi harfine
Term
To the life
Definition
Tıpkı, tamamıyla aslı gibi
Term
To the manner born
Definition
Sanki... için yaratılmış
Term
To the minute
Definition
Dakikası dakikasına, tam
Term
To the order of
Definition
Usulüne göre
Term
To the point
Definition
Tam yerinde, isabetli
Term
To the purpose
Definition
Münasebetiyle; faydalı olarak
Term
To the tune of
Definition
(k.d) Büyük para karşılığı
Term
To the utmost
Definition
Alabildiğine, son dereceye kadar
Term
To the view
Definition
Herkes tarafından görüleceği üzere
Term
To this day
Definition
Bugüne kadar
Term
To this end
Definition
Bu maksatla
Term
To this very day
Definition
Bugün bile
Term
To top all
Definition
Üstelik
Term
To wit
Definition
Yani, demek ki...
Term
Top secret
Definition
Çok gizli, çok mahrem
Term
True to life
Definition
Gerçek hayatta olduğu gibi
Term
Truth to say
Definition
Gerçekten, doğrusunu isterseniz
Term
Truth to tell
Definition
Gerçekten, doğrusunu isterseniz
Term
Turn and turn about
Definition
Sıra ile; değişik bir şekilde, hep değişen
Term
Two a penny
Definition
Çok sıradan
Term
Under-handed
Definition
Hileli, alttan alta
Term
Under a cloud
Definition
Şüphe altında; gözden düşmüş
Term
Under a new law
Definition
Yeni yasaya göre
Term
Under auspices of
Definition
in koruduğu, himayesinde; sayesinde
Term
Under cloud of night
Definition
Karanlıktan istifade ederek
Term
Under cloud of suspicion
Definition
Bir şüphe bulutu altında
Term
Under colour of
Definition
Gerekçesiyle, bahanesiyle
Term
Under consideration
Definition
Gözden geçirilmekte, tetkik edilmekte
Term
Under cover of
Definition
in himayesinde, perdesi altında, bahanesiyle; kisvesi altında
Term
Under cover of friendship
Definition
Arkadaşlık kisvesi altında
Term
Under development
Definition
Gelişme halinde
Term
Under difficult conditions
Definition
Müşkül vaziyette
Term
Under difficulties
Definition
Zorluk karşısında
Term
Under discussion
Definition
Müzakerede
Term
Under escort
Definition
Himaye altında
Term
Under existing circumstances
Definition
Şimdiki duruma göre, bugüne göre
Term
Under favorable circumstances
Definition
Müsait bir durumda, elverişli bir durumda
Term
Under favorable conditions
Definition
Müsait şartlar altında
Term
Under favour of
Definition
Yardımıyla, sayesinde; münasebetiyle
Term
Under feet
Definition
Ayak artında
Term
Under fire
Definition
(Aşk.) Ateş altında, düşman ateşine maruz
Term
Under lock and key
Definition
Kilit altında
Term
Under no circumstances
Definition
Hiç bir suretle
Term
Under obligation
Definition
Mecburen, mecburiyet altında
Term
Under obligation to
Definition
Minnet altında
Term
Under one's belt
Definition
Tecrübe ile yetişmiş
Term
Under one's breath
Definition
Alçak sesle, fısıldayarak
Term
Under one's eyes
Definition
Gözünün önünde
Term
Under one's hat
Definition
Gizli, mahrem
Term
Under one's nose
Definition
Burnunun dibinde
Term
Under one's own steam
Definition
Yardımsız, kendi başına, kendi gayretiyle
Term
Under one's vine and fig tree
Definition
Kendi evinde rahat
Term
Under penalty of
Definition
Cezası ile
Term
Under pledge of secrecy
Definition
Gizl i olarak, mahrem olarak
Term
Under protection
Definition
Himaye altında
Term
Under repair
Definition
Tamirde
Term
Under sail
Definition
Yelkenleri fora olarak; seyir halinde
Term
Under sb's eyes
Definition
Birinin gözü önünde
Term
Under seal
Definition
Mühürlenmiş, mühürlü
Term
Under separate cover
Definition
Ayrıca, ayrı olarak
Term
Under shelter
Definition
Emniyetli, barınmış
Term
Under someone
Definition
Emri altında, emrine hazır
Term
Under someone's thumb
Definition
Birisinin hükmü/nüfuzu artında
Term
Under surveillance
Definition
Nezaret altında
Term
Under the breath
Definition
Alçak sesle
Term
Under the circumstance
Definition
Büyük törenle
Term
Under the circumstances
Definition
Bu şartlar altında; öyle ise
Term
Under the command of
Definition
Emrinde, emri altında
Term
Under the count
Definition
El artından
Term
Under the counter
Definition
El altından
Term
Under the cover
Definition
Örtüsü altında
Term
Under the date of May 9th
Definition
9 Mayıs tarihinde
Term
Under the delude
Definition
Vehminde
Term
Under the guardianships of sb.
Definition
Birinin nezareti altında
Term
Under the harrow
Definition
Felaket veya yoksulluk içinde, ıstırap içinde
Term
Under the hat
Definition
Sır olarak, gizlice
Term
Under the head of
Definition
Başlığı altında, maddesinde
Term
Under the heel of
Definition
Hükmünde, boyunduruğunda
Term
Under the influence of
Definition
in etkisi artında
Term
Under the knife
Definition
Ameliyatta
Term
Under the mask of
Definition
Perdesi altında, kisvesi attında
Term
Under the nose of
Definition
Gözünün önünde, burnunun dibinde: kaşla göz arasında
Term
Under the open sky
Definition
Açık havada, gök kubbe altında
Term
Under the pretense of
Definition
Bahanesiyle
Term
Under the pretext of
Definition
Bahanesiyle
Term
Under the rose
Definition
Gizlice, el altından
Term
Under the seal of secrecy
Definition
Gizli kalmak şartı ile
Term
Under the shadow of something
Definition
Yükü altında
Term
Under the skin
Definition
Aslında, temelinde
Term
Under the sun
Definition
Dünyada, yeryüzünde
Term
Under the survey of someone
Definition
Birinin nezaretinde
Term
Under the thumb of
Definition
Tesiri altında, etinde
Term
Under the weather
Definition
Rahatsız, keyifsiz
Term
Under the yoke
Definition
Boyunduruk altında
Term
Under these circumstances
Definition
Bu şartlar altında , bu durum karşısında
Term
Under way
Definition
Yolda; hareket halinde; sefer halinde
Term
Under way on
Definition
Devam edip giden
Term
Under wraps
Definition
Gizlilik içinde
Term
Unless otherwise specified
Definition
Aksi sabit olmadıkça
Term
Unless the contrary has been proved
Definition
Aksi sabit olmadıkça
Term
Until further notice
Definition
Yeni bir bildiriye kadar
Term
Until mid-way through the century
Definition
Yüzyılın ortalanna kadar
Term
Until quite recently
Definition
Çok yakın zamana kadar
Term
Until such time as
Definition
inceye kadar
Term
Until this time
Definition
Bu zamana kadar
Term
Until when
Definition
O zamana kadar, ne zamana kadar
Term
Until all hours
Definition
Çok geç; geceden sabaha kadar
Term
Up-to-the-minute
Definition
En son, en yeni
Term
Up a tree
Definition
Zor bir durumda, tereddütte, kararsızlık içinde
Term
Up against
Definition
e karşı, ile mücadele halinde
Term
Up and down
Definition
Bir aşağı bir yukarı, öteye beriye; baştan aşağı, tepeden tırnağa
Term
Up hill and down dale
Definition
Dere tepe
Term
Up his alley
Definition
Tam onun işi, biçilmiş kaftan
Term
Up in the air
Definition
Karar verilmemiş, neticeye bağlanmamış
Term
Up stream
Definition
Akıntıya karşı
Term
Up the creek
Definition
(k.d) Tümüyle yanlış -
Term
Up the pole
Definition
(k.d) Aklını kaçırmış
Term
Up the spout
Definition
(k.d) Boşa gitmiş, kaybolmuş
Term
Up to
Definition
e kadar; e bağlı; yüksekliğine kadar
Term
Up to date
Definition
Eksiksiz; güne uygun olarak; zamane
Term
Up to grade
Definition
İstenilen nitelikte
Term
Up to me
Definition
Bana göre, bana kalırsa, benim düşünceme göre
Term
Up to no good
Definition
İyilik beklenmez, hayırsız, faydasız
Term
Up to now
Definition
Bu zamana kadar, şimdiye kadar
Term
Up to par
Definition
Yeterli, normal
Term
Up to sample
Definition
Numunesine uygun
Term
Up to scratch
Definition
İyi halde, beklenen veya istenilen durumda
Term
Up to snuff
Definition
Umulduğu kadar
Term
Up to standard
Definition
Belirli bir standarda göre; kabul edilen şartlara göre
Term
Up to that point
Definition
O noktaya kadar
Term
Up to that time
Definition
O zamana kadar
Term
Up to the elbows
Definition
Çok meşgul, işi başından aşmış
Term
Up to the end
Definition
Sonuna kadar
Term
Up to the eyes in work
Definition
İşi başından aşkın, çok meşgul
Term
Up to the hilt
Definition
Bütünlükle, tamamen, bütün bütün
Term
Up to the mark
Definition
En ince noktasına kadar
Term
Up to the minute
Definition
Son derece modern
Term
Up to the present
Definition
Şimdiye kadar, bugüne kadar
Term
Upon my honour
Definition
Namusum üzerine
Term
Upon one's honour
Definition
Şerefi/namusu üzerine
Term
Upon the right scent
Definition
Tam iz üzerinde
Term
Ups and downs
Definition
İniş yokuş; hayatın cilvelen, hayattaki iniş ve çıkışlar
Term
Upwards of
Definition
den daha fazla, den yukarı, in üstünde
Term
Varying between
Definition
Arasında değişen
Term
Very definitely
Definition
Çok kesin olarak
Term
Very evidently
Definition
Apaçık, apaşikar
Term
Very late
Definition
Çok geç
Term
Very well
Definition
Çok iyi
Term
Very well then
Definition
İyi o halde, tamam!
Term
Warts and all
Definition
Olduğu gibi, bütün ayrıntılarıyla; güzel olmayan taraflarını saklamadan
Term
Way above
Definition
Çok yukarıda
Term
Way ahead
Definition
Çok önde
Term
Way behind
Definition
Çok arkada
Term
Way below
Definition
Çok aşağıda
Term
Way out
Definition
(k.d) Özgün; ileri
Term
Ways and means
Definition
Bir işi başarı ile yapmanın yolları
Term
We must also think more
Definition
Şunu da düşünmeliyiz ki, şunu da gözönüne atmalıyız ki...
Term
We need hardly mention that
Definition
Söylemeğe gerek yoktur ki...
Term
We understand that
Definition
Öğrendiğimize göre
Term
We were speaking of you.
Definition
Sizden bahsediyorduk!
Term
We/they etc. each
Definition
Her birimiz
Term
Week in week out
Definition
Aralıksız; haftalarca
Term
Weeks ago
Definition
Haftalar(ca) önce
Term
Well enough
Definition
Oldukça iyi, iyice
Term
Well in to
Definition
Hatta, bile
Term
Well made
Definition
Biçimli, iyi yapınrılı
Term
We'll manage it somehow.
Definition
Elbette biryofunu buluruz!
Term
Well nigh
Definition
Hemen hemen, takriben
Term
Well on in life
Definition
Yaşı hayli ilerlemiş
Term
Well past
Definition
Hayli geçmiş
Term
Well to be sure
Definition
Olur şey değil; eh olabilir!
Term
Well, as t was saying
Definition
Ha, diyordum ki...
Term
Well-known
Definition
Herkesçe malum, maruf
Term
West of
Definition
in batısında
Term
Wet to the skin
Definition
Sırılsıklam
Term
What about
Definition
na ne dersiniz?
Term
What if
Definition
Farzedelim
Term
What is more
Definition
Dahası: bundan başka; üstelik
Term
What is more important
Definition
Daha önemlisi
Term
What is more to the point
Definition
Daha önemlisi
Term
What not
Definition
Daha sair şeyler: v.s
Term
What sauce
Definition
Ne yüzsüzlük, ne pişkinlik
Term
What time
Definition
İken
Term
What troubles me is
Definition
Beni üzen/sıkan şudur ki...
Term
What with
Definition
Hesaba kattıktan sonra, düşünerek, den dolayı
Term
Whatever happens
Definition
Ne olursa olsun
Term
Whatever shall be
Definition
Kısmet neyse
Term
When ... then
Definition
Her ne zaman ..olsa, o zaman
Term
When ... there
Definition
Her nerede ... olsa, orada
Term
When all is said and done
Definition
En son
Term
When convenient
Definition
Uygun zamanda
Term
When I choose
Definition
İstediğim zaman
Term
When it comes to the push
Definition
Sorun ciddileşirse
Term
When it said
Definition
Söylenildiğinde
Term
When occasion serves
Definition
Gereğinde; fırsat düşünce
Term
When one thinks
Definition
Düşünüldüğü zaman
Term
When required
Definition
Gereğinde
Term
When you please
Definition
Ne zaman isterseniz
Term
Whence we can understand that
Definition
işte bundan anlıyoruz ki...
Term
Whenever necessary
Definition
Ne zaman gerekirse, gerektiğinde
Term
Where ... then
Definition
Her nerede ... olsa, orada
Term
Whereas ... therefore
Definition
Oysa bu yüzden
Term
Whether... or
Definition
Olup olmadığı
Term
Whether... or... not
Definition
sa da ... masada
Term
While I think of
Definition
Hatırı mdayken
Term
While I'm thinking of it
Definition
Aklımdayken
Term
While the going is good
Definition
Durum uygun iken
Term
While there is bet time
Definition
İş işten geçmeden, henüz fırsat varken
Term
While we are at it
Definition
Hazır bu iş üzerinde iken
Term
Whip and spur
Definition
En yüksek hızla
Term
Who cares if
Definition
sa ... sın, se ... Sin
Term
Whole day
Definition
Bütün gün, sabahtan akşama kadar
Term
Why on earth
Definition
Aman ya rabbi; neden, niçin
Term
Wife and children
Definition
Çoluk çocuk
Term
Will the utmost will
Definition
Can ve gönülden
Term
With a clear conscience
Definition
Vicdanı rahat olarak
Term
With a concern
Definition
Endişe ile
Term
With a good or bad grace
Definition
İsteyerek veya istemeyerek
Term
With a grain of salt
Definition
Şüphe ile
Term
With a heavy hand
Definition
Sıkıntı verir surette
Term
With a high hand
Definition
Zorbalıkla, kaba güçle, küstahça
Term
With all due defer to you
Definition
Hatırınız kalmasın!
Term
With all due modesty
Definition
Övünmek gibi olmasın ama
Term
With all my heart
Definition
Bütün kalbimle, samimi olarak
Term
With all my soul
Definition
Candan, bütün kalbimle
Term
With all possible dispatch
Definition
En son hızla
Term
With all reserve
Definition
Doğruluğundan emin olmayarak
Term
With all speed
Definition
Bütün hızıyla
Term
With an eye to (doing) sth.
Definition
Düşünecek, niyetiyle, maksadıyla; hesaba katarak
Term
With a run
Definition
Telaşla, acele ile
Term
With a rush
Definition
Birdenbire
Term
With a strong hand
Definition
Gayretle, şiddetle
Term
With a sweep of the arm
Definition
Bir kot hareketi ile
Term
With a vengeance
Definition
Şiddetl i bir halde; alabildiğine; son derecede
Term
With a view
Definition
Bir bakımdan
Term
With a view to
Definition
Amacıyla, nedeniyle, maksadıyla, umuduyla
Term
With a whole skin
Definition
Sapasağlam
Term
With a wide sweep of the arm
Definition
Geniş bir kol hareketi ile
Term
With bated breath
Definition
Soluğu kesilerek, müşkilatla
Term
With clear conscience
Definition
Vicdanı müsterih olarak, huzuru kalple
Term
With colours flying
Definition
Bayraklar dalgalanarak
Term
With costs
Definition
Mahkeme masrafları ile beraber
Term
With deep concern
Definition
Derin endişe ile
Term
With difficulty
Definition
Güçlükle
Term
With ease
Definition
Kolaylıkla, kolayca
Term
With every stitch of canvas set
Definition
Bütün yelkenler fora
Term
With expedition
Definition
Çabucak, süratle
Term
With felon intent
Definition
Suç işlemek amacıyla
Term
With flying colours
Definition
Büyük başarıyla
Term
With God's help
Definition
Allah'ın yardımıyla
Term
With great difficulty
Definition
Dara dar
Term
With halfan eye
Definition
Kolay bir tahminle, ilk bakışta
Term
With heart and soul
Definition
Canla başla
Term
Within striking distance
Definition
Vurulacak mesafede
Term
Within a hair's breadth
Definition
Kıl payı
Term
Within an inch of one's life
Definition
Ölümüne ramak kalmış
Term
Within cry
Definition
Çağırınca duyabilecek uzaklıkta
Term
Within doors
Definition
İçerde, evde
Term
Within ear
Definition
İşitebilecek uzaklıkta
Term
Within hail
Definition
Seslenebilecek uzaklıkta, yakın
Term
Within my province
Definition
İhtisasım dahilinde
Term
Within one's means
Definition
Gelirine uygun bir şekilde
Term
Within reach
Definition
Yetiş ile bil ir, ulaşılabilir
Term
Within reach of
Definition
in yakınında, yetişilir
Term
Within reach of easy
Definition
Kolaylıkla erişilebilir
Term
Within reason
Definition
Akla yakın, mantıklı, makul
Term
Within striking distance
Definition
Darbe indirecek mesafede
Term
Within the bounds of
Definition
Şümulü dahilinde
Term
Within the compass of
Definition
Dahilinde
Term
Within the earshot of
Definition
Burnunun dibinde
Term
Within the law
Definition
Yasal olarak
Term
Within the means
Definition
Kudreti dahilinde
Term
Within the pale
Definition
Hudut dahilinde
Term
Within the range
Definition
Arasında
Term
Within the preseribte time
Definition
Belirtilen süre içinde
Term
Within your discretion
Definition
Arzunuza bağlı, nasıl isterseniz!
Term
With kind regards from
Definition
den selamlarla
Term
With lightning speed
Definition
Yıldırım hızı ile
Term
With malice afore
Definition
Önceden tasarlanmış
Term
With malice aforethought
Definition
Bile bile
Term
With might and main
Definition
Var kuvvetle, elden geldiği kadar
Term
With my compliments
Definition
Selamlarımla; parasız, hediye olarak
Term
With my whole heart
Definition
Bütün kalbimle
Term
With no regard to
Definition
Bakmadan, ehemmiyet vermeden
Term
With one accord
Definition
Hep birlikte
Term
With one another
Definition
Birbiriyle
Term
With one consent
Definition
Hep birden
Term
With one fell swoop
Definition
Bir hamlede, bir çırpıda
Term
With one voice
Definition
Hep bir ağızdan
Term
With one's back to the wall
Definition
Son ümit ve son güçle
Term
With one's eyes open
Definition
Göz göre göre
Term
With one's head in the air
Definition
Burnu havada
Term
With one's tongue in one'scheek
Definition
Ciddi olmayarak, yarım ağızla
Term
With open arms
Definition
Candan ve coşkuyla
Term
With or without
Definition
Olarak ya da olmaksızın
Term
Without a doubt
Definition
Kuşkusuz
Term
Without a hitch
Definition
Pürüzsüz
Term
Without a sou
Definition
Meteliksiz
Term
Without a stain on his character
Definition
Alnının akıyla
Term
Without a stitch of clothing
Definition
Çırılçıplak
Term
Without a tremor
Definition
Kılı bile kıpırdamadan
Term
Without a wince
Definition
Göz kırpmadan
Term
Without bothering
Definition
Dikkate almadan
Term
Without cause or reason
Definition
Sebepsiz, nedensiz
Term
Without cease
Definition
Durmadan, ara vermeden, fasılasız
Term
Without ceremony
Definition
Törensiz
Term
Without committing myself
Definition
Ne olur ne olmaz düşüncesiyle
Term
Without consulting my pleasure
Definition
Bana danışmadan
Term
Without delay
Definition
Gecikmeden, gecikmesiz
Term
Without demur
Definition
Tereddüt etmeden
Term
Without distinction
Definition
Ayrım gözetmeden, fark gözetmeden
Term
Without doubt
Definition
Şüphesiz, şüphe etmeden
Term
Without effect
Definition
Tesirsiz, beyhude
Term
Without end
Definition
Sonsuz
Term
Without example
Definition
Eşi görülmemiş, misalsiz
Term
Without exception
Definition
istisnasız
Term
Without fail
Definition
Elbette, mutlaka, muhakkak olarak
Term
Without fear or favour
Definition
Kimseden korkmadan ve kimseye boyun eğmeden
Term
Without firing a shot
Definition
Kurşun harcamadan
Term
Without implicating anyone
Definition
Kimseyi karıştırmadan
Term
Without incident
Definition
Hadisesiz
Term
Without interruption
Definition
Durmadan, kesintisiz
Term
Without let or hindrance
Definition
Hiç bir engelle karşılaşmadan
Term
Without measure
Definition
Hadsiz
Term
Without mincing matters
Definition
Dobra dobra, sakınmadan, açıkça
Term
Without my knowing
Definition
Haberim olmadan
Term
Without number
Definition
Sayısız
Term
Without pose
Definition
İçten
Term
Without prejudice
Definition
Önyargısız
Term
Without reason
Definition
Sebepsizce
Term
Without reference to
Definition
Geçerek, danışmadan
Term
Without regard to
Definition
Bakmadan, ehemmiyet vermeyerek
Term
Without reservation
Definition
Uluorta; koşulsuz; hiç bir sınırlama olmaksızın
Term
Without reserve
Definition
Çekinmeyerek; tamamen
Term
Without resort to force
Definition
Zora başvurmadan
Term
Without rhyme or reason
Definition
Anlamsız, saçma, ipe sapa gelmez
Term
Without shame
Definition
Utanmadan
Term
Without stint
Definition
Bol bol, esigemeyerek
Term
Without the slightest hesitancy
Definition
Hiç duraksamayarak
Term
Without thinking
Definition
Düşünmeden, düşünmeksizin
Term
Without wincing
Definition
Göz kırpmadan
Term
Without wishing to boast
Definition
Övünmek gibi olmasın ama
Term
Without wishing to lay down the law
Definition
Haddim olmayarak
Term
With pomp and circumstances
Definition
Büyük törenle
Term
With reason
Definition
Hakkı olarak, hakkıyla
Term
With reference to
Definition
e dair. e ilişkin, e göre, nazaran, münasebetiyle, dolayısıyla
Term
With regard to
Definition
İle ilgili olarak; e gelince,hususunda, e dair, nazaran,hakkında
Term
With reluctance
Definition
İstemeyerek
Term
With respect to
Definition
Konusunda, ile ilgili olarak, hususunda, nazaran, göre; e gelince
Term
With sinking heart
Definition
Gittikçe sıkıntıya girerek
Term
With that courtesy which is his alone
Definition
Kendine özgü nitelikle
Term
With the consent of
Definition
Rızası ile, muvafakatiyle
Term
With the difference of
Definition
Farklı olarak
Term
With the except of
Definition
Dışında
Term
With the exception
Definition
Dışında, den başka, müstesna olarak, den hariç
Term
With the intent of
Definition
Amacıyla
Term
With the intention of
Definition
mek niyetiyle
Term
With the lapse of time
Definition
Zamanla
Term
With the object of
Definition
Hoş karşılamadan, Itirazıyla; amacıyla
Term
With the purpose of
Definition
Niyetiyle, maksadıyla
Term
With the result that
Definition
Netice itibariyle
Term
With the stream
Definition
Akıntı ite
Term
With the style of
Definition
Biçimi/şekli ile
Term
With the sun
Definition
Güneş arkasında olarak; soldan sağa
Term
With the unaided eye
Definition
Çıplak gözle, dürbün vb. kullanmadan
Term
With the utmost composure
Definition
Hiç kendini bozmadan, teleşsızca
Term
With the view of
Definition
Maksadıyla, niyetiyle, umuduyla
Term
With this
Definition
Hemen ardından; bu durum karşısında, hal böyle iken
Term
With this design
Definition
Bu amaçla
Term
With this object in my mind
Definition
Bu niyetle, bu amaçla
Term
With your favour
Definition
Sayenizde!
Term
Word for word
Definition
Kelimesi kelimesine
Term
Words fail me.
Definition
Söyleyecek söz bulamıyorum!
Term
World without end
Definition
Ebediyen, sonsuza dek
Term
Worth while
Definition
Zahmet veya masrafa değer
Term
Year-round
Definition
Bütün yıl boyunca
Term
Year after year
Definition
Her yıl
Term
Year by year out
Definition
Bütün yıl boyunca
Term
Years ago
Definition
Yıllar önce, seneler önce
Term
Yesterday week
Definition
Geçen hafta dünkü gün
Term
Yet already
Definition
Yine de, halihazırda
Term
Yet more
Definition
Hatta bundan daha fazla
Term
You are welcome to it.
Definition
Buyurunuz!
Term
You are welcome to try.
Definition
Bir deneyin isterseniz!
Term
You are welcome.
Definition
Bir şey değil, rica ederim, estağfîrullah!
Term
You may well say that.
Definition
Bunu söylemekte haklısınız!
Term
You see
Definition
Yani, işte, şimdi, efendim
Term
You will learn in good time.
Definition
Sırası gelince öğrenirsin(iz).
Term
Young and old
Definition
Herkes
Term
Your favour of the 12th of June
Definition
12 Haziran tarihli mektubunuz
Supporting users have an ad free experience!